Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, yerel seçimler kapsamında bugün Erzurum’un Karayazı, Hınıs ve Karaçoban ilçelerinde gerçekleştirilen halk buluşmalarına katıldı. Hınıs’taki halk buluşmasında konuşan Bakırhan, şunları söyledi:
Şeyh Saidlerden Seyit Rızalara aynı davanın mücadelesini yürütüyoruz
Merheba gelê me yê Xinûsê, hûn bi xêr hatin, li ser seran, li ser çavan hatin. Warê Şêx Seîd, merheba dilê Kurdistanê! Neviyên Şikrî Axa hûn bi xêr hatin. Değerli Hınıs halkı, çok değerli kadın arkadaşlarımız, gençler, emektar Hınıslılar; bugün sizlerle birlikte olmaktan büyük gurur ve mutluluk duydum. Bu topraklar kutsal topraklardır. Bu topraklar dilimizin, kültürümüzün, inancımızın ve yaşamımızın karşılık bulması için bedel ödemiş topraklardır. Onun için bugün bu kutsal topraklardan sizlere seslendiğim için çok mutluyum. Şeyh Saidlerden, Seyit Rızalardan, Selahattinlerden Figenlere ve Gültanlara kadar aynı davanın mücadelesini yürütüyoruz. Bizim derdimiz şudur; Kürtler eşit olsun, Kürtler inkar edilmesin, Kürtler anadilini özgürce kullansın ve Kürt oldukları için ekonomik ayrımcılığa maruz kalmasın. Kürt’üz dediğimiz için, eziliyoruz dediğimiz için, demokrasi ve özgürlük yok dediğimiz için Şeyh Saidlerden günümüze kadar başımıza gelmeyen zulüm kalmadı. Eskiden idam sehpaları kuruluyordu; şimdi binlerce kardeşimiz, yoldaşımız, seçilmiş yöneticimiz, milletvekilimiz cezaevinde.
Kürt sorunu cezaevleriyle, zulüm politikalarıyla çözülmez
100 yıldır süren bu zulüm politikası Karayazı’da, Mardin’de, Şırnak’ta, Amed’de, Siirt’te, Dêrsim’de nasıl Kürt halkını bitiremediyse, bundan sonra da bitiremeyecek. Bitmeyeceğiz. Bu ülkeyi yönetenler bu gerçeği çok iyi bilsin. Kürt sorunu idam sehpalarıyla çözülmedi ve çözülmez. Kürt sorunu cezaevleriyle, zulüm politikalarıyla bitmedi, bitmez. Kürtler bin yıllardır bu toprakların en kadim halklarından birisidir ve öyle olmaya devam edecektir. Ama Türkiye’deki bütün farklılıkları yok sayan o tekçi zihniyet şimdi yine aynı politikalara devam ediyor. Eğer tekçi, herkesi Türk sayan politikalarınız karşılık bulsaydı, Hınıs halkı bugün burada coşkuyla partisini, adaylarını karşılamazdı. Demek ki bir yerde yanlış yapıyorsunuz. Yapmış olduğunuz yanlıştan vazgeçin; güçlü ve demokratik bir Türkiye için, Kürtlerin eşit olduğu bir Türkiye için idam sehpaları ve cezaevleri yerine diyalog ve müzakereyi seçin diyoruz. Şeyh Said Efendiyi idam sehpasına götürenler, Sayın Öcalan’a tecrit uyguluyor. İkisi de aynı şey. Ancak onların ne tecrit politikaları ne inkar politikaları kesinlikle karşılık bulmayacaktır. Bizim ana dilimiz Kürtçedir. Anadilimizi kimse yok sayamaz, anadilimize kimse “bilinmeyen dil” diyemez. Parlamentoda konuşulduğunda “bilinmeyen dil” olarak kayıtlara kimse geçiremez. Kürtler bin yıllardır var, var olmaya devam edecek, anadillerini de kullanmaya devam edecek.
Kürtlerin uzattığı barış ve kardeşlik elini tutun
Şeyh Said Efendi idam sehpasına gitmeden önce şöyle söylüyor: “İleride torunlarımızın bizden utanç duymaması bizim için onurdur” diyor. Biz de utanç değil onur duyuyoruz. Sizler sadece Hınıslıların değil bütün Kürtlerin onurusunuz. İnşallah bir gün Hınıs halkı, Tekman, Karayazı, Karaçoban halkı; bu ezilen, yok sayılan halk hakkını ve hukukunu kesinlikle alacaktır. Kürt halkına yapılan düşmanlık kesinlikle karşılık bulmayacaktır. Kürtler kimseyi düşman olarak görmüyor. Ezilmesine rağmen hala bugün elini uzatarak, biz kardeşiz birlikte yaşamak istiyoruz, diyor. Bu ülkeyi yönetenler Kürtlerin uzatmış olduğu barış ve kardeşlik elini tutmak zorundadır. Aksi halde batmış bir ekonomi, perişan emekliler, asgari ücretle evini geçindiremeyen milyonlarca insan var. Türkiye’nin yoksulluğunun sebebi Kürt meselesinin demokratik yollarla çözülmemesidir.
