Amed Newrozunda Öcalan’ın 2013 deklarasyonu okundu: Arkasındayız!

15 Mart’ta Karakoçan’da başlayan ve günlerdir onlarca merkezde milyonlarca kişinin katıldığı Newroz kutlamalarının finali Amed’de yapıldı. Amed'deki Newroza Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, DBP EŞ Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Leyla Zana, TJA temsilcileri ve çok sayıda konuk katıldı. 

DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, yaptığı konuşmada şunları söyledi: 

Berdan Ozturk: Yekîtiya gelê Kurd, çareseriya pirsgirêka Kurd û Azadiya Ocalan 

Merhaba Amed merhaba paytexta dilan. Merhaba gelê me yên ku li her derê Kurdistan herikiye qada Azadiyê. Ez bi agirê dilê Mazlum û Kemalan, Rahşan û Zekiyayan û bi bîranina Kemal Kurkut bi rêzdarî slav dikim. Newroza we pîroz be. Di vê Newrozê de wek KCD’ê emê sê tiştan bêjin. Tovên rizgariyê ji bo riya rizgariyê pêwist e sê tişt pêk bên. Ji bo Kurdistaneke Azad, ji bo yekitiya neteweyî. Em dibêjin yekitî, yekitî. Dîsa ji bo Rojhilata Navîn û cihanek demokratîk. Em dibêjin ji bo pirsgirêka gelê Kurd çareserî, çareserî, çareserî. Herî dawî ji bo azadiya gelê Kurd, ji bo azadiya Abdullah Ocalan em dibêjin azadî, azadî, azadî. Bimînin di xêr û xweşiyê de. Newroza we pîroz be. 

Çîgdem Kiliçgun Uçar: 


Ma bi xêr sarê Newroze, sima çimanê mi ser ameyê. Newroza ma bimbarek bo, Newroza ma pîroz bo. Êyê ke zere der ê, êyê ke teber der ê Newroza heminan pîroz bo. Newroza Sererê sarê Kurmanc Birêz Abdullah Ocalanî rê pîroz bo. Newroz estbîyayîş a, duştê înkarî de, duştê qirkerdene de estbîyayîşê sarê ma ya. Newroz mijdîyanî e, mijdîyana roşnî ya. Ebi azadîya xo, ebi xeleşîya xo. Na rayîrî de kam ke ma rê rayberîye kerd ma xo vîr ra nêkemê. Mazlûm Dogan, Zekîye Alkan, Rahşan Demîrel rayîrê Newroze de ma rê mijdîyan bî, ma rê roşnî bî. Ma înan bi hurmet yad kenê. Ma dormeyê paradîgmayê Ocalanî der îmê, ma dormeyê emegê ey der îme.

Berdevka TJA’yê Aynur Sarıca: 

Merhaba Amedê merhaba paytexta gelê Newrozê, dayikên aştiyê. Ciwanên leheng, jinên pêşeng û gelê me. Ez li ser navê TJA’yê we bi dil û can slav dikim. Hun bixêr hatin li ser seran û li ser çavan hatine. Newroza me pîroz be. Newroz ji bo me ne tenê cejn e, Newroz berxwedan e, serhildan e, mizginiya azadiyê ye. Em bawerin Newroza îsal wê bibe Newroza azadiya Abdullah Ocalan e. Tecridek pir giran li Îmraliyê û li Kurdistanê belav bûye. Ji bo şikandina tecridê li girtîgehan berxwedanek bêhempa tê meşandin. Em berxwedana zindanan silav dikin, bijî berxwedana zindanan. Ji bo berxwedana zindanan dayikên aştixwaz, azadîxwaz di Nobeta Edaletê de ne. Em berxwedana wan slav dikin, bejna xwe li ber berxwedana wan ditewîn in. Îro li vê qadê em dibînin pêşengiya azadiyê dîsa jinên têkoşer dimeşîn in. Li ser vê esasê bi rihê Jin Jiyan Azadî em ê peşengiya jiyana azad bidin meşandin. Heya ku em civaka xwe azad bikin, emê bi rihê jinê bi fikriyeta jina azad vê têkoşînê bimeşîn in. Em dizanin ku ew dixwazin vê meşa me ya azadiyê asteng bikin. Em natirsin wekî Jîna Mahsa Eminî bûne ala berxwedanê. Em ji girtinê natirsin em bên girtin jî emê li girtîgehan jî li berxwe bidin. Em weke TJA’yê îro şopdarên avakarê mirasa xwe ne. Mirasa wan emê bi azadiyê ava bikin. Azadî dê bibe ya me. 31’ê Adarê emê mohra xwe ya hevserokatiyê lêxin. Emê qeyûman ji bajarên xwe derxînin emê bi rengê jinê bi rengê hevserokatiyê bi ser bikevin. Ez newroza we pîroz dikim. Jin jiyan azadî. Newroz pîroz be. 

HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek: Öcalan İmralı’yı direniş alanına çevirdi

Sömürgecilik ve soykırımcılık karşısında vazgeçmeyen, baş eğmeyen, bir an olsun taviz vermeyen değerli Newroz halkı, hepimizin bildiği bir gerçek var. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan 25 yıldır İmralı işkence sisteminde tutulmakta. Sayın Öcalan’dan 3 yıldır haber alamamaktayız. İmralı işkence sistemini geliştirenlere, Kürt halkını kölelik koşullarında tutmak isteyenlere bir kez daha sesleniyoruz: Boyun eğmedik, boyun eğmeyeceğiz. Kürt halkına yönelik soykırımcı politikalarda ve İmralı işkence sisteminde ısrar edenlere bir tarihsel tanıklıkla cevap vermek isteriz. İmralı tecrit sistemini protesto etmek için bedenini ateşe veren Yunanlı yoldaşımız Elefterya Fortulaki bıraktığı mektupta, “Kürt halkı ve Başkan Apo’nun özgürlüğü tüm dünya halklarının özgürlüğüdür” demişti. Yine 17 Temmuz 2011’de Bulanık’ta bedenini ateşe veren Evrim Devrim yoldaşımızın bıraktığı bir not var. Bizlere vasiyetidir. “Biz sadece Kürtçe söyleyip oynamak değil statü istiyoruz. Kendi kendimizi yönetme hakkını istiyoruz” demişti. Bir kez daha buradan haykırıyoruz: Sayın Öcalan Kürt halkının özgürlüğü ve ezilen halkların demokratik geleceği için 25 yıldır İmralı Adasını bir direniş ve özgürlük adasına çevirdi. Bu vesileyle sizlerle Sayın Öcalan’ın yıllar önce kaleme aldığı bir metni paylaşmak istiyoruz. Zaman Sayın Öcalan’ın zamanıdır diyoruz.

Öcalan’ın 2013 mesajı:

“Newroz’u özgürlükle anlamlı kılan Zagros ve Toros dağ eteklerinden, Fırat ve Dicle nehir vadilerine; kutsal Mezopotamya ve Anadolu topraklarından tarım, köy ve şehir uygarlıklarına analık eden halkların en eskilerinden olan mensubu olduğum Kürt halkına selam olsun. Selam olsun özgürlük ve eşitliği rehber edinen bu büyük özgürlük yolunun yolcularına.

Binlerce yıllık bu büyük medeniyeti farklı ırklarla, dinlerle, mezheplerle kardeşçe ve dostça birlikte yaşayan, birlikte inşa eden, müdahalelerle ve grupsal çıkarlarla birbirine düşürülmeye çalışılmış, hakkı hukuku, özgürlüğü ve eşitliği esas almayan düzenler inşa edilmek istenmiştir.

Son iki yüzyıllık fetih savaşları emperyalist müdahaleler baskıcı ve inkarcı anlayışlar, Arabi, Türki, Farisi, Kürdi toplulukları ulus devletçiklere, sanal sınırlara hapsetmiş, halklar suni problemlerle nefessiz bırakılmak istenmiştir. Kapitalist moderniteye dayalı son yüzyılın baskı, imha ve asimilasyon politikaları halkı bağlamayan, dar bir seçkinci iktidar elitinin tüm tarihi ve kardeşlik hukukunu inkar eden çabalarını ifade etmektedir. Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak bizim aslımızı ve özümüzü inkar eden kapitalist modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattır.

Ama Ortadoğu ve Orta Asya halkları artık uyanmaktadır. Kendine ve aslına dönüyor. Kendi öz tarihine uygun alternatif bir yaşam ve demokratik düzen arıyor. Artık kökleri üzerinden yeniden doğmak, omuz omuza ayağa kalkmak istiyor. Biz onlarca yılımızı tekçilik adına yok sayılan Kürt halkının varlığını kanıtlamak için feda ettik. Bu uğurda büyük bedeller ödedik. Kürtlerin tarihsel varlığına denk bir hukuki statüye kavuşma kararlılığını gösterdik. Sonu ne olursa olsun Hallacı Mansur gibi adalet özgürlük ve yakıcı hakikat arayışından asla vazgeçmedik. Bu fedakarlıkların bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Milyonlarca Kürt bugün Newroz meydanlarında öz benliğini, aslını ortaya koyuyor. 1973’lerde bir Newroz günü yokluk sınırındaki Kürtlerin varlığını koruma direnişi ve özgürlüğünü sağlama kararlılığı ile yola çıkarak Newroz’un direniş özgürlük ruhunu yeniden dirilttik ve bugüne kadar getirdik. Şahsıma yönelik uluslararası komplo da Kürt halkının özgürlük ruhuna yönelikti. İmralı sürecinde de bana dayatılan komplo tıpkı halkıma dayatıldığı gibi umudun zerresini bırakmayan cinstendi. İmralı’da bulunduğum ilk günlerde şöyle bir düşüncem oluşmuştu. Milyonlarca kişiyi daracık bir odada nasıl tutabilirsiniz?

