
Şimdiye kadar onlarca merkezde milyonlarca kişinin katıldığı Newroz Bayramı kutlamaları bugün Türkiye’nin batısında gerçekleştiriliyor. İstanbul, Adana, Antalya, Antep, Konya, Aydın, Bursa, Denizli, Ankara, Çanakkale, Balıkesir, Eskişehir, Hopa, Malatya, Elbistan, İskenderun, Tekirdağ, Datça ve Kovancılar dahil olmak üzere 19 ayrı merkezde Newroz kutlanıyor. Bugün yapılan kutlamalara yüz binlerce insan katıldı. Türkiye’nin batısında kutlanan Newroz kutlamaları Kürt hareketiyle, Türkiye’nin devrimci dinamiklerini, sendikaları, demokrasi güçlerini bir araya getirdi ve ortak mücadele vurgusu ön plana çıktı.
Yüz binlerce insanın katıldığı İstanbul Newrozunda HDK Eşsözcüsü Ali Kenanoğlu, TJA Aktivisti Gültan Kışanak, İstanbul Milletvekilimiz Kezban Konukçu ve Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan konuştu. Yapılan konuşmalarda 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'na destek verilirken İmamoğlu ve İBB’ye yapılan operasyona tepki gösterildi. Bakırhan, şunları söyledi:
Newroza te pîroz be Birêz Ocalan
Merhaba Stenbol, merhaba bajarê qedim, silav dayikên bi rûmet, ciwanên hêja, zarokên delal. Hûn bi xêr hatin rêhevalên Mazlûman, Zekiyeyan, Rahşanan, Ronahiyan. Ez we hemûyan silav dikim, Newroza we pîroz be. Newroza gelan pîroz be, Newroza gelê Kurd pîroz be. Dema em çûn serdana Birêz Ocalan, Birêz Ocalan ji qada Newroza Stenbolê re silavên xwe şand. Birêz Ocalan Newroza we pîroz dike. Em jî ji qada Newrozê hezar caran ji Birêz Ocalan re silavên xwe dişînin. Newroza Ocalan pîroz dikin. Newroza te pîroz be Birêz Ocalan. Ev Newroz bila bibe Newroza aştiyê û azadiyê. Li hemberî zilmkar û dehaqan em serê xwe natewînin. Em ê rûmeta gelê xwe heya dawiyê biparêzin. Serkeftin ya me ya gelan e. Cardin dîsa newroza we hemûyan pîroz dikim. Newroz pîroz be.
Demokrasi ve özgürlük bayrağı başarıya ulaşıncaya kadar taşıyacağımızın sözünü veriyoruz
Çok değerli kadın arkadaşlar, gençler, Kürtler, Türkler, Aleviler, Türkiye’nin bütün renkleri hepinizi saygıyla selamlıyor, Newroz Bayramınızı kutluyorum. Newroz onurlu bir barışa, demokrasiye, özgürlüğe vesile olsun diyorum. Yine bu Newroz vesilesiyle Cemal Kavak şahsında bizleri bugünlere getiren, canlarını veren, bedel ödeyen bütün yoldaşlarımı da saygıyla, minnetle selamlıyorum. Bu Newroz alanında bugün aramızda olmayan bütün yoldaşlarımıza bir kez daha söz veriyoruz. Bıraktığınız onurlu barış, demokrasi ve özgürlük bayrağı başarıya ulaşıncaya kadar İstanbul’dan 7’den 70’e taşıyacağımızın sözünü veriyoruz.
Newroz meşalesi hiçbir zaman düşmede, düşmeyecek
Bugün bu meydanda Türkler, Kürtler, kadınlar, Araplar, Aleviler, gençler yani Türkiye’nin bütün renkleri bir aradayız. İşte İstanbul demek Newroz demek, Newroz demek İstanbul demektir. Her bijî İstanbul, her bijî coşa têkoşînê. Değerli gençler, saygıdeğer halkımız Demirci Kawa’dan günümüze kadar Newroz meşalesi hiçbir zaman düşmedi. Bu ateşi düşürmeyen, bu özgürlük meşalesini günümüze kadar getiren halklarımıza selam ve saygılarımı iletiyorum. 2025 Newrozu bizim için tarihi önemdedir. Neden mi? Çünkü Sayın Öcalan tarihi bir çağrı ile tekçi, inkarcı, Kürdü reddeden, Alevinin eşit yurttaşlık hakkını tanımayan bu sisteme "değiş, dönüş, demokratikleş, Türkiye’de yaşayan bütün halklar ve inançlar demokratik bir zeminde eşitçe, kardeşçe yaşasın" dedi.