Hınıs’ta Kürtçe kilamlarla seçim kampanyası yürüten iki yüzlüler, Hakkari’de yurttaşlarımızı X-ray cihazlarından geçiriyor
Niye Kürt meselesini çözmüyorlar? Meclis’te anadilimize “bilinmeyen dil” diyenler, Erzurum’da Kürtçe kilamlarla, şarkılarla seçim kampanyası yürütüyor. İkiyüzlülük yapıyorlar. Burada Kürtçe kilamlarla seçim kampanyası yürüten ikiyüzlüler, Hakkari’de köylerine giden yurttaşlarımızı X-ray cihazlarından geçiriyorlar. Böylesine ayrımcılar, böylesine bizi yok sayıyorlar. Ama unutmayın bizler Şeyh Said’in torunlarıyız, onlara sözümüz var. Bir gün mutlaka ama mutlaka eşit ve özgür yurttaşlar olarak bu ülkede, kendi irademizle seçilen vekillerimizle, belediye başkanlarımızla kardeşçe yaşayacağız. Yeter ki buna inanalım. Siz de inanıyorsunuz. Bugün burada bu iradeyi ortaya koydunuz.
Kürtçe propaganda yapanlar Kürt halkının dostu değildir, halk onların yalanlarına kanmıyor
Bütün Kürt kentlerine kayyım atadılar. Belki Hınıs’a kayyım atamadılar ama emin olun Mardin’de yolsuzluk ve hırsızlık yapan kayyım ile Hınıs’ta hizmet üretmeyen, Kürtlerin dertlerine derman olmayan belediyecilik anlayışı aynıdır. Bizim için hiçbir farkı yoktur. Murat Kurum diyor ki 31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek. Yahu gören de zanneder ki gerçekten de AKP Filistin halkı için üzülüyor! Gazze’deki insanları seçim propagandası malzemesi yapan Murat Kurum’a buradan soruyorum: İsrail’le en büyük gıda ticaretini yapan ülke hangisi? İsrail’in Filistin halkını katlettiği silahların demirini, metalini, çeliğini veren ülke kim? Türkiye! Bu ikiyüzlü politika Allah aşkına Filistin halkını seviyor mu? Meclis’te Kürtçe konuştuğumuzda sesimizi kısıp burada Kürtçe propaganda yapanlar gerçekten Kürt halkının dostu mudur? Tabii ki hayır! Dolayısıyla devlet bakanlarına söylüyoruz, insan biraz utanır, ayıptır! Artık Hınıs halkı, Tekman halkı, Karayazı halkı, Karaçoban halkı sizin bu yalanlarınıza kanmıyor, kanmıyor!
90’larda Kürtleri Beyaz Toroslarla kaçırıp katlediyordunuz, bugün İHA-SİHA’larla katlediyorsunuz
Yılmaz Tunç diyor ki 1990’lara dönüş yok. El insaf! Daha dün Kürtlerin katledildiği yılların başbakanı Tansu Çiller ile el ele seçim mitingi yapan sizler değil misiniz? Kürdistan’da JİTEM ile ittifak kuran sizler değil misiniz? Dün Kürtler Beyaz Toroslar tarafından kaçırılarak katlediliyordu; şimdi Süleymaniye’de, Hewler’de İHA-SİHA’larla katlediliyor. Dün tüp kuyruğu vardı; bugün insanlar et kuyruğunda, ekmek kuyruğunda. 90’lı yıllardan hiçbir farkınız yok, hatta daha geri bir durumdasınız. Biraz akıllı olun, biraz vicdanlı olun. Dilini, kültürünü isteyen Kürtlere düşmanlık yapmak yerine, onları yok saymak yerine muhatap alın. 31 Mart’ta bizi yok sayanlara, irademizi yok sayanlara sandıkta nasıl muhatap olduğumuzu göstereceğiz.
Kürt sorunu çözülürse bu ülkeye bolluk bereket gelir
Burada AKP belediyesi var. Gülçimen köylüsü arkadaşlar burada vardır muhtemelen, Hınıs köylüsü arkadaşlar vardır. Allah aşkına yolunuz var mı, Hizmet görüyor musunuz, ne farkı var kayyımdan? Kayyım da Kürt’e yol, su, hizmet götürmüyor. Çocuklara kreş yapmıyor, Kürtlerin dilini yok sayıyor. Apê Musa’nın, Orhan Doğan’ın isimlerini parklardan, caddelerden söküyorlar. Ha kayyım ha AKP zihniyeti, ikisi de aynı. İkisini de el birliği ile sandıkta gömeceğinize inanıyorum. Kürt sorunu çözülürse, emin olun bu ülkeye bolluk bereket gelir. Kürt sorunu çözülürse, et için kuyruğa giren insanlarımız rahatlıkla et yiyebilir. Kürt sorunu çözülmediği için, yaylalarımızı ve meralarımızı yasakladıkları için hayvancılık yapamıyorsunuz. Mazot pahalı, yem pahalı, saman pahalı. Yaylalar ve meralar yasak. Angusu Arjantin’den getiriyorlar. Peki, siz Kürt’ü yoksulluğa itmek için bunu yapmadıklarını söyleyebilir misiniz? Hayır, bilerek yapıyorlar. Kürtler tarımla uğraşmasın, hayvancılık yapmasın, üretmesin, geçimini sağlamasın istiyorlar. Bize bilerek yoksulluğu ve adaletsizliği dayatanlara hep birlikte cevap vereceğiz.