Gerçekten Kürt Ulusal Önderliği olarak zindana giriş koşullarında kendimi milyonların sentezi haline getirmiş veya getirilmiştim. İnsanlar ailesinden ve çocuklarından yoksun kalmaya bile hiç dayanamazken ben bir daha hiç kavuşmamacasına ölümüne birleşmiş milyonların iradesinden ayrılmaya uzun süre nasıl dayanacaktım. Öyle büyük gerekçelerim olmalıydı ki tecride dayanabileyim, tecritte de olsa büyük bir yaşamın olabileceğini kanıtlayayım. Şöyle düşünüyordum; benim özgür yaşamı arzulamam için bağlı olduğum Kürt toplumunun özgür olması, bir toplumsal statüye sahip olması gerekirdi. Fakat Kürtlerin yaşamı etrafında duvar örülmüş zifiri karanlık bir zindandan farksızdı. On yıllardır Kürtlerin özgür yaşam ve özgür insan arayışını gözeten bir Kürt aklını oluşturmaya çalışıyorum. Ama hala prangalarımızdan kurtulabilmiş değiliz. Bu koşullarda bir Kürt bireyinin kendini dışarıda özgür sanarak yaşaması büyük bir yanılgıdır. Yanılgı ve yalanın egemenliği altında geçecek bir yaşam kaybedilmiş ve ihanete uğramış bir yaşamdır. Bundan çıkardığım sonuç dışarıda ancak bir şartla yaşanabileceği, onun da günün 24 saatinde Kürtlerin varlık ve özgürlüğü için savaşın içinde olmakla mümkün olabileceğidir. Ahlaklı ve onurlu bir Kürt için yaşam kesinlikle günün 24 saatinde varlık ve özgürlük savaşçısı olmakla mümkündür. İmralı’daki yaşamımla bağlantılı olarak halkımızca merak edilen bir soru cezaevinden çıkış halinde nerede ve nasıl yaşayacağımla ilgilidir. Pek hayalcilik yapacak bir kişilik değilim. Devrimci gerçekçilik denilen bir yaşam tarzının sahibi olduğum çok iyi bilinmelidir. Çok kısaca özetlemeyelim ki benim için yaşam, özgür yaşandıkça mümkündür. İnsan yaşamı ancak toplumsal olarak özgür, farklılık içinde eşit ve demokratik yaşanabilir. Bunun dışındaki yaşam biçimleri sapaktır. Dolayısıyla hastalıklıdır. O halde olası bir cezaevinden çıkışta her nerede olursam olayım, hangi anda yaşarsam yaşayayım sonuna kadar gerekli olan her söylem ve her eylem tarzıyla sürekli mücadele içinde olacağım doğaldır. Dört duvar arasında bile her gün kendimi on defa yeniyor, devrimler gerçekleştiriyorum. Toplumsal sorunların tek bir tanesini on devrim gerekçesi olarak ele alıyorum. Bugün dışarıda olanlar imkan ve koşulları olanlar sizlersiniz. Amed’e, Botan’a ve daha birçok yere selam söylemiştim. Ancak bilinmelidir ki önemli olan bu selamlarıma nasıl karşılık verildiğidir. Mesela ben olsaydım kendi köyüme, Cudi Dağı’na, Cilo Dağı eteklerine, Van Gölü çevresine, Ağrı, Munzur ve Bingöl dağlarına, Fırat, Dicle ve Zap kıyılarına, Urfa, Muş ve Iğdır ovalarına kadar yolum nereye düşerse düşsün, her yerde sanki korkunç tufandan çıkan Hz. Nuh’un gemisinden inmiş gibi davranır, Hz. İbrahim’in Nemrutlardan, Hz. Musa’nın firavunlardan, Hz. İsa’nın Roma imparatorundan ve Hz. Muhammed’in cehaletten kaçması misali kapitalist moderniteden kaçar, bu tarihsel kişiliklerden ve toplum gerçekliklerinden ilham alarak işlerime koyulurdum.

