Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, seçim çalışmaları kapsamında Dargeçit, Midyat ve Nusaybin’de halk buluşmalarına katıldı. Nusaybin’deki halk buluşmasında konuşan Bakırhan, şunları söyledi:
Gelê Nisêbîna rengîn, hûn li ser seran li ser çavan hatin, warê qehremanan, warê berxwedanê ez we silav dikim. Hûn her hebin, hûn her bijîn.
Nusaybin demokratik, toplumcu, halkçı, şeffaf belediyecilikle kesinlikle buluşacaktır
Çok değerli Nusaybinli barış anneleri, kadın arkadaşlar, değerli gençler, emektar Nusaybin halkı hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlarken 92 Newrozu’nda Nusaybin’de katledilen yurttaşlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. Yine, bu toprakların bağrından çıkmış Kürt kültürü, dili için onurluca mücadele etmiş ve kalleşçe kurşunlarla katledilmiş Apê Musa’yı saygı ve minnetle anıyorum. Apê Musa şahsında özgürlük ve demokrasi mücadelesi verirken kalleşçe katledilen bütün yoldaşlarımıza saygı ve minnet dileklerimizi iletiyoruz.
Değerli halkımız, buradan cezaevinde bulunan Ayşe Gökkan’a, Sara Kaya’ya da bin selamlarımızı yolluyoruz. Sara ve Ayşe başkanlar emin olsunlar ki Nusaybin 31 Mart’ta yeniden onların mücadelesini, yürüttükleri demokratik, toplumcu, halkçı, şeffaf belediyecilikle kesinlikle buluşacaktır. Sizler Ayşe Gökkanlara, Sara Kayalara söz veriyor musunuz? Bu hırsızları, bu usülsüzlük yapanları, bu yolsuzluk yapanları, Kürt halkının iradesini gasp edenleri yollamaya var mısınız? Biz de Nusaybin’i çok iyi biliriz. Direnişiyle Nusaybin Kürtlerin kalbidir, Kürtler için çok önemli bir merkez ve ilçemizdir. Eminim ki 31 Mart'ta Nusaybin halkı geçmişte olduğu gibi yüzde 90’larla Kürdistan’da en fazla oyu alarak birinci çıkacaktır.
40 yıllık savaşın, çatışmaların, Türkiye'nin savaş politikalarının kimseye bir yararı olmamıştır
Değerli halkımız, Recep Tayyip Erdoğan geçen gün 'teröristan kesinlikle kurulmayacak' dedi. 'Teröristan' dediği yer bugün hemen 100 metre ilerimizdeki Qamişlo'dur, Rojava’dır, orada yaşayan Kürtleri kast ediyor. Onlara göre 4 parçada yaşayan Kürtlerin tamamı teröristtir. Biz bu vesileyle buradan Qamişlo'ya bin selam gönderiyoruz. Qamişlo halkının, Rojava halkının, 4 parça Kürdistan’da yaşayan halkımızın terörist olmadığını, bin yıllardır bu kadim topraklarda yaşadığını ve bütün zulüm politikalarına rağmen yaşayacağını belirtmek istiyorum. Recep Tayyip Erdoğan 'Kandil ittifakı kuruldu' diyor. Kandil ittifakının kurulduğu konusunda söylediği şeyler tamamen yalan. Kandil İttifakı yok ama Kürt düşmanı bir ittifak, Kürt karşıtı bir ittifak var. Kürtlerin dilini, geleceğini, yaşamını inkar eden bir ittifak var. Kürt halkının iradesine kayyım atayan bir ittifak var. Önümüzdeki seçim Kürt düşmanı ittifaka kaybettirme seçimi olacaktır. Kürt halkıyla, emekçilerle, yoksullarla, Türkiye’deki ezilenlerle birlikte halklar; emekçiler karşıtı, kadın ve çevre karşıtı bu ittifaka gereken cevabı verecektir. Recep Tayyip Erdoğan 2002 yılında diyor ki 'savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz'. Burada doğru söylüyor ama Sakarya’da yine aynı Erdoğan şunları söylüyor: Barış ve huzur istiyorsanız savaşa hazır olmalısınız. Ukrayna'da barışın kaybedeni olmaz diyen, Filistin için adil barış çağrısı yapan Erdoğan sıra Rojava’ya, Kürtlere gelince 'savaşa hazır olun' diyor. Biz Nusaybin'den bir kez daha sesleniyoruz iktidara: 40 yıllık savaşın, çatışmaların, Türkiye’nin savaş politikalarının kimseye bir yararı olmamıştır.
