Parti Sözcümüz Ayşegül Doğan, Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenleyerek MYK'mızda alınan kararları ve belirlediğimiz yeni adayları açıkladı. Doğan, şunları söyledi:
Zimanê me yê zikmakî qedexe dikin. Lê ew şahidê herî mezin ya berxwedana zimanê me ne. Ew kesên ku dixwazin zimanê kurdî qedexe bikin û nahêlin em bi zimanê xwe biaxivin. Lê nehiştina wan nikare rêya vî zimanî bigire, dîrok jî şahidê vê ye.
Kürtçeyi yasaklayarak engelleyemezsiniz
Özellikle Kürtçe başladım. Dün yeniden bir Kürtçe yasaklama olayına tanıklık ettik. Bir oyun yasaklandı Şişli Kaymakamlığı tarafından. Yasaklama gerekçesi bilinmiyor. Açıklasınlar gerekçesini eğer gerekçesi Kürtçe olması değilse yalnızca. Hangi gerekçeyle yasakladıklarını açıklamaya davet ediyoruz kendilerini. Ama öte yandan şunu hatırlatmak istiyoruz. Bu ülkede en çok mülki amirler, kolluk güçleri, mahkemeler, yargıçlar ve savcılar bilirler ki Kürtçeyi yasaklayarak engelleyemezsiniz. Hiçbir anadilini yasaklayarak engelleyemezsiniz.
Kent uzlaşısı yerel demokrasinin anahtarı
Dün toplanan ve saatler süren MYK sonrası yeniden karşınızdayız. Yeni seçim bölgelerindeki adaylarımızı açıklamaya devam ediyoruz. Bir fark ile devam ediyoruz DEM Parti olarak. Kitleleri anketlerle okumaya çalışanlardan, meydanlarda hiç hicap duymadan açık açık “bizi seçmezseniz mağdur olursunuz” diye tehdit edenlerden, popülizmi önceleyenlerden, Genel Merkezlerde sözüm ona birkaç etkili yetkili kişinin belirlediği kişiyi karşımıza halkın adayları gibi çıkaranlardan farklı olarak ne yaptık bu yol boyunca onu hatırlatacağım. Adaylarımızı halk oylaması, eğilim yoklaması ve kent uzlaşısı ile belirledik. Görüyoruz ki “kent uzlaşısı” terimi sık sık kullanılıyor. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Ancak DEM Parti için kent uzlaşısı hem kayyım rejimine karşı etkili bir mücadele aracı hem de yerel demokrasinin anahtarıdır. Çıktığımız bu yolda bu anahtar ile başladık. Kayyım rejiminin sadece bir bölgeyle, sadece bir coğrafyayla, sadece bir halkla sınırlı olmadığını, olmayacağını maalesef hep birlikte deneyimleyerek gördük.
3’üncü Yol tarihsel derinliği olan tarihsel bir birliktelik zemini
Meslek kuruluşlarından üniversitelere bu rejim adım adım yayılarak kalıcı hale getirilmeye çalışılıyor. O yüzden DEM Parti için kent uzlaşısı yerelden merkeze demokratik siyasetin zemini. Aynı zamanda kentin koşullarına ve dinamiklerine göre şekillenen ilkeci ve sahici bir müzakerenin imkanı. Biz yola bu anahtar ile çıktık. Bu yol yok sayılan ve ezilen halkların, emekçilerin, kadınların, gençlerin yolu. Bu yol aslında hepimizin yolu. 3’üncü Yol tarihsel derinliği olan tarihsel bir birliktelik zemini. Bu yol dayatılmış blokların, eskimiş yıpranmış siyasetlerin yıllardır üstesinden gelemediği sorunlara sahici çözümler üreten, hamasetten uzak bir yaklaşımı temsil eder. Türkiye halklarının yıllara dayalı birikimi ve bu yolun yıllara dayalı tecrübesi şimdi tam da zamanı dediğimiz bir ana ve birlikteliğe vurgu yapıyor. Çünkü diğer bütün yollar sorunları daha ağırlaştırıp derinleştiriyor. Her ne kadar hiçbir hak ve hukuk tanımaksızın yolumuz darbe ve kumpaslarla defalarca kesilmeye çalışılsa da alternatif yerel yönetimlerin mümkün olabileceğini hep birlikte defalarca gösterdik.
