Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, Siirt’te yapılan halk buluşmamızda konuştu. Bakırhan’a milletvekillerimiz, il ve ilçe yöneticilerimiz eşlik etti. Siirt’in Kurtalan ilçesinde de halk ile bir araya gelen Bakırhan, coşkuyla karşılandı. Bakırhan, Siirt merkezdeki halk buluşmasında şunları söyledi:
Hûn bi xêr hatin, li ser çavan hatin. Dema em bûn hevserok me pirsî em li kîjan bajarî hevdîtinên xwe pêk bînin, hemû hevalan gotin em li Sêrtê dest pê bikin. Me jî hevdîtina yekemîn ji Sêrtê da destpêkirin. Bila ji me re ji gelê me bixêr be. Di serî de li Sêrtê, li metropalan, li Kurdistanê em ê têkoşîna xwe bikin, em ê bersiva vê pergala qirêj û qeyûmên diz bidin.
Taleplerinden vazgeçmeyen Siirt halkıyla olmaya devam edeceğiz
Hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Bugün yine sizlerle birlikte olmaktan büyük gurur ve onur duyuyorum. 2004’te de yine Siirt’te annelerimizin tilîllîeriyle, genç arkadaşlarımızın sloganlarıyla, fedakar halkımızla yine bu meydanda bir araya gelmiş, buluşmuştuk. 2004’ten 2023’e geçen süre zarfında hep direndik, hep halkımızın yanında olmaya çalıştık. Emek veren, bedel ödeyen, acı çeken ama buna rağmen taleplerinden vazgeçmeyen Siirt halkıyla birlikte olduk, olmaya devam edeceğiz.
Nasıl ki birileri Türk ise biz de Kürt'üz ve Kürdistan coğrafyasında yaşıyoruz
Cumhuriyetin birinci yüzyılı demokrasisiz geçti. Cumhuriyetin birinci yüzyılında Kürtlerin hak, hukuk ve adalet talepleri kabul edilmedi. Hak istedik, direndik, katledildik, içeri atıldık, sürgün edildik. Bunu en çok da Siirt halkı yaşadı. Yaylaları, köyleri, evleri yakılarak Siirt merkeze göç etmek zorunda bırakıldılar. 100 yıldır bu sorunu çözmeyen sisteme “gelin ikinci yüzyılı Kürt meselesinin çözüldüğü bir yüzyıla çevirelim” dedik. Bunun için çabalıyoruz ama maalesef Kürt düşmanı iktidar ve küçük ortağı MHP “hepimiz tekiz, Türküz” safsatalarıyla halkımıza hakaret etmeye çalışıyor. Nasıl ki birileri Türk ise Arap ise başka bir milliyettense biz de Kürt'üz. Kürdistan coğrafyasında yaşıyoruz, dilimiz ve kültürümüz var. Biz bu dil ve kültürümüzü bu yüzyılda demokratik bir ortamda yaşatmak için bir çağrı yapıyoruz.
Kürt meselesini “Bahçeli aklı”yla çözemezsiniz
Türkiye bütün enerjisini Kürtlerini bastırmak için, Kürtleri katletmek için kullandı. Türkiye emekçilere ve yoksullara harcaması gereken bütçesini Kürtlerin coğrafyasını bombalamak için tanka topa verdi. Bu içinde yaşadığımız yoksulluk da Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden kaynaklıdır. Şimdi bu iktidara, devlet aklına Siirt'ten seslenmek istiyoruz: Bütçemizin yoksula ve emekçiye harcanması için, bu ülkede barış ve huzurun sağlanması için Kürt meselesini çözelim. Kürt meselesi artık ötelenecek, ertelenecek bir mesele değil. Kürt meselesini “Bahçeli aklı”yla çözemezsiniz. Bahçeli ateşe benzinle giden bir insandır; ölümlerle, ırkçılık ve milliyetçilikle kendini yaşatan bir zihniyetin sahibidir. Bu ırkçı ve milliyetçi zihniyeti terk etmenin zamanı geldi. Bu topraklar yeterince kan gördü. Can verdik, yeterince kavga edildi. Bir yüzyılı daha kavgayla, demokrasisiz, Kürt meselesinin çözülmediği bir biçimde geçirmeyelim. Türklere de yazık Kürtlere de yazık. Edirne’de, Trakya’da yaşayan insanımıza da yazık; Botan’da, Siirt’te, Kars’ta yaşayan insanımıza da yazık.
