Bakırhan Bitlis’te: Said-i Nursi’nin torunları olarak bunlara kırmızı kart gösterin

Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, yerel seçimler çalışmaları kapsamında bugün Bitlis ve Muş’taydı. Ahlat, Bitlis ve Norşin’de halk buluşmalarına katılan Bakırhan, ardından Muş’a geçti. Bitlis’teki halk buluşmasında konuşan Bakırhan, şunları söyledi: 

Merheba gelê Bidlîsê, warê qehremanan, warê Seyîd Alî, Şex Şahabettin, Mele Selîm, Saidê Nursî hûn bixêr hatin li ser seran li ser çavan hatin. Înşelah 31’ê Adarê de hûn ê şaredariya vir  bikin mala gel. Gelê me yê Bidlîsê em ê di 31’ê Adarê de şaredariya Bidlîsê bistînin. Mala we ava be! 

Bitlis halkının onurlu duruşu bizlere yol olacak, söz olacak

Onurlu, fedakar, emekçi Bitlisliler; sizler Kürt dilinin ve kültürünün yüzyıllardır yaşaması için çok önemli bir merkez oldunuz, bize mücadeleyi öğrettiniz. Partinize sahip çıkarak bütün Kürt illerine örnek oldunuz. Bunun için sizleri tek tek partim adına saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Bitlis halkının ortaya koymuş olduğu bu duruş bizim için yol olacak, söz olacak, öğretmen olacak. Gittiğimiz her yerde; fabrikalarda, Meclis’te, sokakta, mahallelerde, cezaevlerinde sizin bu onurlu duruşunuzu, direnişinizi hayata geçireceğiz. Bugün Selahattin Demirtaşların, Gültan Kışanakların, Figen Yüksekdağların, Sebahat Tuncellerin, Leyla Güvenlerin cezaevindeki onurlu duruşu, Bitlis halkının duruşudur.

Bitlis halkı rantçı belediyecilik anlayışına geçit vermeyecek


Gültan Başkan bir konuşmasında Bitlis için şöyle diyordu, “Bitlisliler bin yıldır onurlu bir şekilde kendi toprakları üzerinde kendi kimlikleri ve kültürleriyle yaşıyor.” Binlerce yıl daha Bitlis kimliğini ve anadilini bu topraklarda onurlu bir şekilde yaşatacaktır. Bitlis halkı kayyımlara asla izin vermeyecektir. Bitlis halkı rantçı belediyecilik anlayışına geçit vermeyecektir. Belediyeye akrabalarını, çevresini yerleştiren bu rantçı düzene 31 Mart’ta Allah’ın izniyle dur diyecektir. 

22 yıllık AKP iktidarında ne bereket kaldı ne bolluk kaldı

Bugün Ramazan’ın ilk günü. Ramazan hepimize hayırlı olsun. Ramazan Türkiye’de barışa demokrasiye, insanca yaşamaya vesile olsun. İnşallah bu mübarek ayda yapılacak seçimde, Türkiye’yi soyup soğana çevirenler, Kürt’ün iradesini cezaevine tıkanlar, yolsuzluk yapanlar sandığa gömülecektir. Ramazan bereket ve bolluk ayıdır ama AKP’nin 22 yıllık iktidarında ne bereket ne bolluk kaldı. Halkımız artık hurmayı taneyle alıyor. Halkımız kuru ekmeği alırken cebinin hesabını yapıyor. Halkımız Ramazan sofrası kuramıyor. Halkımız Ramazan’da fakiri, fukarayı, komşusunu iftara davet edemiyor. İnşallah soframızdan ekmeğimizi çalan bu hırsızlara, yolsuzluk yapanlara Allah gerekli olan cezasını verir bir gün.

AKP’nin milletvekili 10 bin lirayla 1 ay yaşamını idame ettirsin, biz açlığa razıyız

Bir yıl önce Ramazan kolisi 200 liraydı, şimdi 600 lira. Bir önceki Ramazan’da makarnanın kilosu 75 liraydı, şimdi 200 lira. Bir önceki Ramazan’da çay 80 liraydı, şimdi 200-250 lira. Bir önceki Ramazan’da ayçiçek yağının kilosu 130 liraydı, şimdi 400 lira. En ucuzundan bahsediyorum. Et artık fakir fukaranın ulaşamadığı bir lüks olmuş. Etin kilosu 700 lira olmuş. Halkımız çocuğuna et yediremiyor, ekmek bulmakta zorlanıyor. Ama beyefendiler çıkıp bizlere nutuk atıyor. Türkiye refah içinde yaşıyormuş, halk geçiniyormuş, emekli 10 bin lira maaşıyla iyi yaşıyormuş diyorlar. El insaf! 10 bin lira ile bir ay AKP’nin bir milletvekili yaşamını idame ettirsin, biz açlığa da razıyız. Ama onlar milyonlar alıyorlar, 3-5 maaş alıyorlar. Bütün çocukları, aileleri devletin maaşından geçiniyor. Bize de diyorlar ki Ramazan kutlu olsun. Siz olduğunuz sürece Ramazan ne huzurlu ne de kutludur. 