31 Mart bizim için merkeziyetçiliğe karşı yerel demokrasinin yeniden güçleneceği eşik
Toplumcu, ekolojik, çok dilli ve kadın özgürlükçü Eş Başkanlık Sistemini esas alan yerel yönetim anlayışımızdan bütün bunlara rağmen taviz vermedik, vermeyeceğiz. Yıllardır hedef alınan ve özellikle kriminalize edilen eş başkanlık sistemi ile geleneksel siyasetteki cinsiyet eşitsizliğine güçlü bir alternatif sunduk ve ödenen bedellere rağmen devam ediyoruz. Kadınların yerel yönetimlerin her kademe ve biriminde yok denecek kadar az sayıda temsil edildiği bir ülkedeyiz. 2019 yerel seçimlerine göre yerel yönetimlerde kadın temsil oranı yalnızca yüzde 3. Oysa demokrasinin temel koşullarından biri eşit temsildir. Bunca haksızlığa, hukuksuzluğa ve kumpasa rağmen, DEM Parti için 31 Mart merkeziyetçiliğe karşı yerel demokrasinin yeniden güçleneceği eşiktir. Kent rantının değil kent hakkının kazanacağı bir eşik. Bu eşiğe adım adım, heyecanla, kararlılıkla ve umutla hep beraber yaklaşıyoruz.
Bazı seçim bölgeleri için yaptığımız birtakım görüşmeler sonuçlandı
DEM Parti bu yaklaşımla sahada binlerle buluştu. İllerde, ilçelerde kent uzlaşısı için büyük bir gayretle çalıştı. Tüm seçenekler değerlendirildi. Yerellerde adaylar belirlenirken kentlerin tüm sosyal ve siyasal dinamiklerine ulaşmak özellikle hedeflendi ve bu hedefe ulaşıldı. Bazı seçim bölgeleri için yaptığımız birtakım görüşmeler sonuçlandı, bazıları hala sürüyor. Şimdi seçim bölgelerine göre belirlediğimiz diğer bazı belediye eş başkanları adaylarımızı açıklayacağım. Şimdiden hepsine başarılar diliyorum. Malatya’yla, yararlı bir kentle başlıyoruz. Yaşatılanları ve yaşananları unutmayacağız, unutturmayacağız. Affetmeyeceğiz, helalleşmeyeceğiz. Bu yüzden DEM Parti’nin yerel yönetim modeline ve anlayışına ihtiyacımız var. Bu bile korkunç bir örnek maalesef. Keşke bunun üzerinden örneklendirmek durumunda kalmasaydık. Keza Erzincan İliç’te yaşananlar da niye bir 3’üncü yola ihtiyacımız olduğunu bizlere maalesef yeniden acı bir tecrübeyle hatırlatmış oldu. Gelelim Malatya’ya.
MALATYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
ABDULVAHAP EKİM- SEVİM ŞİMŞEK BAYRAM
URFA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
CELALETTİN ERKMEN- GÜLSER YILDIRIM
BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
İHSAN SEYLAN- BİLMEZ ERBOĞA
KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
GÜLBAHAR GÜNDÜZ- BÜLENT KILIÇ
KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
HASAN ÖZGÜNEŞ- SELDA İLGÖZ KOÇYİĞİT
ANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
SELMAN TUTUMLU AYFER YILMAZER
AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
SUZAN KOÇ- NAİF KANAT
OSMANİYE BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
ZİVER GÜMÜŞ- ZİLAN KARAGÜZEL
KİLİS BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
AHMET ÜÇER- AZİZE AKOĞLU
ELAZIĞ BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
HAYRETTİN KAYA
ADIYAMAN BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
MERYEM CERİTLİ- BAHATTİN BİLGİN
DERSİM BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
CEVDET KONAK- BİRSEN ORHAN
KOCAELİ DİLOVASI BELEDİYE EŞ BAŞKAN ADAYLARIMIZ
MUSTAFA AVCI- ŞEVİN COŞKUN
Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adaylarımız Gültan Kışanak ve Öztürk Türkdoğan
Ön seçim yapılan yerler dışında 8 büyükşehir belediye eş başkanı, 5 il belediye eş başkanı ve 367 ilçe belediye eş başkanı adayı açıklıyoruz bugün. İlçe belediye eş başkan adaylarımızı yazılı olarak açıklayacağız. Elazığ Belediye Eş Başkanımızı açıkladığımızda sadece Hayrettin Kaya dedim. Bu, eş başkan sisteminden vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Aman yanlış anlaşılmasın, olmazsa olmazımız eş başkanlık sistemi. Burada adayları kent uzlaşısı kapsamında belirlediğimiz için ve henüz süreç tamamlanmadığından yalnızca tek aday ismi açıkladım. Diğer ismi de önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Ankara merak edilen yerlerden biri. Yerel yönetimler anlayışımız için büyük bedeller ödemiş ve hala ödemekte olan bir isim. Şu anda hapiste olan bir isim. Barış ve Kürt sorununa demokratik çözüm mücadelesi nedeniyle yıllardır haksız hukuksuz bir şekilde hapiste tutulan; seçilmiş belediye eş başkanlığımızı, milletvekilliğimizi, eş genel başkanlığımızı ve grup başkanvekilliğimizi yapmış bir ismi takdim etmek istiyorum. Gültan Kışanak. Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adaylarımız Gültan Kışanak ve Öztürk Türkdoğan. Her iki isim de insan hakları, demokrasi, barış, eşitlik ve adalet mücadelesinde simgeleşmiş isimler. Gültan Kışanak’ın hepimize bir çağrısı var. Kendi el yazısıyla olan bu çağrıyı okumak istiyorum. Neden bu adaylık önerisini kabul ettiğini, bu yola neden çıktığını anlatan bir mesaj.
"Değerli Halklarımız,
Partimizin Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan adaylığı önerisini, sizlere duyduğum sorumluluğun bir gereği olarak kabul ettiğimi belirtmek istiyorum.
Başta Kürt sorunu ve kadın özgürlük sorunu olmak üzere sorunlarımızı kaynağında, Ankara’da tartışmak konuşmak gerekiyordu. Diyarbakır’dan Ankara’ya, Ankara’dan Türkiye’nin dört bir yanına toplumsal barış köprüleri kurmak için yola çıkıyoruz.
Sizleri; barışa, demokrasiye ve özgürlüğe inanan herkesi bu mücadelede inisiyatif almaya davet ediyor, şimdiden başarılar diliyorum.
Gültan Kışanak"
Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayımızın durumu bile bir kez daha bu seçimlere hangi koşullarda ve nasıl gittiğimizin göstergesi. DEM Parti olarak bu seçim hazırlıklarını işte tüm bunları gözeterek yaptık. Nasıl pozisyon alacağımızın yaratacağı sonuçlara aylardır kesintisiz bir şekilde büyük bir özveri ve gayretle çalıştık. Bugüne kadar da her şeyi açık bir biçimde aşama aşama sonuçlandıkça sizlerle paylaştık. Bu süreç böyle devam edecek. Şimdi kent uzlaşısı sağlanan ve belki de soru olarak gelecek bazı yerleri de sizinle paylaşmak istiyorum. Kent uzlaşısı görüşmeleri devam ediyor. Bazı bölgelerde bu uzlaşıya yönelik yol alınabildi. Bazı bölgelerde henüz yol katledilemedi. Bu, yolların tıkalı olduğu anlamına gelmiyor. Hala görüşmeler sürüyor. Dolayısıyla görüşmeler sürerken netice alınamamış yerlere ilişkin açıklama yapamıyorum. Ancak kent uzlaşısının sağlandığı bazı yerler var. Mesela Mersin, mesela Akdeniz. Mersin Akdeniz ve İstanbul Esenyurt kent uzlaşısının sağlanabildiği yerler. Adana ve İstanbul’un bazı ilçelerinde henüz görüşmeler sürüyor. Urfa’daki adaylarımız da kent uzlaşısı kapsamında belirlenmiş adaylar. Sormak istediğiniz bir şey varsa soruları alabilirim.
