Grup Başkanvekillerimiz Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, 1 Temmuz 2024 itibariyle zam sınırının kalkmasıyla daha da kangren bir hal alacak olan kiralık konut sorununun ve kiralarda meydana gelen fahiş artışların ortaya çıkardığı sosyo-ekonomik sorunların araştırılması ve çözümü için gerekli önlemlerin alınması talebiyle TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi.
Önergede şu ifadeler yer aldı:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İzlenen yanlış ekonomi politikaları sonucu açığa çıkan yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve yoksulluk karşısında ezilen yurttaşların son dönemde yaşadığı en önemli sorunlar konut fiyatları, fahiş kira artışları ve kiralık ev sorunudur.Toplumun büyük bir kısmını oluşturan asgari ücretli ve emekliler başta olmak üzere yurttaşlar gelirlerinin büyük bir kısmını kiraya harcamak zorunda kalmakta ve bu durum geçinmelerini imkânsız hale getirmektedir.
Türkiye’de son yıllarda önemli bir sorun olarak karşımıza çıkan konut sıkıntısı ve fahiş kira sorunu, 1 Temmuz 2024 itibariyle zam sınırının kalkmasından sonra daha da kangren bir hal alacaktır. Bu sebeple hem yaşanan kiralık konut sorununun hem de kiralarda meydana gelen fahiş artışların ortaya çıkardığı sosyo-ekonomik sorunların araştırılması ve bu sorunların çözümü için gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
GEREKÇE
Özellikle son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon, göçler, hayat pahalılığı ve depremin de etkisiyle fahiş kira artışları yurttaşlarımızı ciddi anlamda zorlamaya başlamış, kiracılar gelirlerinin büyük bir kısmını kiraya ayırmak zorunda kalmışlardır. Bu sorunun çözümünde ciddi bir politika geliştirilmediği için Türkiye 2021 yılından beri Avrupa’da konut ve kira fiyatlarının en fazla arttığı ülke olmaya devam etmektedir.
Konut sorunun yaşandığı Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde konut sahipliği oranının en düşük olduğu 4. ülke konumundadır. Avrupa Birliği’nde konut sahipliği oranı yüzde 70 iken Türkiye’de bu oran sadece yüzde 58’dir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre konut sahipliği oranı giderek düşmektedir. 2014’te yüzde 61,1 olan ev sahipliği oranı 2021 yılında yüzde 57,5’e kadar düşmüştür. Bu oran 2006 yılında yüzde 60,7 düzeyindeydi. 2020 ve 2021 yıllarında halkın yüzde 42’si kiracı durumundadır. En temel insan haklarından olan barınma konusunda dünyada farklı ülkelerde farklı uygulamalar yer almaktadır. Avrupa ülkelerindeki uygulamalar da kendi içinde değişiklik göstermektedir. Bazı ülkelerde belediyeler ihtiyaç sahiplerine piyasa fiyatından daha ucuza düşük konut kiralama hakkı tanıyorlarken bazı ülkelerde ise gelir durumuna göre kira yardımları yapılmaktadır. Örneğin Almanya’da 2023 yılı itibariyle yapılan kira yardımı 370 Euro olarak belirlenmiştir. Ayrıca Almanya’da kira yardımı şartları kolaylaştırılmışken yardım miktarı da arttırılmıştır. Kira yardımının miktarı kişinin veya ailenin geliri, kiranın miktarı veya evin masrafına göre değişiklik gösterebilmektedir.
AKP-MHP iktidarı, yapısal bir çözüm getirmek yerine 11 Haziran 2022 ila 01 Temmuz 2024 tarihleri arasında yapılacak kira artışlarını yüzde 25’i geçemeyecek şekilde belirlemişti. İktidarın kendi sorumluluğunu üzerinden atmasını sağlayan bu uygulama, sorunu çözmekten uzak palyatif bir uygulamaydı. Öte yandan iktidarın konut kiralarına getirdiği yüzde 25 zam sınırı, emlakçıların verdiği bilgilere göre büyük oranda uygulanmamış, ev sahipleri yüksek enflasyonu gerekçe göstererek yüzde 25’i çok aşan oranlarda zam yapmışlardır. Bu da kiracıların mağdur olmasına, ev sahipleri ve kiracıların sıklıkla karşı karşıya kalmasına sebep olmuştur. Kiracı-ev sahibi cinayetleri yaşanmış, mafya ve çeteler konuya dahil olmuştur. Ayrıca son iki yılda kiracılara yönelik tahliye davalarında da çok ciddi bir artış olmuştur.
1 Temmuz 2024 itibariyle yüzde 25 kira artışı üst sınırı kaldırılmıştır. 1 Temmuz sonrası kiralarda yeniden tüketici enflasyonu (TÜFE) belirleyici olacağı açıklanmıştır. Bu durumda kira artış oranı, on iki aylık ortalama enflasyona göre belirlenecektir. Yüzde 25’lik artış oranı dahi uygulanmamışken bunun uygulanacağının garantisi olmadığı gibi Mayıs 2024 itibariyle 12 aylık TÜFE ortalaması yüzde 65 seviyelerinde olmuştur. Bu hesapla yapılacak bir kira zammı bile 20 bin lira kira ödeyen bir kişi için 12 bin lira zam anlamına gelmektedir. Dolayısıyla Haziran-Temmuz enflasyonuyla birlikte ortaya çıkacak tabloda en iyi ihtimal ile kiracıları en az yarı yarıya bir kira artışı beklediği açıktır.
Mevcut durum bu iken kiralardaki yüzde 25 zam sınırını kaldırmak durumu daha da vahim hale getirecektir. 1 Temmuz 2024 tarihi sonrasında yapılacak kira artış oranlarının yüzde 100’leri geçmesi söz konusudur. Özellikle toplumun büyük bir kısmını oluşturan asgari ücretli ve emekliler başta olmak üzere yurttaşlar gelirlerinin daha büyük bir kısmını kiraya harcamak zorunda kalacaklar ve geçinmeleri çok daha zorlaşacaktır. 1 Temmuz 2024 itibariyle kira artışlarında yasal sınırın kaldırılmasının yanı sıra asgari ücrete herhangi bir zammın yapılmayacak olması da yurttaşların tüm maaşlarını verse dahi barınacak konut bulamayacak durumuna gelmesine ve barınma sorununun çığ gibi büyümesine neden olacaktır.
Dünyanın her yerinde en temel insan haklarından biri olan barınma hakkının izlenen yanlış ekonomi politikaları sonucu bir ciddi barınma krizine ve bu barınma krizinin de gittikçe derinleşen bir toplumsal soruna dönüştüğü açıktır. TBMM’nin yurttaşların kâbusu haline gelmiş fahiş kira artışlarıyla ilgili sorumluluk alarak kamunun yurttaşlar için konutlar inşa etmesi, inşaat maliyetlerini düşürecek tedbirler alması, kamu emekçilerinin kazanılmış hakkı olan lojmanların yeniden tahsis edilmesi, açlık sınırının altında gelir elde eden ailelere kira desteği sağlanması, doğru bir gelir ve kira politikası hayata geçirmesi, kamu denetimlerini arttırması başta olmak üzere halkın talebi doğrultusunda bir politika belirmesi yönünde çalışma yapması gerekmektedir.
4 Temmuz 2024