Halk bu Ramazan ayında iktidarın rantçı belediyecilik anlayışını sandığa gömecek

Bu Ramazan ayında yoksullar, işçiler, Kürtler, aşına ekmeğine el konulanlar bu rantçı iktidarın belediyecilik anlayışını sandığa gömecektir. Bitlis halkı var mısınız? Alanda bakıyorum emekli arkadaşlarımızın sayısı bayağı yüksek. Saray medyası 1 yıl boyunca sabah akşam, “Erdoğan emeklileri ihya edecek” dedi. Ne oldu? Erdoğan emekliye bin lira ikramiye zammı yaptı. 2 bin liraydı, 3 bin lira yaptılar. Şimdi müjde bu mudur? Kendi çocukları servetlerine servet katarken, çocuklarının gemileri İsrail’e yük taşıyıp ceplerine doldururken, emekliye bin lira yani bir kilo et parası verdiler. Halkımız bunu mu hak ediyor? Peki, ne yapacağız? İnşallah bunlara sandıkta gerekli cevabı emekliler verecektir. 

İktidar sermayedarların servetine servet katmak için çalışıyor 

Emekliler geçinemiyor, asgari ücret alanlar çocuklarını okutamıyor.  Türkiye’de yüz binlerce üniversite öğrencisi ya kayıtlarını dondurdu ya da okulu bıraktı. Çünkü aileleri onlara harçlık gönderemiyor. Üniversite öğrencileri barınamıyor. Üniversite öğrencileri gittikleri kentlerde geçinemiyorlar. Bunlar öğrenciye düşman, emekliye düşman, halka düşman, yoksullara düşman. Bunlar sermayedarların dostlarıdır. İktidar sermayedarların servetine servet katmak için çalışıyor.

Kürt dilini konuşmasın diye harcadığınız 3 trilyon dolar ile 3 yeni Türkiye kurulurdu

Tanka topa para var. Rojava’da Kürt’ün başına yağan topa, mermiye para var, kaynak var. Ama emekliye, öğrenciye, asgari ücretliye kaynak yok. Sayın Erdoğan, bu toprakların savaşa, çatışmaya, tanka topa ihtiyacı yok; işe ihtiyacı var, aşa ihtiyacı var, onurlu bir barışa ihtiyacı var. Sizin 40 yıldır Kürt anasının dilini konuşmasın diye harcamış olduğunuz 3 trilyon dolar ile 3 yeni Türkiye kurulurdu. Kürt dilini konuşmasın diye harcadıkları dolarlarla bu ülkede ne yoksul ne aşsız ne de işsiz tek bir kimse kalırdı. Ama onlar Kürt düşmanı oldukları için bu ülkenin bütçesini ve kaynaklarını Kürt’e tank top olarak yağdırmaya devam ediyorlar. Savaş dursun diyorsak, bu savaş politikalarına hayır diyorsak; Rojava’da çocuklar, Duhok’ta sivil insanlar, Süleymaniye’de sizin gencecik kardeşleriniz ölmesin diyorsak; 31 Mart’ta oylarımızla Bitlis ve bütün ilçelerinde bunlara büyük bir cevap vermeliyiz sandıkta. 

Bir de utanmadan “Mümin yoksullukta sabredendir” diyorlar. Yahu sabrediyoruz 22 yıldır. Sizin bize yaşattıklarınız var ya sabrımızın son sınırına getirdi bizi. Bir gün de siz sabredin. Savaşsız, rantsız, hırsızlık yapmadan, adaletli bir şekilde bir gün siz buyurun sabredin, o zaman görelim mümin sabreden midir değil midir. Bize gelince mümin sabredendir ama sıra size gelince rant vermektir, ülke kaynaklarını peşkeş çekmektir. Biz müminiz, sabrederiz ama siz rantçılıkta sabretmeyenler mümin değilsiniz. Bitlis halkı sizi böyle görecektir. 