SORU: İzmir için görüşmeler devam ediyor mu CHP’yle ve orada bir aday çıkaracak mısınız?
CHP ile demeyelim. Kent uzlaşısından kastımız doğrudan tek bir siyasi partiyi adresleyen bir yaklaşım değil. Bunu ilk günden beri ifade ediyoruz. Birinci parti olarak çıktığımız yerlerde, kayyım rejimiyle mücadele ettiğimiz ve gasp edilen haklarımızı geri almak istediğimiz yerlerde kent uzlaşısı neyin anahtarı oldu? Delegasyon listelerimizi geniş tutarak ve şehrin en geniş çeperine ulaşmaya çalışarak delegasyon listeleri oluşturduk. Ne yaptık? Yalnızca partimizin üyelerinden ya da bileşen partilerimizin üyelerinden oluşan bir listeyle gitmedik halk oylamasına. Dolayısıyla kent uzlaşısını neden yerel demokrasinin, demokratik siyaset zemininin bir anahtarı olarak görüyoruz? Kent rantı değil de kent hakkı için emek veren herkesi yan yana gelmeye davet eden bir çağrı. Yalnızca CHP’yi, yalnızca o kentte bulunan tek bir dinamiği işaret etmiyoruz. Tüm sosyal ve siyasal dinamikleri işaret eden bir kavram. İzmir’e gelince evet kent uzlaşısı kapsamında görüşmeler sürüyor. Tabii orada adres ağırlıklı olarak CHP’dir. Görüşmeler sürüyor, henüz bir nihayete ermedi. Dolayısıyla İzmir ile ilgili daha fazla açıklama yapamıyorum. Kent Uzlaşısı Komisyonumuz, Merkezi Seçim Koordinasyonumuz ve Seçim Hazırlık Komisyonumuzda bu görüşmelere ilişkin bilgiler netleştikçe sizlerle paylaşacağız.
Biz kazanacağız, bizden zorla alınanı geri alacağız
Bizim seçtiğimiz değil halkın kendi seçtiği adaylar etrafında DEM Parti olarak kenetlenmeye ve oylarına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bu çağrı çok önemli. Çünkü bir oyun çok şeyi değiştirebileceğini Türkiye’de gördük, deneyimledik, hep beraber yaşadık. Yeniden aynı duygu, umut, inanç ve kararlılıkla oylarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Çünkü pek çok yerde usulsüzlükle, haksızlık ve hukuksuzlukla bir telaş aldı başını gidiyor. Seçmen taşımalar, oy kaydırmalar, hayali seçmen yaratmalar… Bunlar özellikle kayyım atanmış bölgelerde yapılıyor. Bu paniğin nedenini anlıyoruz ama buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz: Ne yaparsanız yapın, biz kazanacağız ve bizden zorla alınanı sizden geri alacağız. Çünkü hiç kimsenin seçme ve seçilme hakkı, üstelik demokratik olduğunu ifade eden bir ülkede, bu şekilde gasp edilemez. Buna izin vermeyiz. Buna tarih de tanık, sizler de tanıksınız.
