Parti Sözcümüz Ayşegül Doğan, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcümüz Sevda Çelik Özbingöl, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Urfa Milletvekilimiz Mithat Sancar, Diyarbakır Milletvekilimiz Adalet Kaya, Tahir Elçi’nin katledilmesine ilişkin bugün Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına katıldı. Heyetimiz, duruşma sonrasında mahkemenin verdiği karara karşı yapılan yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, Tahir Elçi’nin katledildiği Dört Ayaklı Minare önünde sona erdi. Burada açıklama yapan Parti Sözcümüz Ayşegül Doğan, şunları söyledi:
Elçi cinayeti faili belli bir cinayetti
Diyarbakır’da DEM Parti olarak Dört Ayaklı Minare’nin önündeyiz. Üzerinden 8 yıl geçti ama burada herkesin, dünyanın gözü önünde bir barış sesi çığlık çığlık yankılanıyordu. Ne istiyordu Tahir Elçi? Çatışmasız bir hayat ve savaşa karşı bir çağrı yapıyordu. Tekrar bir barış ihtimalinden bahsediyordu. Tam da burada bundan bahsederken, uğruna hayatını ortaya koyduğu, cezasızlık politikalarına karşı mücadele ettiği bu topraklarda maalesef son nefesini verdi. Zar zor açılan bir soruşturma ve zar zor yürütülen bir kovuşturma neticesinde bugün bir karar verildi. Neden “zar zor” diyorum, çünkü aslında faili belli bir durumdan bahsediyoruz.
Hukukla izah edilemeyecek bir karar verildi
En başından beri Türkiye’de işlenen bu tür cinayetlerde, faili meçhul derken meçhul kısmını hep tırnak içinde ifade ediyoruz. Niye bir tırnak içine alıyoruz DEM Parti olarak? Çünkü bunların siyasi kararlarla yapıldığını biliyoruz. Keşke bugün Diyarbakır’da görülen bu duruşmada bunun böyle olmadığı bizlere gösterilseydi, bütün Türkiye kamuoyuna gösterilseydi, Kürt kamuoyuna gösterilseydi. Kürt’ün katlinin fermanını yazmanın kolay olmadığı gösterilseydi keşke ama böyle olmadı. Hukukla, adaletle izah edilemeyecek, yine siyasete göre yön alan ve maalesef iktidar politikalarını destekleyen bir kararla karşı karşıya kaldık.
Türkiye’de iktidarlar değişti ama faili belli cinayetlerde hep aynı politika izlendi
Türkiye’de iktidarlar değişti ama faili belli bu cinayetlerde kimin rol ve sorumluluk sahibi olduğunun aydınlatılmasına dair hep aynı politika izleniyor. Şimdi bu hukuksuzluğa karşı Dört Ayaklı Minare’den Tahir Elçi’nin sesine, barış çığlığına, savaşa karşı bir arada yaşam çığlığına sahip çıkmak, Dört Ayaklı Minare’ye sahip çıkmak anlamına geliyor; bir arada eşit ve onurlu bir hayat hakkına sahip çıkmak anlamına geliyor.
Tahir Elçi cinayetinin karanlıkta kalmaması için mücadelemizi büyütmeliyiz
Biliyoruz ki Tahir Elçi cinayeti gibi faili belli cinayetlerde cezasızlık politikalarının karanlığından daha da koyu bir karanlığa teslim olmamak için, bu karanlığı birlikte yarmak için siyasetteki mücadelemizi büyütmeliyiz. Bunu büyütmeliyiz ki bu kötülüğe karşı iyilik kazanabilsin. Bunu büyütelim ki bu karanlığa karşı aydınlık kazanabilsin. Çünkü hukuksuzluk bir insana uygulandığında, eşitliksizlik ve adaletsizlik bir insana reva görüldüğünde, Türkiye’de diğerlerinin de eşit ve adil şekilde yaşayamadığını ne yazık ki hayat bize sayısız acı tecrübe ve kayıtla gösterdi. Tahir Elçi davasında bu son celse gibi görünse de bizim için öyle değil. Adalet sağlanana kadar takipçisi olacağız. Cinayetin failleri ortaya çıkana kadar hepimiz takipçisi olacağız.
Tahir Elçi hepimizin hayatına dokunan bir insan
Bugün duruşmayı heyetimiz ile birlikte takip ettik. DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Diyarbakır Milletvekilimiz Adalet Kaya ve Hukuk Komisyonumuzdan Sevda Çelik Özbingöl ile birlikte takip ettik. Tahir Elçi ayrıca hepimizin hayatına dokunan bir insan. CNN Türk onu hedef gösterdiğinde benim o dönem çalıştığım İMC TV’ye konuk olacaktı. O günlerde gazeteci olarak takip etmiştim, bugün bir siyasetçi olarak takip ediyorum. Tahir Elçi Davası artık bir sembol dava. Bugün tespih sallayarak adliyeden çıkan tetikçilerin bu şekilde cezasızlığı teşvik etmemelerini sağlayana kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz.
12 Haziran 2024