Sayın Öcalan barışın ve değişimin kapısını araladı, en başta bu ülkeyi yönetenler değişmek zorunda
Sayın Öcalan bu sisteme barış kapısını, demokrasi kapısını araladı. Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı 85 milyonu ilgilendiriyor. Demokratik Toplum Çağrısında Alevi var, kadın var, genç, emekçi, emekli, ezilen var. Sayın Öcalan’ın çağrısında Türkiye’de yaşayan 85 milyonun demokratik hakları var, özgürlüğü var. Dolayısıyla bu Newrozda bir kez daha Sayın Öcalan’ın açıkladığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının yanında mıyız? Çağrıyı destekliyor musunuz İstanbul? Sayın Öcalan barışın kapısını araladı. Sayın Öcalan hem örgütüne hem bizlere hem devlete değiş dedi. 2025 yılı değişimin yılı olmak zorundadır, en başta ülkeyi yönetenler değişmek zorundadır. Kayyımlarla, gözaltılarla, tutuklamalarla, halkların iradesini gasp ederek artık kimse bir yere varamaz. Bu çağrı bizlere büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bu çağrı bizlerin daha fazla çalışmasını, mücadele etmesini, güçlü bir ittifak oluşturmamızı emrediyor. Mücadele bitmedi. Sayın Öcalan’ın deyimiyle bu bir starttır. Bu bir başlangıçtır. Bu starta daha güçlü bir şekilde sahip çıkmaya, daha büyük bir mücadele ile Kürt halkının demokratik haklarını sağlamaya var mısın İstanbul? Ezilenlerin, emekçilerin ittifakını kurmaya, mücadeleyi büyütmeye var mısın İstanbul?
Tarafınız neresi diye soruyorlar, tarafımız özgürlüktür, eşitliktir, demokrasidir, yolumuz Üçüncü Yol'dur
Değerli halkımız ikide bir bize soruyorlar sizin tarafınız neresidir diye. Biz emekçilerin tarafındayız. Biz ezilenlerin tarafındayız. Biz özgürlük mücadelesi veren kadınların, halkın ve hakikatin tarafındayız. Biz Üçüncü Yol'uz, sizlerin, ezilerin, emekçilerin yoluyuz. Bizim tarafımız Newroz meydanındaki milyonlardır. Bizim tarafımız 80 yaşına rağmen, 4 çocuğunu yitirmesine rağmen barış diyen Sakina ananın tarafıdır. Sayın Öcalan bir selam da Alevi canlara gönderdi. Buradan bir kez daha Alevi canların eşit yurttaşlık mücadelesini destekliyor, Alevi canların da Newroz bayramını kutluyorum. En çok da Aleviler Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısını önemsemelidir. Sayın Öcalan sadece Kürtlere özgürlük ve demokrasi demiyor. Alevilere ve farklı inançlara da, farklı halklara da demokrasi diyor, özgürlük diyor. En çok da Alevi canlar bu çağrıyı desteklemeli, bu çağrı etrafında kenetlenerek bir araya gelmelidir.
İmamoğlu’na yapılan sivil darbenin karşısındayız, bu bir yol değil, sivil darbe ile Türkiye bir yere varamaz
Türkiye bir operasyonlar ülkesi olmaktan artık çıkmalıdır. Hiç kimse yargıyı siyasi hesaplaşmada bir araç olarak kullanmamalıdır. Sayın İmamoğlu tutuklandı, hep birilkte izliyoruz. Sayın İmamoğlu ve onunla birlikte tutuklanan bütün arkadaşların yanındayız. Kumpaslarla, yargı darbeleriyle kimse halkın oyuyla seçilmiş iradeyi hapsedemez. Hapsetmemelidir. Sivil darbelerden en çok biz çektik. Bu sivil darbelerin sonucunda Selahattinler, Figenler, Leylalar, Ayşe Gökkanlar cezaevinde bulunuyor. Bu sivil darbeyi en çok biz eleştiriyoruz. Bu sivil darbe karşısında en dik bizim duracağımızı bir kez daha söylemek istiyorum. Hukuksuzluğa çok uğradığını söylüyor AKP iktidarı. AKP vesayet diyerek iktidara geldi ama şimdi yargı vesayetiyle Kürdü, Aleviyi, muhalefeti susturmaya çalışıyor. Cezaevlerine göndermeye çalışıyor. Bu bir yol değil. Bu yol bir yere çıkmaz. Yargı darbesiyle Türkiye yönetilemez. Manüpülasyonlarla gizli tanık beyanlarıyla 16 milyonun iradesi hapsedilemez. Onun için bir kez daha İstanbul meydanından bu yargı darbesini kınadığımızı eleştirdiğimizi en başta siyasi tutsaklar olmak üzere İmamoğlu ve arkadaşlarının da bir an önce serbest bırakılmasını dile getiriyoruz. Operasyonel siyaset ve siyaset mühendisliği bu ülkeye kaybettirdi. Türkiye 3-5 günde yüzde 3 fakirleşti. Uluslararası kamuoyunda Türkiye antidemokratik bir ülkedir. Halkın iradesine kayyım atayan bir ülke olarak geçiyor. Türkiye’ye kötülük yapmaktan vazgeçin. Siyasi ikbaliniz için, halkın iradesiyle oynamaktan vazgeçin diyorum, bu yargı darbesini kınadığımızı da belirtmek istiyorum.
