Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, yerel seçimler kapsamındaki programlarını sürdürüyor. Bakırhan bugün Mardin’in Dêrik, Mazıdağı ve Ömerli ilçelerinde halk buluşmalarına katıldı. Dêrik’te konuşan Bakırhan, şunları söyledi:
Kürtler bu ülkede eşit yurttaşlar oluncaya kadar mücadelemizi devam ettireceğiz
Merhaba gelê me yê dêrike gelê kedkar. Warê qehremanan hûn bi xêr hatin li ser seran li ser çavan hatin. Dayikên aştiyê hevalên jin hûn jî bi xêr hatin li ser çavan hatin.
Büyük bedeller ödemiş, katliamlar ve göçler yaşamış yine de pes etmemiş; bugün burada olduğu gibi partisine, diline, demokratik değerlerine sahip çıkan siz değerli halkımızı saygıyla selamlıyorum. Çok değerli Derikli halkımız, yaşadıklarınızı sanırım bilmeyen yoktur. 90’larda 13 insanımızı burada katlettiler. Yine yakın zamanda toprağımızı ve değerlerimizi sömüren 5’li Çetenin malzemesini taşıyan bir TIR’ın önlem alınmaması sebebiyle 21 yurttaşımızı katlettiğini gördük. Demokrasi için, halkı için, değerleri için mücadele edip bugün aramızda olmayan bütün yol arkadaşlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Onlara sözümüzü bir kez daha Derik’ten yeniliyoruz: Mücadelemizi Kürt meselesi çözülünceye kadar, Kürtler bu ülkede eşit yurttaşlar oluncaya kadar devam ettireceğiz. Onların ellerinden bırakmadığı bayrağı biraz önce Sevgili Ahmet Türk’ün de dediği gibi yaşımız kaç olursa olsun, hastalığa ve başka bir engele bakmadan kesinlikle zafere taşıyacağız.
Bu seçim Beyaz Torosçuların ortak olduğu ittifak ile Kürtler ve ezilenler arasındaki bir seçimdir
Derikliler Musa Çitil’i çok iyi bilir. Musa Çitil bu topraklardaki her Kürt katliamında payı olan biridir. Musa Çitil; Dêriklîlerin, Mardinlilerin, Kızıltepelilerin kaybolduğu, katledildiği, faili meçhul cinayetlere uğradığı bütün organizasyonlarda ismi geçen bir devlet yetkilisiydi. “Kürtlerle kardeşiz, hiçbir sorunumuz yok” diyenlere hatırlatıyoruz. Kardeşseniz Derik’te, Mardin’de terör estiren, Kürtlerin gençlerini, kadınlarını katleden Musa Çitil davası mahkemeleriniz tarafından cezasızlıkla sonuçlandı. Kürtler bunu unutmadı. Kürt sorununda Musa Çitil şahsında ne olduğunu hep beraber gördük, yaşadık. Musa Çitil burada yapmış olduğu kötülüklerden dolayı yargılanmak yerine “Müslümanız, ümmetiz, kardeşiz” diyen AKP iktidarı tarafından ödüllendirildi. Bu ne anlama geliyor? Kürtleri katletmenin, evini yakmanın, gencini kuyulara atmanın karşılığı cezasızlıktır. İşte bu seçim Musa Çitillerin, Tansu Çillerlerin, Ergenekoncuların, derin devletçilerin, Beyaz Torosçuların ortak olduğu bir ittifak ile emekçilerin, yoksulların, Kürtlerin, Alevilerin, ezilenlerin arasındaki bir seçimdir. Bu seçim sizin seçiminiz ile sizi ret ve inkar edenlerin seçimidir.