Kürt meselesini çözecek olan irade Sayın Öcalan’dır
Kürt meselesinin çözümü çok zor değil. Kürt halkının irade saydığı, Kürt meselesinin çözümünde büyük bir irade ortaya koyan, 23 yıldır tek başına İmralı zindanında yatan Sayın Öcalan bu sorunu çözebilir. Sayın Öcalan, Çözüm Sürecinde de çok büyük ve güçlü bir irade ortaya koydu. Bu memlekette halkların kardeşçe bir arada yaşaması için elini taşın altına koydu. Bu meseleyi çözecek olan iradeye, Kürt halkının büyük değer verdiği Sayın Öcalan’a tecrit uygulamaktan vazgeçin. Tecrit, sorunları derinleştirir. Tecrit; kayyım demektir, yoksulluk ve hırsızlık demektir. Tecrit, bu ülkede gençler hayatını kaybetsin demektir. Dolayısıyla kavga olmasın istiyorsak, çatışma olmasın istiyorsak -ki öyle istiyoruz- bu mesele çözülmelidir. Bu meselenin çözülmesinde büyük rol oynayan Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebimizi Siirt’ten, bu meydandan bir kez daha bu ülkeyi yönetenlere haykırıyoruz.
Rojava’da yaşam alanlarını bombalayan ama Filistin halkıyla dayanıştığını ileri süren bu ikiyüzlülüğe dur demeliyiz
Kürt meselesi çözülmediği için bu ülkenin 800 milyar lirası hiç edildi. Türkiye’nin bir liraya bile ihtiyaç duyduğu bir ortamda, Siirt'teki Arap kardeşlerim, Kürt kardeşlerim bu iktidara şunu sormalıdır: “Kürtler farklı bir halktır, niye dilini konuşmuyor, niye kültürünü geliştiremiyor? Kürtlerin seçtiği iradeye neden kayyım atanıyor?” Bu soruları sadece Kürtler sormamalıdır. Bu ayrımcı ve anti-demokratik, Kürtleri ve Alevileri yok sayan, emekçileri ve haklarını yok sayan sistem karşısında hep birlikte olmak zorundayız. Kürtler, bu ülkede Türkler ve Araplar dillerini konuşmasın demiyor. “Biz de konuşalım, biz de yaşatalım, Araplar da Türkler de diğer milletler de yaşasın” diyorlar. Ama maalesef iktidar buna kulağını tıkamıştır. Ne yapacağız? Başta bu sorunları çözmeyen, Rojava’da Kürdün kazanımını dahi tanımayan, oradaki yaşam alanlarını bombalayan ama Filistin halkıyla dayanıştığını ileri süren bu ikiyüzlülüğe dur dememiz lazım.
Her kuruşunu canımız gibi koruduğumuz belediyelerde halka ayrılan bütçeyi rantçılara peşkeş çektiler
Biz de ezilen, coğrafyası yok edilen, işgal edilen Filistin halkının yanındayız. Biz de Filistin halkıyla dayanışma içindeyiz. Filistin halkının kurtuluş mücadelesinin ilk şehitleri Kürtlerdir. Kürtlerin ezilen halklarla ortak mücadelesini sanırım dünyada bilmeyen yoktur. Ama Sayın Erdoğan Filistin'de “barış olsun, çocuklar ölmesin, arabulucu olurum, çocuk kanı akmasın” derken; Rojava’da dilini konuşan, kültürünü yaşatan, kardeşçe bir arada yaşayan Kürtlerin üstlerine bomba yağdırıyorsunuz. Bunu hangi din ve inanç vicdan kabul edebilir? İşte Kürdü yok sayanlara karşı, Kürdün iradesine Siirt’te olduğu gibi iki dönem kayyım atayanlara karşı Arabıyla, Kürdüyle, Türküyle, emekçisiyle bir arada durmamız lazım. Bunlar ülkeyi uçuruma sürüklüyor. Bunlar ülkeyi batırdılar, bitirdiler. Bizim her kuruşunu canımız gibi koruduğumuz belediyelerde, halka ayrılan bütçeyi rantçılara ve müteahhitlere peşkeş çektiler. Bizim bir kuruş daha artıralım dediğimiz belediyelerin olanaklarını peşkeş çektiler. Başta Siirt Belediyesi olmak üzere belediyeler borç batağındadır.
Arap arkadaşlarım, siz gerçekten kayyımdan memnun musunuz?
