Grup Başkanvekillerimiz Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, 1994'te DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak tutuklandığı 2 Mart Darbesini planlayanların ve uygulayanların açığa çıkarılması ve yaratılan mağduriyetin giderilmesi için TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
2 Mart 1994 yılında Demokrasi Partisi (DEP) Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak cezaevine konulmaları ve sonrasında DEP’in kapatılması kamuoyunda 2 Mart 1994 darbesi olarak adlandırılmaktadır. Kürt Halkının demokratik siyaset yapma yollarının kapatılmasına yol açan ve günümüzde de bir silsile olarak devam eden bu darbeyi planlayanların ve uygulayanların açığa çıkarılması ve bu darbe ile yaşanan mağduriyetlerin tespit edilerek alınacak tedbirlerin neler olduğunun belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98. ve TBMM içtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
GEREKÇE
1991 seçimlerinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) listelerinden Meclis’e giren DEP’lilerin dokunulmazlığı Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine 2 Mart 1994’de kaldırılmış Orhan Doğan ve Hatip Dicle TBMM çıkışında polislerce gözaltına alınmıştır. 2 gün sonra ise bu kez de Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve bağımsız milletvekili Mahmut Alınak gözaltına alınmıştır. Milletvekilleri yapılan sorgularının ardından 17 Mart’ta tutuklanmışlardır. 16 Haziran 1994′te Anayasa Mahkemesi, Demokrasi Partisi’nin kapatılmasına ve 5′i cezaevinde bulunan 13 milletvekilinin tümünün dokunulmazlığının kaldırılmasına karar vermiştir. Milletvekilleri “yasadışı örgüt üyeliği” iddiasıyla 15 ‘er yıl ağır hapis cezasına çarptırılmışlardır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2001 yılında verdiği kararla Devlet Güvenlik Mahkemelerinin tarafsız ve bağımsız olmadıkları ve başvurucuların adil yargılanmadıklarına hükmetmiştir. Yeniden yargılama sonucu 10 yıl 3 ay 8 gün fiilen cezaevinde kalan DEP milletvekilleri 9 Haziran 2004′te serbest bırakılmışlardır.
Aradan geçen 30 yıla rağmen demokratik siyaset yollarını tıkamaya dönük politikalar iktidar tarafından güncellenerek devam ettirilmektedir. 11 Eylül 2016’da başlatılan ve demokratik siyasetin tasfiyesi maksadıyla artık bir olağan rejim halini alan kayyım uygulaması sonrası 3’ü büyükşehir belediyesi olmak üzere toplamda HDP’li 94 belediyeye kayyım atanmış, birçok belediye eşbaşkanı tutuklanıp cezaevine konulmuştur. 31 Mart 2019 tarihindeki yerel seçimlere kadar süren bu “ilk kayyım döneminin” ardından kayyımların elindeki belediye yönetimleri, halk iradesi karşısında yenilmiş ve HDP 65 belediye başkanlığını geri almıştır. Seçim sonuçları dahi henüz tam belli olmadan “ikinci kayyım dönemi” planlarına başlayan iktidar, seçimin hemen ardından birçok belediye eşbaşkanına mazbatalarını vermeyerek irade gaspının ilk adımını atmıştır. 19 Ağustos’ta başlayan süreçle beraber ise HDP’li 48 belediyeye kayyım atanmış ve çok sayıda belediye eşbaşkanı tutuklanarak cezaevine götürülmüştür.
Yerel yönetimlere eşzamanlı olarak parlamentoda da irade gaspları başlatılmıştır. 4 Kasım 2016’da başlayan siyasi darbe sürecinde çok sayıda HDP’li milletvekilinin tutuklanmış bir kısmı ise Türkiye’de yaşama imkânı kalmadığı için sürgüne gitmek zorunda kalmıştır. Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Çağlar Demirel, İdris Baluken, Abdullah Zeydan, Burcu Çelik, Ferhat Encü, Gülser Yıldırım, Selma Irmak, Ayhan Bilgen, Besime Konca, Leyla Birlik, Meral Danış Beştaş, Nihat Akdoğan, Nursel Aydoğan 24 Haziran 2018 genel seçimlerine kadar tutuklanan HDP’li milletvekilleri olmuşlardır.
24 Haziran 2018 genel seçimleri sonrası iktidar, demokratik siyasete ve halk iradesine dönük baskı ve engellemelerine yine devam etmiş, bu çerçevede de HDP’li Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Ömer Faruk Gergerlioğlu tutuklayıp cezaevine göndermiştir.
Bahsedilen tüm bu örneklerin ardından son olarak HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, dokunulmazlığının kaldırılmasının ardından 3 Eylül 2022’de gayri meşru bir şekilde tutuklanmıştır. Dokunulmazlığının kaldırılması sürecinde kamuoyunu yanıltmaya yönelik iktidar temsilcilerinin dolaşıma soktuğu yalanlar gözaltı sürecinde de devam etmiş, gözaltına alınma esnasında Güzel’e dönük kolluk tarafından uygulanan işkence görüntüleri, yandaş medya tarafından düzeysiz ve çirkin bir dil ile propaganda malzemesi haline getirilmiştir.
Semra Güzel’in “başını eğdirmeye” çalışan polislerin tavırlarını daha önce Orhan Doğan ve İdris Baluken de dahil olmak üzere hukuksuz ve gayri meşru bir şekilde gözaltına alınmaya çalışan seçilmişlere yapılan davranışlardan hatırlamaktayız. Bu görüntüler bize Kürt siyasetine yaklaşımın değişmediğini göstermektedir. Ayrıca bu politikalar yaklaşık 30 yıldır Türkiye’de demokratik siyasete ve halk iradesine dönük uygulanan baskıların hafızasının ortak olduğunu ve değişmeden devam ettiğini çok açık bir şekilde göstermektedir.
Tüm bunlardan hareketle Kürt Halkının demokratik siyaset yapma yollarının kapatılmasına yol açan ve günümüzde de bir silsile olarak devam eden 2 Mart Darbesini planlayanların ve uygulayanların açığa çıkarılması ve bu darbe ile yaşanan mağduriyetlerin tespit edilerek alınacak tedbirlerin neler olduğunun belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98. ve TBMM içtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
1 Mart 2024