Bu topraklar bağrından çıkmayan hiçbir hırsızı ve yolsuzu kabul etmez
Devrim Başkan da söyledi. Bu seçim bizler için çok önemlidir. Bugüne kadar yaptıkları zulüm politikaları karşısında direnişimize devam ettiğimizi ve mutlaka ama mutlaka kazanacağımızın cevabını onlara en güçlü şekilde 31 Mart’taki sonuçlarla vereceğimize eminim. Kayyımı anlatmaya gerek yok. Kayyım sistemi; hırsızlık ve yolsuzluk yapan, Kürt halkına gönderilen bütçeyi cebine indiren, değerlerini yok sayan, Apê Musaların ve Orhan Doğanların parklara ve sokaklara verilen isimlerini indiren, kadın kurumlarını kapatan, kadına, doğaya Kürt kültürüne düşman bir anlayıştır. Onlar zannettiler ki kayyım atayarak Dêrik halkını mücadeleden uzaklaştıracaklar. Kayyım Efendi, madem o kadar iyiydin, madem yönetiyordun karşımıza çıksaydın, Dêrik’te aday olsaydın da Dêrik halkı sana boyunun ölçüsünü gösterseydi. Sen de biliyorsun bu toprakların bağrından çıkmamışsın ve bu topraklar bağrından çıkmayan hiçbir hırsızı, yolsuzu asla kabul etmez. Kayyımı da kayyım anlayışını da asla kabul etmeyecektir.
Binlerce yoksul gencimize Mardin Büyükşehir Belediyemizin katkısıyla burs vereceğiz
Kayyımların yaptıkları usulsüzlükleri günlerce anlatsak bitmez. Kayyım Derîk’te belediyemizin 400 yoksul öğrenciye vermiş olduğu bursu kesmiş, bir de o bursu geri istemiş. Kayyım Efendi, biliyorum sen Kürt’ün okuyanına da karşısın. Burs alan çocukların burslarını keserek bu kente ne kadar büyük kötülük ve düşmanlık yaptığını gösterdir. İnşallah 31 Mart’tan sonra 400 değil binlerce ihtiyacı olan gencimize tekrar Mardin Büyükşehir Belediyemizin katkısıyla burs vermeye devam edeceğiz.
Bu toprakların Kürtsüzleşmesine izin vermeyeceğiz, onlara inat yurdumuzda kalacağız
Bu kadar bereketli topraklar varken neden yoksuluz, neden işsiziz? Neden Karadeniz’e ve başka yerlere mevsimlik işçi olarak çay, fındık, mısır, tütün, pamuk toplamaya gidiyoruz? Bu kadar zengin toprağı olan bir halk mevsimlik işçi olarak çalışır mı? Bu topraklar değil sadece Derik halkını, 3-4 tane Mardin’i besleyecek alt yapıya sahip. Ama su yok, DEDAŞ terörü var. DEDAŞ Kürt tarlasını ekmesin, kuyudan su çekmesin diye özellikle çalışıyor. Emin olun parasını fazlasıyla ödeseniz de elektriğinizi kesecekler. İstiyorlar ki aç kalın, istiyorlar ki sürgün olun, istiyorlar ki bin yıllardır atalarımızın yaşadığı olduğu bu topraklardan göç edelim, bu topraklar Kürtsüzleşsin. Onlara inat yerimizde kalacağız, yurdumuzda kalacağız, toprağımıza ve doğamıza sahip çıkacağız. Gençlerimize sahip çıkacağız. Bir gün DEM gelecek devran dönecek. Kendimizin de kendimizle birlikte ihtiyacı olan insanların da beslenmesini ve üretim yapmasını sağlayacak günlere de kavuşacağız.
Rantın ve usulsüzlüğün olmadığı belediyecilik anlayışını Dêrik’te tekrar egemen kılacağız
Kürt sorunu nedir diyorlar? Kürt sorunu Musa Çitil’dir. Size sorduklarında Musa Çitil’dir deyin. Katliamdır, faili meçhul cinayettir, Kürt’ü yok edenin ödüllendirilmesidir. Kürt sorunu Derik halkını yoksullaştırarak, mevsimlik işçi olarak Türkiye metropollerine gönderen orada da ırkçı saldırıya uğratan zihniyettir. Bu zihniyeti kınıyoruz. Değerli Derikliler 31 Mart tekrar bizim baharımız olacak. Bu çeteleri, dilimize ve kadın arkadaşlarımıza düşman bu anlayışı göndereceğiz. Sizin yiğit evlatlarınızla birlikte adaletsizliğin, eşitsizliğin, rantın ve usulsüzlüğün olmadığı belediyecilik anlayışını Derik’te tekrar egemen kılacağız.