Şimdi Cumhuriyet tarihinin en küçük gramajlı Ramazan pidesi çıkıyor. En pahalı pideyi alıyor halkımız. Sonra da “Ramazanınız hayırlı olsun” diyorlar. Bizimle alay ediyorlar. Sandıkta Türkiye halkları olarak cevap vererek asıl alay edenler bizler olacağız. Saray günde 15 trilyon harcıyor. Saray’ın bir günde harcadığı 15 trilyonla Bitlis’te yoksul kalmazdı, Bitlis’te aç açıkta kimse kalmazdı. Kendileri günde 15 trilyon harcıyor, bize gelince de “10 bin lira ile sabredin siz müminsiniz” diyorlar. Biz müminiz ama siz nesiniz? 

Burası Türkiye, tabii gariplikler ülkesi. Her gün şaşırarak izliyoruz. Tarım ve Gıda Bakanı, “Niye gıdaların fiyatları yükseliyor?” sorusunun cevabını vermek yerine diyor ki “DEM Parti teröristtir, Kürtler teröristtir”. Yahu kardeşim senin işin çayın, ekmeğin, unun, yağın, şekerin fiyatını düşürmektir. Senin işin Türkiye’de tarımın, hayvancılığın, üretimin arttırılması için gerekli olan projeleri sunmaktır. Bunları yapmıyor, diyor “Kürtler terörist”. Terörist sensin, senin babandır! 

Ankara’da JİTEM ittifakının içindesin, Bitlis’e gelip Kürt oluyorsun

Tarım bitti, hayvancılık bitti, ormanları da bitirdiler. Her gün Cudi’de, Tatvan’da, Hizan’da orman yangını. Yahu kardeşim tamam Kürt’e düşmansınız, ağaca neden düşmanlık ediyorsunuz? Allah’ın ağacına, yeşiline neden düşmanlık ediyorsunuz? Çünkü o yeşil bizim toprağımızda bitiyor. Bizim toprağımıza da düşman bunlar. Şeyh Saidlere, Seyid Rızalara, Said-i Nursilere düşman olan bu anlayışa, onların torunları olarak gereken cevabı vermelisiniz. Meclis’te bazen iki kelime Kürtçe konuşuyoruz, hemen sesimizi kısıyorlar. Ne diyorlar? Bilinmeyen dil. Biz on binlerce yıldır bu topraklardayız. Bu coğrafyada Kürtçeyi, anadilimizi konuşuyorduk. Bizim bin yıllık dilimizi yok sayanlara Bitlis halkı gereken cevabı vermelidir. Çünkü dilimizi yaşatan en önemli merkezlerden birisi Bitlis’tir. Bizim sesimizi kısan kim? Sesimizi MHP’nin başkanvekili kısıyor. O bize hakaret eden, küfür eden zat var ya. Ona bin defa iade ediyoruz. Bitlis’te gelmiş AKP’nin adayı diyor “Ben de Kürt’üm”. Kardeşim Ankara’da kurtsun, JİTEM ittifakının içindesin; Bitlis’e gelip Kürt oluyorsun. Madem sen Kürt’sün, iki kelime Kürtçe konuştuğumuzda sesimizi kıstıkları zaman itiraz et. Kürt buradadır. Kürt’ün evi, kapısı, DEM Parti’dir. 

Onların son seçimi olacak çünkü Türkiye halkları, Kürtler onları sandığa gömecek

Türkiye’de 86 milyonun neredeyse yarısı açlık sınırının altında yaşıyor. 22 yıldır bu ülkeyi yönetenler hala 5 yıl sonrasının hesabını yapıyor. Erdoğan 2009’da, 2012’de, 2014’te, 2019’da “son seçimim” demişti, şimdi de 2024’te diyor. Bu koltukçular, koltuğa yapışıp kalanlar yaşamlarının son dakikasına kadar o koltuğu terk etmek istemeyecekler. Evet, onların son seçimi olacak ama nasıl? Türkiye halkları, Kürtler onları sandığa gömecek ve biz onları göndereceğiz. 