Sizleri bu düşüncelerle bedenen, ruhen ve zihnen varoluş felsefesi temelinde benimle yol yürümeye, yeterli yoğunluk ve iradeyle eşlik etmeye, demokratik modernitemizi inşa etmeye çağırıyorum. Selam olsun özgürlüğe güç verenlere. Bitmeyen sevgi ve selamlarımla. Bijî Newroz.”

Leyla Zana: Em bi hişmendî û felsefeya Serok Apo hişyarbûn

Erê ez hatim xuşkno, birano, hevalno. Silav, hezar silav li we. Newroza we pîroz be. Hûn gelek Newroza bibînin Amed. Amed tu felsefeya Mezopotamyayê yî. Tu sîyaseta Mezopotamyayê yî. Tu germahiya dilê Mezopotamyayê yî. Newroz pîroz be. Xuşkên êzîz, birayên çalek ez ji we hezar car rica dikim. Tu tiştekî nebaş nabên vî milî. Bi aram bin. 

Newroz li Başur, Bakur, Rojava û Rojhilat re pîroz bibe

Îro Newroz e, Newroz cejn e. Bi kêf û şahî em Newrozê pîroz bikin. Ez ji temamê ciwanan re ji wan çavreşan re dibêjim. Aram bibin, coşa xwe mezin bikin. Miletê me yê birûmet mevanên ezîz, dostên hêja hun hemû bixêr û xweşî hatin. Çapemeniya kedkar ez we ji bîr nakim hûn gelek zihmet dibînin. Newroz li we jî pîroz be. Newroz li her çar aliyê Kurdistanê pîroz be. Rojava, Başûr, Bakûr û birîna dilê min Rojhilat ku ez ji bo wan xemginî dikişînim, Newroz li we hemûyan pîroz be. Newroz li yên ku neçar name, bêrizaya xwe dev ji ax û ava xwe berdane û bi kolanên cihanê ketine, Newroz li we hemûyan pîroz be. Newroz li Rojhilata Navîn pîroz be. 

Em ji pêşengê xwe re minetdar in

Hemû qewm bi kok in. Ên ku ev nasname gihandine vê rojê şexsiyetên me yên dîrokî yên hemdem in. Ez ewil hemûyan bi bîr binin. Amed warê Şêx Saidê kal e. Ez Şêx Saidê kal destpê bikim. Em minetdarên Şêx Saîd in. Ez ji Seyîd Riza destpê bikim. Em minetdarên Seyîd Riza ne. Em ji Qazî Mihhemed destpê bikin, em minetdarên Qazî Mihhemed in. Em ji Saidê Kurdî destpê bikin. Em ji ilmê wî re minetdar in. Em ji Ehmedê Xanî, Melayê Cizirê destpê bikin. Em spasdar in. Em mineta xwe tînin ziman. Di warê çandê, siyasetê de, di warê hebûna siyasî de we hemû ked daye vî miletî. Ew koka me ne, em jî şaxên vê kokê ne. Ez hemûyan bi rêzdarî silav dikim. 

Em bi hişmendî û felsefeya Serok Apo hişyar bûn

Zekiye Alkan ku hûn dizanin li ser bendên Amedê bedena xwe da agir û bi vî agirî rojên tarî ronî kirin. Mazlum Doğan bi sê heb dendikê niftikê rojên tarî ronî kirin. Mêjiyê me hemîya zelal û ronî kir. Ez hemûyan bi hurmet bi bîr tînim û careke din dibêjim ji keda we re hezar car silav.

Melle Mistefa Barzanî ku ez car car dibêjim em bi hestê Kurditiyê bi têkoşîna wî hesiyan. Lê bi hişmendiya kî em hişyar bûn. Ez ji we dipirsim. Bi hişmendî felsefe û riya siyasetê em bi Serok Apo hişyar bûn. 

Kurdan Newroz kire cejna navneteweyî

Hevalno xwîşk û birano, dayikno, bavno, hûn dizanin Newroz li gelek welatê Asyayê jî tê pîrozkirin. Duh min di nûçeyek de xwend. Li gor UNESCO ku mirasa kevna li piya dihêle lêkolîn kiriye. Dibêje 300 milyon însan vê cejnê pîroz dikin. Rast e, em dizanin gelek gelên di tengasiyê de mane ev cejn pîroz kirine. Lê bi heremî pîrozkirine. Yên ku ev cejn kirin qada navneteweyî yanî enternasyolanist bi Xwedê ji kurdan pêve tu kes nîne. Kurd qewmekî wisa nin ku tu car temahkarî nekirine. Hemû tiştên xwe bi hemû kesî re parve kirine. Heya bi cejna xwe jî îro ji Rojhilat heya Japonyayê heya welatê Ewropayê hemû bi hev re pîroz dikin. Em jî dibêjin kom û qewmên ku dixwazin Newroz pîroz bikin Newroz li hemûyan pîroz bibe. 