JİTEM ittifakına karşı biz halkımızla ve ezilenlerle ittifak kurduk
Allah aşkına hangi televizyonu açsanız DEM Parti, Dem Parti, Dem Parti… ATV’sinden TRT’sine, A Haberinden diğer bütün kanallarına. Bu nasıl bir sendromdur? DEM Parti olmasa acaba ne yaparsınız, neyi tartışırsınız? Heybenizden DEM Partiye yaptığınız eleştirileri, küfürleri, hakaretleri çıkarırsak bir şey kalır mı? Emin olun kalmaz. DEM Parti; adaletsizlik, yolsuzluk ve hırsızlık yapanların, kent sabıkası olanların karşısındadır. Onun için korkuyorlar. Korksunlar! DEM Parti geldiği zaman bütün bunların hesabını soracaktır. DEM sendromu bir gün mutlaka bitecektir. Bu sendrom bittiği zaman emin olun ki Türkiye’ye demokrasi gelecektir.
Şimdi bütün partiler DEM Parti’nin gizli ittifak yaptığını söylüyor. Değerli halkımız, biz size söz verdik; ne yapacaksak açık yapacağız, şeffaf yapacağız dedik. Emin olun aynısını da yaptık. Sandığı kurduk, siz karar verdiniz. Batı’da kent uzlaşısı çerçevesinde işbirliği yapacağız dedik, yapabildiklerimizi yaptık. Sadece bir siyasi parti ile değil o kentin dinamikleriyle. Yapılmayan yerlerde de kendi adaylarımızla çıktık. Bizim perde arkasında, karanlık koridorlarda yaptığımız bir ittifak yok. Ama bizim karşımızdaki ittifak JİTEM ittifakıdır, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde oluşturulan bir ittifaktır. Biz de bu ittifak karşısında Türkiye halklarıyla, emekçileriyle, Alevileriyle, Araplarıyla, Türkleriyle, ezilenleriyle, kadınlarıyla birlikte bir ittifak yaptık ama halkın ittifakını yaptık. Toplumcu belediyecilik yapacak, elimize geçtiğinde hizmet üretecek anlayışın ittifakını yaptık.
Erdoğan seçim kampanyası değil silah fuarı tanıtımı yapıyor
Erdoğan çıkıyor her mitinginde top, tüfek, SİHA, uçak, savaş gemisi anlatıyor. Yurt dışından birisi gelse Erdoğan’ın mitinglerde söylediklerini dinlese yerel seçim olduğunu düşünmez. Zanneder ki silah fuarı yapılıyor, Erdoğan silah fuarındaki silahlarını tanıtıyor. Yerel seçim mi yapıyoruz silah fuarı mı yapıyoruz, vallahi anlamak çok zor. Bunların gözü hizmette değil, demokraside değil. Kürt iradesini gasp edenlerin aklı silahta, savaşta, çatışmada. Başları seccadede, elleri semada ama akılları haramda. Sayın Erdoğan; bu memleketin silaha, topa, tüfeğe ihtiyacı yok. Türkiye yoksullarının parasını, bütçesini o silahlara boşuna yatırmak yerine Dêrik’te işsizliği, yoksulluğu giderecek, gençlerin ve kadınların insanca çalışabilecekleri koşulları yaratsaydın Türkiye Ortadoğu’nun model ülkesi olurdu. Ancak onların aklı hep Kürt karşıtlığındadır. Kürt konuşmasın, Kürt iradesini seçmesin, Kürt olarak bilinmesin, Kürt olarak var olmasın da ne olursa olsun diyorlar. İnşallah silah fuarı tanıtımı gibi konuşma yapanlara 31 Mart’ta Kürdistan’da, Kürt illerinde ve batıda gerekli olan dersi halkımız verecektir.