Belediye Bitlis’te bir karış toprak bırakmadı, tamamını peşkeş çekti

Gerçekten Bitlis’i yıkarsa AKP yıkar. Bitlis’te bir talan ittifakı var. Bitlis güzellikleriyle, mücadeleci insanlarıyla gündeme gelmiyor. Bitlis, belediyeye ait mülkiyetin satışı en çok yapılan kentlerden biridir. Belediye Bitlis’te bir karış toprak bırakmadı, arsa bırakmadı, tamamını peşkeş çekti. Resmen talan iktidarı, talan belediyeciliği! Bu talan iktidarı ve talan belediyeciliğine Allah’ın izniyle gereken cevabı sandıkta vereceğiz. Parsel parsel kenti satacaksın, “ben de Kürt’üm” diyeceksin, Ramazan ayını kutlayacaksın. Allah-u Teala sizin ne yaptığınızı çok iyi görüyor, Bitlis halkı da görüyor. Beyefendi niye satmış belediyenin bu kadar mülkiyetini? Diyor ki belediyenin borcu vardı. Kardeşim, bu kentte Hüseyin Olan ile Nevin Başkan da belediye başkanlığı yapmadı mı? Yaptı. Peki, bu arkadaşlarımız belediyeye hizmet üretirken belediyenin borcu yok muydu, vardı. Ne yaptılar? Hem sizin olan mülkiyeti korudular hem de belediyenin borcunu düşürdüler. Arkadaşlarımızın belediyecilik anlayışı toplumcuydu, halkçıydı, halkın lehineydi. Arkadaşlarımız tek bir kuruşunuzu çarçur etmedi. Bir gün Bitlis’te Hüseyin Başkana misafir olduk, bize yemek yedirdi mütevazi bir yerde ve parasını Hüseyin Başkan cebinden ödedi. Peki, bunlar ne yapıyorlar? Özel kalem üzerinden talan ediyorlar belediyeyi. Bitlis Belediyesini mülkiyet satmakta ve borçlandırmakta Türkiye’de marka haline getirdiler. İnşallah 31 Mart’ta biz oylarımızla onları rezil edeceğiz. 

Said-i Nursi’nin torunları olarak bunlara kırmızı kart gösterin

Sürekli söz veriyorlar. İşsizliği bitirecekler, enflasyonu düşürecekler, yeni bir anayasa yapacaklar, gençler iş bulacak, kadınlar iş bulacak, hepimiz iyi geçineceğiz… Ama bir tane sözlerinde durmadılar. Biz söz verelim, bunları gönderecek miyiz? Said-i Nursi diyor ki bin kere vadedeceğine bir kere yap. Biz Said-i Nursi’nin torunlarıyız; biz vaat ederiz yaparız, onlar bin defa söyler bir defa yapmazlar. Siz Şeyh Said'in, Said-i Nursi’nin torunları olarak bunlara kırmızı kart gösterin. 

Bitlis Belediye Başkanı gözünü Bitlis esnafının dükkanlarına da dikti. “Bu dükkanları yıkacağız, tarihi dokuyu koruyacağız” dedi. Allah aşkına, tarihi doku kim AKP kim? Bunların tarih dediği, yeniden imar dediği yerde emin olun rant vardır. 750 tane dükkan yıktılar, esnafı perişan ettiler. Orayı kendilerine ve yandaşlarına rant haline getirdiler. Şimdi diyorlar ki kalan dükkanları da seçimi kazanırsak yıkacağız. Bu rantçılara lütfen dur diyelim. Belediye Eş Başkanlarımız burada, 1 Nisan sabahı ilk işlerimizden biri 750 esnafı toplayıp belediye olanaklarıyla onların yaralarına nasıl merhem olacağımızı tartışmak olacak. 750 esnafımız rahat olsun, onların hakkının hukukunun temsilcisi biz olacağız. Sorunlarını çözeceğiz. 

AKP her gün operasyon yapıyor, Kürt’ün iradesini yok sayıyor

Bitlis girişine “Biz yaptık, biz yapacağız” yazmışlar. AKP’nin sloganı bu. Ne yaptın? Kürt’ü yok saydın. Selahattinleri, Gültanları, binlerce arkadaşımızı cezaevlerine tıktın. Her gün panzerleri Kürt çocuklarını ezip öldürüyor. Failli meçhullerin aktörleriyle JİTEM ittifakını kurdun. İnsanları yoksullaştırdın, aç bıraktın. Sistemli bir şeklide uyuşturucuyu Kürt gençleri arasında yaygınlaştırdın. Her gün Hizan’da operasyon yapıyorsun. 80 yaşındaki insanlar bile örgüt üyesi olarak cezaevine konuluyor. O sloganları ne demek peki? Bu yaptıklarımız yetmiyor, sizi iyice yoksullaştıracağız diyorlar. Elinizdeki maaşı iyice küçülteceğiz, sofranızdaki ekmeği iyice bitireceğiz diyorlar. Buna izin verecek miyiz? 