Nusaybin halkı red ve inkar politikalarınıza rağmen bu meydandadır
Nusaybin’i yakıp yıktınız, 2 dönemdir iradesine kayyım atadınız. Bugün Nusaybin halkı bütün zulüm politikalarına, red ve inkar politikalarınıza rağmen barış anneleriyle, gençleriyle, kadınlarıyla, zılgıtlarıyla bu meydandadır. Demek ki savaş politikanız sonuç almadı. Türkiye’nin bütçesini Kürtler dilini konuşmasın diye, Kürtler iradesini seçmesin diye Suriye’de demokratik bir zeminde Kürtlerin, Arapların ortak yönettiği Rojava olmasın diye harcamayın. Türkiye’yi uçuruma getirdiniz. Ekonomi desen iflas etmiş. Demokrasi desen yok. Cezaevinde binlerce siyasi tutsak arkadaşımız var. Bu vesileyle cezaevindeki Gültan Kışanaklara, Selahattin Demirtaşlara, Figen Yüksekdağlara, Leyla Güvenlere, Sebahat Tuncellere bin selam olsun.
Türkiye emekçileri ve yoksulları, ceplerini dolduranlara en büyük cevabı 31 Mart’ta verecektir
Bakın değerli halkımız; ne kadar tutarsız olduğunu, dün söylediğini bugün inkar ettiğini, sarfettiği savaş sözleriyle sizlere hatırlattım. Dün yine Sakarya’da 'İsrail ile ticaret sonlandırılsın' diye bir pankart açıldı. Peki bugüne kadar Gazze ve Filistin halkının yanında olduğunu söyleyen AKP, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu mitinginde 'İsrail ile ticaret sonlandırılsın' pankartını niye kaldırdı? Türkiye halkları çok iyi biliyor ki İsrail ile en büyük silah ve ticaret anlaşması yapan, en büyük gıda ticaretini yapan Türkiye’dir. Bir taraftan Filistin halkına özgürlük diyeceksin, barış diyeceksin, diğer taraftan Filistin halkının özgürlüğünü engelleyen Gazze’yi işgal eden, Filistin halkını kıyan İsrail ile ticaret anlaşması yapacaksın. Buna ne Kürtler ne Araplar ne Türkler ne de kimse inanmaz. İşte 31 Mart seçimi bu yalancılara, bu ticaretine bakan, cebini dolduran, çocuklarını zenginleştiren bu sermayedarlara karşı emekçilerin, yoksulların, Kürtlerin seçimidir. Eminim ki 31 Mart’ta 86 milyon insanıyla birlikte Türkiye emekçileri ve yoksulları bu sermayedarlar ve taraftarlarına, bu ceplerini dolduranlara, İsrail'e terörist deyip ama en büyük ticareti yapanlara gerekli olan cevabı verecektir.
İktidar Sayın Öcalan ile Kürt meselesinin çözümü konusunda bir an önce sorumluluk almalıdır
Sesimiz de düştü günde 5-6 konuşma yapıyoruz ama size kurban olsun sesimiz de canımız da. Bugün barış annelerimizin giydiği önlüklerle birlikte Esenyurt'ta Kürtler özgürlük mitingi yaptılar. Annelerimiz de çok iyi biliyor, yüzlerce tutsak tecrit kaldırılsın, Sayın Öcalan üzerinde 3 yıldır devam eden tecrit son bulsun, Kürt meselesinde Sayın Öcalan muhatap alınsın, Kürt meselesi müzakere ve diyalogla çözülsün diye açlık grevindedirler. Bu vesile ile tekrar söyleyelim; cezaevinde açlık grevinde olan arkadaşların talepleri hepimizin talepleridir. Bizler de tekrar ediyoruz; Çözüm Süreci Türkiye’deki en rahat dönemdi, ekonominin en iyi olduğu dönemdi. Bu savaş isteyen, çatışma isteyen zihniyet masayı devirdikten sonra Türkiye perperişan oldu. Bizler tekrar yeniden Türkiye halkları kardeşçe, demokratik bir zeminde birlikte yaşasın istiyoruz. Bunun için de tecrit politikası son bularak tekrar Sayın Öcalan ile Kürt meselesinin çözümü konusunda devletin, iktidarın bir an önce sorumluluk alması gerek.
Kayyımların Kürt illerinde yaptıkları yolsuzluklar asla unutulmayacaktır, sizden çaldığı her kuruşun hesabını soracağız
Seçimlere giriyoruz, iki dönemdir burada iradenizi gasp eden bir kayyım var. Kayyımın hırsızlıklarını yolsuzluklarını anlatmayacağım, anlatırsam buradan İstanbul’a yol olur. İstanbul’u da aşar. Bunların amacı hizmet etmek değil, bunlar sizin iradenize, dilinize, kültürünüze atanmış sömürge mantığındaki insanlardır. Bu hırsızları el birliği ile göndereceğiz. Ne yapmış kayyım efendi Nusaybin'de daha önce belediyelerimizin yapmış olduğu Newroz anıtını ortadan kaldırmış. Kayyım efendi Newroz anıtını kaldırabilirsin ama o bizim kalbimizde abideleşti. Geçici olarak kaldırabilirsin ama yüreklerden asla bu Newroz anıtını, dilimizi, kültürümüzü söküp atamayacaksın. Bunu 31 Mart'ta bu halk size gösterecek. Bu kayyım efendilerin Kürt illerinde yaptıkları yolsuzluk asla ve asla unutulmayacaktır, yönetime geldiğimiz zaman, yönetim değiştiği zaman bunların sizden çaldığı çarçur ettiği her kuruşun hesabını mutlaka ama mutlaka soracağız. Sizlere söz veriyoruz.