Partimizi hedef alan pratik ve söylemlerden iktidarı vazgeçmeye davet ediyoruz
Kent uzlaşısı suç diyorlar. Size soruyorum, Türklerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların yerel seçimde yapmış olduğu ittifak, işbirliği suç mudur? Buna suç diyenleri kınıyoruz. Ve şunu söylemek istiyoruz. Kürtler Van’da yönetemez, Siirt'te yönetemez diyenler şimdi de Kürtler İstanbul’da, Vanlılar İstanbul’da, Siirtliler İstanbul’da işbirliği yapamaz, belediye başkanı seçilemez diyorlar. Bunu hep birlikte kınıyor muyuz? Bir kez daha İstanbul meydanından partimizi hedef alan bu pratiklerden, bu söylemlerden bu iktidarı vazgeçmeye davet ediyoruz. Var mısınız bu antidemokratik uygulamalar karşısında işbirliğini, güçbirliğini demokratik ittifakı savunmaya var mısın İstanbul?
Gücümüzü ve mücadelemizi büyüterek başarıya ulaşabiliriz
Yine İstanbul Barosu başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetimine de bir darbe yapıldı. Bu iktidar diyor ki yargı sopası elimde istediğimi tutuklar, istediğim hakkında dava açar, istediğimi hapseder, istediğime kayyım atarım. O kadar kolay mı İstanbul? Kolay olmadığını ve olmayacağını partimize sahip çıkarak, partimiz etrafında bir araya gelerek gösterebilir, gücümüzü, mücadelemizi büyüterek başarıya ulaşabiliriz. Var mısınız İstanbul ev ev, sokak sokak, fabrika fabrika bu zulüm karşısında, bu irade gaspı karşısında ayakta durmaya, dik durmaya, örgütlenmeye ve Türkiye’yi demokratikleştirmeye var mıdır İstanbul?
Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul’un iradesine saygı duyun!
Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün İstanbul Türkiye’dir demişti. Evet Sayın Erdoğan İstanbul Türkiye’dir. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. İstanbul haksızlığa uğrarsa Türkiye haksızlığa uğrar. İstanbul’da hukuksuzluk olursa Türkiye yaralanır. İstanbul Türkiye ise İstanbul’un iradesine, Kürtlerin, Türklerin, emekçilerin iradesine bir an önce saygı gösterin, saygı duyun!
Yanlış hukuktan doğru demokrasi çıkmaz, Sayın Öcalan’ın çağrısı demokrasi için bir fırsattır
Değerli halkımız yanlış hukuktan doğru demokrasi çıkmaz. Yanlıştan doğru çıkmaz. Bu hükümeti özellikle son 10 yıldır uygulamış olduğu bu yanlış hukuktan vazgeçmeye, halkın taleplerine halkın iradesine saygı göstermeye çağırıyorum. Evet Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu asrın çağrısı Türkiye için bir şanstır, bir fırsattır. Demokratikleşmek için bir fırsattır. Bu çürümüş, bu çözülmüş, bu ekonomisi batmış, bitmiş sisteme Sayın Öcalan asrın çağrısı ile birlikte bir kapı aralamıştır, bir yol açmıştır. Şimdi buradan iktidara ve devlete sesleniyoruz. Bu asrın çağrısını dikkate alın, bu fırsatı demokratikleşmek için değerlendirin diyoruz. Bu fırsatı yargı kumpasrlarıyla, kayyımlarla, baskılarla, muhalefeti susturmakla heba etmeyin diyoruz.
Umudumuz, gücümüz, iddiamız büyük
Barış ve Demokratik Toplum Çağrısından sonra arkadaşlarımızla, vekillerimizle birlikte, kadın ve gençlik meclisimizle birlikte neredeyse Türkiye’nin dörtte üçüne gittik, toplantılar yaptık. Barışı toplumsallaştırmaya çalıştık. Barışın emekçiye, yoksula, kadına, gence nasıl katkı sunacağını anlattık. Bizler barışı örgütlerken, bizler barışı anlatırken birileri kayyımcı anlayışta ısrar ediyor. Biz barışı anlatırken kayyımcı anlayışın da değişmesi, dönüşmesi ve bu kayyımcı anlayıştan vazgeçilmesi gerektiğini belirtmek istiyorum. Bugün burada 1 milyonu aşkın canımız var, genç var, kadın var. Umudumuz, gücümüz, iddiamız büyük. Bir gün mutlaka ama mutlaka siyasi tutsakların olmadığı, kayyımların olmadığı, kadınların katledilmediği, Alevilerin eşit yurttaş olduğu bir Türkiye kuracağımızın sözünü veriyoruz. Söz veriyor musun İstanbul?
Gelê Stenbolê cardin ji bo vê coşa we, vê heybeta we, serfiraziya we, têkoşîna we spas dikim, we hemûyan silav dikim. Hurmetên xwe ji we re pêşkêş dikim. Rojên pêşiya me girîng in. Divê di van rojan de em hîn xurttir tifaqên mezin, têkoşîna mezin biafirînin. Li cem hev bin li cem partiya xwe bin. Ji me hemûyan re serkeftin. Newroza we pîroz be, Newroza Kurdan, Newroza gelan pîroz be. Bimînin di xêr û xweşiyê de, mala te ava Stenbol. Her hebe Stenbol.
23 Mart 2025