Darbe anayasasını çağrıştıran bir anayasaya ihtiyaç yok
Meclis Başkanı dün “Yeni demokratik bir anayasa ihtiyaç var” dedi. Evet, yeni bir anayasaya ihtiyaç var ama 12 Eylül darbe anayasasını çağrıştıracak bir anayasaya ihtiyaç yok. Yeni anayasa Kürtleri kabul edecek mi, Kürtlerin anadilini kabul edecek mi, anadilinde eğitim hakkını kabul edecek mi? Kürtlerin bu merkezi sistemden çekmiş olduğu bütün baskıları, ret ve inkar politikalarını ortadan kaldıracak mı? Bunların yeni anayasa dediği tek adama daha güçlü bir şekilde hizmet edecek bir anayasadır. Yeni anayasaya evet ama demokratik olsun, Kürt olsun, Alevi olsun, Süryani olsun, Arap olsun. Hiçbir dil, din, kültür ve inanç reddedilmesin. Böyle bir anayasaya tabii ki varız.
Kaçak seçmenlere karşı lütfen seçmenlerimizin sandığa gitmesini sağlayalım
Değerli halkımız, sizden rica ediyoruz. Dêrik bizim kalemizdir, her dönem kazanıyoruz demeyeceğiz. DEM Parti’den olan olmayan bütün ailelerimize, bütün aşiretlerimize, bütün insanlarımıza, melelerimize, seydalara, kadınlara ev ev gideceğiz. Niye? İki dönemdir irademize atanan bu gaspçı kayyımlar karşısında bir önceki seçimlerden daha iyi sonuç ortaya çıkarmamız lazım. Daha yüksek bir sonuç ortaya çıkararak, bu kayyımcı anlayışa itiraz ettiğimizi, kabul etmediğimizi ortaya koymamız lazım. Bazı yerlere kaçak seçmen taşımışlar. 32 merkeze. Lütfen Dêrik’te olmayan ama seçmen olan bütün insanlarımıza ulaşın. Onlar neredeyseler oradaki ilçe ve il örgütlerimize gitsinler, güzel sıcak bir DEMli çay içsinler, örgütlerimiz onları seçmen oldukları yere gönderecektir. Bu seçim, cezaevlerine doldurulan Selahattinlerin, Gültanların, Figenlerin, Leylaların sizden müjde beklediği bir seçimdir. Bu seçim Dêriklî olup sürgünde olan, Dêriklî olup çeşitli sebeplerle kendi kentinde olmayan çocuklarınızın izlediği seçimdir. Halkımızın takip ettiği bir seçimdir. Bu seçim Cudi’de yanan ağaçların seçimidir.
Bu seçimi kazanırsak ağaçlar yanmayacak, insanlarımız sürgün olmayacak
Eğer bu seçimi kazanırsak ağaçlar yanmayacak, insanlarımız sürgün olmayacak. Kazanırsak cezaevlerindeki yoldaşlarımızın özgürlüğüne kavuşması için çok önemli bir adım atmış olacağız. Buradan cezaevlerindeki açlık grevini selamlıyorum. Cezaevindeki arkadaşların Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için ortaya koydukları iradenin doğru olduğunu, onların yanında olduğumuzu, Kürt meselesinin gerçek muhataplarıyla çözülmesi gerektiğini bir kez daha yineliyoruz. DEM dema gelê Dêrikê ye, dem dema me ye, dem dema azadiyê ye. Ji me hemûyan re serkeftin. Songül Özbahçeci ve Cengiz Temelli arkadaşları sizlere emanet ediyorum. Onlar HEP’ten bugüne kadar bu mücadelede yaşamını yitiren, emek veren bütün arkadaşlarımızın sizlere emanetidir. Hepinize şimdiden başarılar diliyorum. Ahmet Başkan ile 30 yıldır beraber çalışıyoruz. Evinde oturabilirdi ama genç yüreğiyle Kürt sorununun demokratik çözümü için “ben de varım” dedi. Ahmet Başkana ve gençliğini Kürt kültürüne veren Devrim Demir Başkana başarılar diliyorum. Sizleri Türkiye’nin en yüksek oyunu alarak kayyımcı zihniyete cevap vereceğinize olan inançla selamlıyorum.
26 Şubat 2024