Ji îro pêve emê tenê îradeya xwe ji bo xwe bikarbîn in

Xwîşkno, bîrano, mêvanên ezîz. Hilbijartin hene. Em tenê şarederiya hilnabêjirin. Ev partiyên desthilatdar, tênazê xwe bi mejiyê me dikin. Dibêjin ev 100 sale me serdestî li kurdan kiriye. Kurd qayilin lewma hîn jî dengê xwe didin me. Li aliyek AKP, li aliyek CHP ye, li aliyê din MHP ye. Dibêjin kirinê ku em li Kurdan dikin Kurd pê razîne lewma îradeya xwe bi me re parve dikin. Em jî dibêjin na, ji niha pê ve emê îradeya xwe tenê ji bo xwe bikarbînin. Emê îradeya xwe ji bo xwe bikarbînin. 

Em jin dibêjin ku em şirêkî jiyana we ne

Mijara dudiyan niqaşek kevneperest li ser jinan tê meşandin. Dibêjin ma qey jin heşa heşa ma qey Xwedê ne. Em dibêjin na birano, na hevalno heşa em ne Xwedê ne lê em şirîkê jiyana we ne. Me wiha bibînin. Bi sala me alîkarî kir ji civakê re yanê ji hevalên xwe zilam re. Lê ka em çima niha bi hev re alîkarî nekin û ji civakê re xizmet nekin. Niqaşê vala qet guh nedinê, ez hemû jin û hevalên zilam ên ciwan, ez we hemûyan dispêrêm ciwaka xwe ye qedirnas. Ez dibêjim nehêlin ku tu kes me ji pare bihêle. Destûrê nedin. Hûn dizanin îro çende dibêjin nizam ev kîne. Ezê çend pirsa li we bikim. 

Em bi bedenên xwe Newrozê ronî dikin 

Hevalên me, dostên me, mêvanê me jî hene. Ez dixwazim çend peyvan bi Tirkî bikim. Newroz Newroz’u kutlayan herkesin olsun. Biz bencil ve paylaşmayan bir halk değiliz ama Newroz’u Newroz yapan Mazlum Doğan, Zekiye Alkan ve Rewşen’in bedenidir. Biz bedenlerimizle Newroz’u aydınlatıyoruz ve halklara mal ediyoruz. Hep birlikte kim ki kutlamak istiyorsa onlara kutlu olsun. İsterse dünyanın öbür ucunda isterse de şimdi aramızda olsun. Onlara kutlu olsun. Mutlu olsun. Biliyorsunuz Jîna Amîni’nin bir sloganı insanlığa ve bütün kadınlara mal oldu. Jin Jiyan Azadi. Ka hun jî bêjin hevalno. Mala we hemiyan ava be.

Niha ezê tiştekî din jî bipirsim. Hûnê bêjin pirsê Hevala Leyla naqedin. Ma çi bikim. Çil sale di nava we de me, min bersiva pirsa xwe negirtiye, ez ê jî bipirsim. Hûn amade ne hevalên jin ewil, dûre ciwan, dûre jî hemî gelê me? Di dûr re mêvanen me yên kadirşînas, dûre Hevserokên partiyên me. Saziyên me yên civakî, dostên azîz, ezê sêbare bikim peyva xwe. Hûn jî bi dengek î xurt gava hûn bêjin erê emê bi hev ra xêfxweş û azad bibin.

Hevalno xeta ku di 1993 ê da Birêz Ocalan dest bi rê û rêbazên aşitiyê kiribû. Hûn amade ne cardin ew rê vebe? 

Mala we hezar car ava. Aşitî bereket e, hizkirine, mal avahiye.

Bi hev ra careke din bi dengekî bilind bêjin Serok Apo Newroz li te pîroz be. Li hevalên zindana ên jin û mêr tev pîroz be. Dengê we ê ku vî welatî sevk û îdare dikin dengê we çu wan jî. Em hêvî dikin bi hev ra piştî hilbijartinê tev bigerin û riya aşitî û azadiyê vekin û tiştê ku ji me tê bikin xizmeta we. Mala we ava Amed. Her hebî Amed.

21 Mart 2024