29 gün sonra bizim olanı almaya geliyoruz
Geri sayımı başlatıyoruz. 29 gün sonra bizim olanı geri almaya geliyoruz. Bizim olan Hınıs’ı almaya var mısınız? Ben de eminim. Neviyên Şêx Seîd teqez soza xwe dan, ew ê li ser soza xwe bisekinin. Ez bawer im 31ê Adarê de em ê bersiveke mezin di sindoqan de bidin wan. Kurd kî ne, Xinûs kî ye, Şêx Seîd kî ye em ê bersiva wan bidin.
Bakın, Karaçoban Belediyemiz buğday ekiyor, buğday üretiyor, un yapıyor. Belediyemiz ekmek 7-10 lira iken, 4 liraya satıyor. Peki, Hınıs Belediyesi ekmeği 4 liraya satıyor mu? Gördünüz mü, duydunuz mu? Karaçoban Belediyemiz aşı olmayana aş, suyu olmayana su veriyor. Karayazı Belediyemiz yol yapıyor köylere, bedava ulaşım sağlıyor. İki belediyeyi karşılaştırın, elinizi vicdanınıza koyun. Biz yolsuzluk, hırsızlık için gelmiyoruz; halkımıza, size hizmet için geliyoruz. Sizlere çok değerli adayları getirdik. Değerli halkımız, Meral Alagöz İmrek ile Gürsel Eren’i sizlere emanet ediyorum. Onlar Şeyh Said’in emanetidir sizlere. Her iki Belediye Eş Başkanımızı da seçeceğinize söz veriyor musunuz?
Onlar kendilerine, Gülderen Başkan bütün Erzurum halkına çalışacak
Onların hilelerini, yolsuzluğunu, usulsüzlüğünü anlatsak burada sabaha kadar kalmak gerekir. Siz biliyor, tanıyorsunuz. Siz kimin hakkaniyetli olduğunu, kimin haklının yanında olduğunu, kimin halkı için hizmet etmek için burada olduğunu, bütün bedelleri göze aldığını; kimin de mevki, makam, rant için çalıştığını herkesten iyi biliyorsunuz. Sizlere Gülser Eren ve Meral Alagöz arkadaşları aday olarak gösterdik. Arkadaşlara sahip çıkacaksınız değil mi?
Gülderen Varlı’yı tanırsınız, o da sizin kardeşiniz. Babası çok önemli bir alimdi, çok önemli bir seydaydı. Biz gençliğimizden beri tanırız. Evine giderdik, bize nasihatlerde bulunurdu. Van Milletvekilimizdi ama şimdi sizin Erzurum Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayınız. Elinizi vicdanınıza koyun; Gülderen Başkanın birikiminde, yeteneğinde, inancında, bağlılığında Erzurum’da tek bir aday var mı? Yok! Onlar kendilerine ve partilerine çalışacak; Gülderen Başkan bütün Erzurum halkına çalışacak. Ayrım yapmadan Erzurum’un her kuruşunu Erzurum’un halkı için, Erzurum’un emekçileri ve yoksulları için harcayacak. Yine sizin kardeşiniz Metin Gözmen, Gülderen Başkanla birlikte eş başkanımızdır. Metin Gözmen ve Gülderen Varlı’yı sizlere emanet ediyorum. Büyükşehir demeyin, şehirde alacağımız oylar Kürt halkının varlığının, demokrasi talebinin ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyacak. Lütfen hem Hınıs’taki adaylarımıza hem büyükşehirdeki adaylarımıza oy verin. Sandıklarınıza sahip çıkın. Ew diz rayan didizin rayan. Xwedî li sindoqên xwe derkevin. Ev diz in diz! Bunların başı seccadede elleri semada ama akılları hırsızlıkta haramdadır, uyanık olun. Bugün çok mutlu oldum, Hınıs’ı böyle rengarenk coşkulu gördüğüm için. Em serbilind bûn. Mala we ava be. Ji bo pêşwaziya we ez spas dikim. Înşelah di 31ê Adarê de em ê dîsa li vê meydanê serkeftina xwe ya mezin pîroz bikin. Her bijî Xinûs her bijî!
Hınıs’ta yaşayan Alevi yoldaşlarımız da var. Onlar da emin olsunlar ki cemevlerinin resmi ibadet statüsüne kavuşması için elimizden gelen tüm çabayı ortaya koyacağız. Alevi yoldaşlarımızın, canlarımızın da Kürtlerle birlikte eşit yurttaş olma mücadelesinden asla taviz vermeyeceğimizi belirtmek istiyorum.
2 Mart 2024