Alternatifsiz değiliz, dayatılmış ittifaklara mecbur değiliz
Biliyoruz ki başka bir dünya mümkün, başka bir belediyecilik mümkün. Başka bir kent DEM’le mümkün. O kentleri birlikte yaratalım. Çünkü bizler alanda, sokakta, meydanda, evde, okulda, üniversitede, hapiste, sürgünde, kentte, madende, fabrikada yaşam hakkı yok sayılan milyonlarız. Kadınız, genciz, işçiyiz, emekçiyiz, öğrenciyiz, gazeteciyiz, sanatçıyız. Çok çeşitli dillerimiz, kimliklerimiz var. Milyonlarız ve her yerdeyiz. 31 Mart merkeziyetçiliğe karşı yerel demokrasinin yeniden güçleneceği; kent rantının değil kent hakkının kazanacağı bir eşik olsun ve birlikte olsun. “DEM Gelir Devran Döner” diyoruz ama bu devran Hatay’dan İliç’e, Artvin’den Kazdağları’na, Akbelen’den Şırnak'a birlikte döndürebileceğimiz bir devran olsun. Alternatifsiz değiliz, dayatılmış ittifaklara mecbur değiliz.
Rêya me rêya azadiyê, wekheviyê, demokrasiyê û aştiyê ye
Çapemeniya rêzdar, gelên me yê hêja, em êdî ber bi dawiyê ve tên. Em ê destpêkeke nû serkeftineke nû pêk bînin. Em dibêjin DEM Dema me ye, DEM dema şandina qeyûman e. Dem dema mezinkirina destkeftinê gelan ne. Em namzedên xwe hêdî hêdî diyar dikin, em bi hêvî, bibiryar, bi coş derketin rê. Me got em ê bi lihevhatina bajaran li hin deveran pêşhilbijartin li dar bixin. Li hin deran jî hin nirxandina bikin em ê namzedên xwe bi lihevhatina bajaran diyar bikin. Em êdî ber bi dawî ve tên lê ev dê bibe destpêkeke nû ji bo serkeftinê. Rêya me rêya azadiyê, wekheviyê, demokrasiyê û aştiyê ye, rêya me Rêya 3’emîn e. Em dibêjin em li ser vê Rêya 3’emîn, li ser vê xetê em dikarin bi hev re hem bajarên xwe biguhirînin hem demokrasî û jiyanek nû ava bikin.
Em dizanin ku em ne bi tenê ne em bi milyonan ın. Em niha cardin bangewazî dikin em dibêjin çawa we namzedên xwe diyar kir, çawa we namzedên xwe bijart dibe ku kêmasî xeletî nebesî lewaziyên me jî hebin. Lê ev ceribandina ewil bû em derketin rêyeke nû, di vê rêyê de me bi hevdu re nexşerê dît, piştî îro jî ev nexşerêya me dê bi hev re mezin bibe. Em ê kêmasiyên xwe bi hev re çareser bikin. Hemû kesên ku dixwazin ji vî welatî qeyûman bişînin, em wisa wan qeyûman bişînin ku cardin nikaribin vegerin. Divê em xwe wekî berpirsiyar bibînin. Ji bo xwedîderketina dengê xwe, mafê xwe, zimanê xwe divê hemû gelê me li raya xwe xwedî derkevin. Divê hemû nîqaş li aliyekî bê hiştin û divê em guhê xwe li kesên ku dixwazin nîqaşan derxin bigirin. Piştê îro ku em bikaribin ji sandoqan rêjeyek bilind derbixin em xwedî dengê xwe raya xwe derkevin. Çima ev hilbijartin ji bo me girîng e? Şevê din jî me dît qedexeya li ser zimanê kurdî cardin anî bîra me ku qeyûm bi rêyeke tesadufî hatiye ne tenê hatiye ser şarederiyên me. Qeyûm li ser zimanê me ye, li ser nasnameya me ye, li ser çanda me ye. Qeyûm ewilî saziyên me hedef girt, divê em li xwe xwedî derkevin. Hûn dibêjin em ê dengê xwe bidin xwe. Em cardin bangewazî dikin xwedî li namzedên xwe, xwedî li xwe, xwedî li nasnameya xwe derkevin, xwedî li zimanê xwe derkevin. Xwedî li demokrasî, wekheviyê derkevin. Wê dem were dewran biguhere.
17 Şubat 2024