Biz de diyoruz ki onlar yıkar biz yaparız. DEM Parti yapar, DEM Parti belediyecilik anlayışı yapar. 1 Nisan’da o belediyeye tekrar girdiğimizde, tek bir kuruşunuz çarçur edilmeyecek, bir metre arsanız peşkeş çekilmeyecek. Belediye Eş Başkanlarımız ve yönetimimiz sizlere hizmet etmek için gecelerini gündüzlerine katacaklar. Bu konuda 25 yıllık bir deneyimimiz ve pratiğimiz var. Çok şükür Şeyh Saidlerin torunları olarak başımız dik. 25 yıl belediyecilik yaptık, hiçbir yerde duydunuz mu DEM Parti belediye başkanları bir kuruş para çaldılar diye. Ama AKP belediyeciliği dediğimiz zaman tam tersi şeyler akla gelir. 

Bitlis’in tek fabrikası vardı kapattılar, istiyorlar ki Bitlis Kürtsüzleşsin

Tütünü bitirdiler. Bitlis’te tek bir fabrika vardı, tütün fabrikası. Ne yaptılar? Bitlisli tütün ekmesin, tütünle geçimini sağlamasın, Bitlis’i terk etsin, Bitlis Kürtsüzleşsin, insansızlaşsın diye fabrikaları peşkeş çektiler. Bitlislilerin vicdanına ve ferasetine inanan bir partiyiz. İnşallah Bitlis de kendi partisine ve kardeşlerine sahip çıkarak 31 Mart’ta bu haramzadelere, bu kayyımcı anlayışa sandıkta gereken cevabı verecektir. 

Gecemizi gündüzümüze katarak çalışalım 

Değerli kadın arkadaşlar, sizden rica ediyorum; gitmediğiniz ev kalmasın, dokunmadığınız kadın arkadaş kalmasın. Çünkü sizin davanız haklıdır. Siz bu davayı AKP’liye de CHP’liye de rahatlıkla anlatabilirsiniz. Mellelerimiz, seydalarımız sizden rica ediyorum; camide cumada hak olanı haklı olanı anlatın, size hizmet verecek olanı anlatın. Genç arkadaşlarımız, bakın sizi yok sayıyorlar, en çok kararttıkları sizin hayatınız. Tekrar gençlerin umutla yaşadıkları bir Bitlis için, bir Türkiye için lütfen gecemizi gündüzümüze katarak çalışmalara aktif bir şekilde katılalım. 

“Kürt’üm, insanım” diyen herkesi DEM Parti’ye sahip çıkmaya çağırıyoruz 

AKP’nin belediye başkanı AKP’ye oy istiyor. Peki, AKP ile kim ittifak halindedir? MHP! Yani siz Kürtlerin, inançlı halkımızın burada AKP’ye verdiği her oy kime gidecek? Kürtlere hakaret eden, Şeyh Said’e hakaret eden Devlet Bahçeli’ye gidecek. Peki, bu helal oyları bu haramzadelere verecek miyiz? O kadar pervasızlaştılar ki üzerinde Kürtçe yazıyor diye mezar taşlarını söktüler. Yaşadığımız topraklarda bize rahat vermiyorlar. Mezarlarda uyuyan kardeşlerimizin, akrabalarımızın taşlarına bile müdahale ediyorlar. Biraz vicdanı olan, “Ben Kürt’üm, insanım, inançlıyım” diyen herkesi bu zulmü görerek DEM Parti’ye sahip çıkmaya çağırıyoruz. 

Bitlis emanetine, değerlerine, diline, kültürüne sahip çık

Değerli halkımız, sizlere çok değerli iki tane tanıdığınız arkadaşları tekrar tanıtacağım. Sümeyye ve Nezir arkadaşlarımız Belediye Eş Başkan Adaylarımızdır. Onlar bizim aday olarak koyduğumuz arkadaşları YSK eliyle düşürürler ve kabul etmezlerse, biz de Nezir ve Sümeyye arkadaşlarımız gibi onurlu arkadaşlarla karşılarına çıkarız. Kürtlerde çare çok. Biz pes etmeyen, karanlıkları yırtarak bu aydınlık günlere gelen halkın evlatlarıyız. Onlar yasaklarsa biz daha iyi, daha birikimli arkadaşlarımızla karşılarına çıkarız. Arkadaşlarımız Şeyh Said’in, Said-i Nursi’nin, Selahattin Demirtaş’ın, Gültan Kışanak’ın, cezaevindeki binlerce arkadaşımızın sizlere emanetidir. Bitlis emanetine, değerlerine, diline, kültürüne sahip çık. DEM Dema me ye, DEM Dema gelê me yê Bidlîsê ye, DEM dema Kurdan e, bimînin di xêr û xweşiyê de. Mala we ava be! 

11 Mart 2024