Size soralım, değerli Arap arkadaşlarım; siz gerçekten kayyımdan memnun musunuz? Bizden daha mı iyi hizmet üretiyor? Bizden daha mı çok kapsayıcı? Bizden daha mı çok bu halkın tek kuruşuna sahip çıkıyor? Dolayısıyla Kürt karşıtı siyaseti sonlandırmak için, Kürtlerin eşit yurttaş olması için, bu yaşadığımız yoksulluğun bitmesi için, Rojava'daki halkların kendi iradeleriyle sağlamış oldukları yönetimlerin devamı için, adaletsizliğin son bulması için, 7 yıldır uzun tutukluluktan dolayı arkadaşlarımızın serbest bırakılması için, Gültan Kışanakların, Selahattin Demirtaşların, Figen Yüksekdağların, Sebahat Tuncellerin özgür olması için, bu talan düzenine son vermek için, Kürdistan coğrafyasını uyuşturucu bataklığına çeviren bu anlayışın son bulması için, kadınların özgürlüğü için, gençlerin geleceği için hep birlikte bir arada olmak, direnmek, mücadele etmek gibi bir sorumluluğumuz var.
Adaylarımızı halkımız belirleyecek, biz seçimi kazanacağız
Bir seçim süreci atlattık ve sonrasında binlerce toplantı yaptık. Siirt’te yapılan toplantıya katılmıştım. Orada bize eleştirilerinizi ve önerilerinizi sundunuz. Biz de eleştiri ve önerileriniz doğrultusunda yeniden yapılandık. Yeni bir yönetim oluşturduk, yönetimimizi büyük oranda değiştirdik. Şimdi hem anti-demokratik uygulamalarla mücadele etmek hem de önümüzdeki yerel seçimlerde son genel seçimde yaşadığımız eksikleri tekrar etmemek için daha güçlü olmamız gerekiyor.
Yerel yönetimler bizim her şeyimizdir, irademizdir. Bu yerel seçimlerde adaylarımızı belirlerken, daha önce de belirttiğimiz gibi, halka soracağız. Siirt’te adaylarımızı merkezden atamayacağız; adayları bizzat siz belirleyeceksiniz. Sizin belirlediğiniz adaylarla seçime gireceğiz. Sizin belirlediğiniz adayları adaylarımız olarak kabul edeceğiz. Türkiye genelinde Kürtlerin, emekçilerin, yoksulların kazanımlarını önceleyeceğiz. Biz sadece iktidar partisine kaybettiren değil aynı zamanda batıda belediyeler kazanan, batıda Kürt halkının iradesinin yerel yönetimlere yansıtan bir anlayışı tercih edeceğiz.
İçtiğim çayın bile bedelini halkımızın ödediği bilinciyle hareket edeceğim
En başta kendi adıma söylemek istiyorum. Beni belediye eş başkanı seçerek onurlandırdınız hem de milletvekili seçtiniz. Sizin sayenizde bu partinin eş genel başkanı oldum. Sağ olun, var olun. Ben, çocuklarım ve ailem sizin bana yarattığınız bu olanaklardan yararlanıyoruz. Her içtiğim çayın bedelini Siirt halkının ödediğini bilerek hareket edeceğim. Sadece vekil olduğum dönemde değil, yaşamımın her alanında sizinle birlikte olacağım. Sizin sorunlarınız benim sorunlarımdır. Ben artık bir Siirtliyim ve sizin evladınızım. Beni onore eden siz yiğit Siirt halkı önünde saygıyla eğiliyorum. Birlik olabilirsek, güçlü olabilirsek, büyük bedellerle beraber yarattığımız bu il ve ilçe örgütlerimize sahip çıkabilirsek; bu faşizan zihniyete, bu kayyım zihniyetine ve hırsızlık sistemine son vereceğimize eminim. Yeter ki inanalım, yeter ki kurumlarımıza ve çalışmalarımıza sahip çıkalım.
Eruh’tan Kurtalan’a, Pervari’den Şirvan’a, Baykan’dan Siirt’in bütün köy ve ilçelerine; yıllarca emek veren Mame Musa, Mame Sabri gibi, Barış Annelerimiz gibi gecesine gündüzüne katarak burada bu değeri yaratan halkımıza layık olacağımıza söz veriyoruz. Birlikte güzel günler göreceğimize söz veriyorum. Kayyımların ve faşizan zihniyetin olmadığı, halkların barış ve kardeşlik içinde yaşadığı bir Türkiye ve Siirt yaratıncaya kadar mücadele edeceğime söz veriyorum. Ji bo me hemûyan serkeftin.
15 Kasım 2023