Yapacağımız festivalde bu toprakların bütün renklerini bir arada göreceğiz
Mardin Valiliği burada kitap fuarı açmış. Bin yıllardır bu topraklarda yaşayan Süryanilerin Arapların ve Kürtlerin kendi dilinde yazmış olduğu kitapların fuara girmesini yasaklamış. Kayyım efendi burada Kürt Arap Süryani var, eğer bunların dilinde yazılmış kitapları yasaklayacaksan kitap fuarının ne anlamı var? Tek anlamı o organizasyondan yine birileri rant elde edecek. İnşallah 31 Mart'tan sonra size söz veriyorum Belediye Eş Başkanlarımız bu toprakların kadim halklarının diliyle yazılmış bütün kitapların sergilendiği bir kitap festivali yapacaktır. O festivalde bu toprakların bütün renklerini bir arada göreceğimize söz veriyoruz.
DEDAŞ belasına karşı kendi coğrafyamızda kendi enerjimize kavuşacağız
DEDAŞ diye baş belası bir elektrik kurumu var, işi gücü Kürt illerinde kaçak elektrik var diyerek elektrikleri kesmek. İşi gücü buraya yoğunlaşmak. Aslında o da sömürge mantığı ile hareket ediyor. Yahu enerjiyi Kürt illerinden elde edeceksin, en büyük barajları Kürt coğrafyasında kuracaksın, yanıbaşımızda barajlar santraller olacak ama elektriğimizi keseceksin! Bunlara hesap soracağımız günler uzak değil. Kendi coğrafyamızda kendi enerjimize elektriğimize kavuşacağımız günler yakındır. DEDAŞ gibi yancı, iktidarcı, iktidarın direktifleriyle hareket eden, onların mantığı ile bize davranan kurumlardan da bir gün yargı önünde hesap soracağız.
Kürt halkının gözü 31 Mart’tadır, sonuçlarla birlikte kayyımcı zihniyete cevabımızı vereceğiz
Kayyımıyla DEDAŞ’ıyla yer yer bürokrasisiyle birlikte bunların tamamı Apê Musaların Orhan Doğanların mücadelesine, bizim kültürümüze düşman. Dolayısıyla bu topraklarda tekrar kendi köklerimizden yeşermemiz için, kendi dilimizi kültürümüzü yaşatmak için rica ediyorum birlik olalım, beraber olalım, güçlü olalım. Birbirimizle dayanışalım, uyuşturucu belasını Kürt illerinden def edelim, dilimize sahip çıkalım, gençlerimize doğamıza sahip çıkalım. Bizler birlikte oldukça onların ne zulmü ne kayyımı ne de uyguladıkları politikalar bu topraklarda asla karşılık bulamayacaktır. Belki Nusaybin'e güçleri yetmez ama kimi Kürt illerine kaçak seçmen taşıyorlar. Seçmenlerin tamamı batıdan getirilmiş kolluk güçleridir. Kayyımlarla güçleri yetmedi şimdi haram ve kaçak seçmenlerle irademizi gasp etmeye çalışıyorlar. Rica ediyorum sandıklarınıza sahip çıkın, eşinizi dostunuzu arayarak seçmen olanların oy kullanmaları için gelmelerini teşvik edin. Emin olun bu başı seccadede eli semada olan ama akıl ve beyinleri haramda olan insanlara kesinlikle bu sandıklarda bir cevap vermemiz lazım. Ahmet Başkan söyledi cezaevindeki binler, sürgündeki kardeşlerimiz yoldaşlarımız, bu sorunun demokratik yollarla çözülmesini isteyen Kürt halkının gözleri 31 Mart’tadır. 31 Mart’ta en büyük zaferi kazanacağımıza olan inançla hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu coşkunuz bize güç verdi, hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum. Selahattin arkadaşımızın şekeri düştü. sizin coşkunuzu görünce belki heyecanlandı ama Gülbin arkadaş yanımızdadır. Gülbin arkadaşımızı, Selahattin arkadaşımızı size emanet ediyoruz. Onlar size Apê Musa'nın, Sara’nın, Ayşe Gökkan’ın emanetleridir. Sahip çıkacağınıza inanıyorum. Bu kayyımcı zihniyet karşısında yıllarını Kürt mücadelesine vermiş Sayın Ahmet Türk ve Sayın Devrim Demir arkadaşımızla birlikte sizlere 4 adayımızı da emanet ediyoruz. Eminim ki sonuçlarla birlikte kayyımcı zihniyete cevabımızı vereceğiz. Serkeftin.
25 Şubat 2024