
Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, bugün Siirt’te düzenlenen Newroz kutlamasına katıldı. Bakırhan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Merheba Gelê delal, gelê Sêrtê hûn bi xêr hatin. Li ser seran li ser çavan hatin. Bi germahiya agirê Newrozê we silav dikim. Hûn her hebin, hûn her bijîn Sêrt. Ji me re dibêjin Newroz ji bo Kurdan çi ye. Em jî dibêjin Newroz berxwedan e, Newroz keda salan e, berdêla salan e, Newroz mizgîniya azadiyê ye, Newroz jiyaneke nû ye, Newroz emaneta Mazlûm e, Zekîyayê ye, Rehşanê ye, Newroz emaneta Mamê Mûsa ye, Newroz emaneta dayika Sakîne ye. Em soz didin ku em tu carî destûrê nadin, ev agir natemire, natemire, natemire. Newroza we pîroz dikim. Li qada Sêrtê Newroza Hewlêrê, Ûrmiyeyê, Kirmanşarê, Qamişloyê pîroz dikim. Hûn her hebin, hûn her bijîn.
Siirt’ten, bu Newroz meydanından Sayın Öcalan’ın Newrozunu kutluyoruz
Fedakar ve emekçi, pes etmeyen; dili, kimliği ve onurlu bir barış için durmadan mücadele eden siz onurlu Siirt halkının Newroz Bayramını kutluyorum. Değerli Siirt halkı, değerli Kürtler, Araplar, Türkler, kadınlar ve gençler, 2025 Newrozu tarihi bir dönemde yapılıyor. 2025 Newrozuna, Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı damgasını vurmuştur. Sayın Öcalan’la İmralı’da yaptığımız görüşmeden, onurlu Siirt halkına, fedakar Siirtli kadınlara ve gençlere selamlarını getirdim. Biz de Siirt’ten, bu Newroz meydanından Sayın Öcalan’ın Newroz Bayramını kutluyoruz. Selam, sevgi ve saygılarımızı gönderiyoruz. Sayın Öcalan şahsında, cezaevlerindeki binlerce siyasi tutsak yoldaşımızın Newrozunu da kutluyoruz. En kısa sürede cezaevlerindeki siyasi tutsakların özgürleşeceği demokratik bir Türkiye mücadelesini daha da büyüteceğimizi, daha da güçlendireceğimizi bir kez daha bu meydandan ilan ediyoruz.
Sayın Öcalan’ın adalet, eşitlik ve barış çağrısının arkasında durmaya var mısınız?
Barışa ve özgürlüğe yürüdüğümüz bu Newroz, hepinize kutlu olsun. Hiçbir dönemde barışa ve özgürlüğe böylesine yakın bir Newroz kutlamamıştık. Sayın Öcalan, inkar siyasetine ve ret politikalarına karşı bu çağrıyı yaptı. Türkiye’de yaşayan Kürtler anadiliyle, kültürüyle, farklılıklarıyla var olsun diye bu çağrıyı yaptı. Sayın Öcalan bu çağrıyla, Aleviler eşit yurttaş olsun, kadınlar katledilmesin, gençlerin umutları çalınmasın dedi. Siirtli gençlerin de Samsunlu, Trabzonlu gençlerin de cenazeleri gelmesin dedi. Siirtli gençler ölmesin, Edirneli gençler ölmesin dedi. Kürtler ve Türkler eşit, kardeşçe, insanca ve demokratik bir zeminde birlikte yaşasın dedi. Siirtli kardeşlerim, var mısınız Sayın Öcalan’ın adalet, eşitlik, barış çağrısının arkasında durmaya?
Öcalan’ın çağrısı Türkiye’de yaşayan emekçilere ve ezilenleredir de
Sayın Öcalan sadece Kürtlere çağrı yapmadı. Türkiye’nin, Ortadoğu’nun, Suriye’nin ve Rojava’nın özgürleşmesinin; insanların kendi kimliğiyle demokratik bir şekilde bir arada yaşamasının çağrısını yaptı. Sayın Öcalan, Kürt inkarı bitsin dedi; Kürt halkının iradesine kayyım atanmasın dedi. Sayın Öcalan, Türkiye’de demokratik siyasetin önü açılsın dedi. Biliyorsunuz, İstanbul’da Sayın İmamoğlu gözaltına alındı. Aslında, Sayın Öcalan bu çağrısıyla Kürt’ün de Türk’ün de iradesi tutsak edilmesin dedi; sandık sonuçlarına saygı gösterin dedi. İşte, Sayın Öcalan sadece Kürtlerin değil, 85 milyon insanın özgürce ve insanca yaşamasının çağrısını yaptı. Dolayısıyla, bu çağrı sadece Kürtlere değil, Türkiye’de yaşayan emekçilere ve ezilenlere de bir çağrıdır. Eğer Arap’ıyla, Kürt’üyle, Türk’üyle bizler Türkiye'nin dört bir yanında örgütlenebilirsek ve bu çağrının gereklerini layıkıyla yapabilirsek savaşsız, sömürüsüz ve çatışmasız bir Türkiye'nin kapısını hep birlikte aralayacağız. Var mısınız, Sayın Öcalan’ın çağrısını ev ev, sokak sokak, cadde cadde götürmeye?
Emekleriniz sayesinde bugün Türkiye’de Kürt barışı konuşuluyor
Siirt onurludur, Siirt özgürlükçüdür; Siirt, insanların kardeşçe bir arada yaşadığı kadim bir kenttir. Siirt, direnen Kürt kadınıdır; mücadelesinden vazgeçmeyen onurlu genç arkadaşlarımızdır. Siirt, 7’den 70’e rengarenk onurlu bir mücadelenin sahibidir. Sizlerle gurur duyuyorum! Değerli Siirt halkı, bugünlere kolay gelmedik. Bugünlere gelmek için büyük bedeller ödedik. Newala Qesaba’daki katliamları yaşadık. Nice boranlar, fırtınalar gördük ama bu mücadele zulüm politikalarına karşı onurlu bir barış için hep devam etti. Siirt’te olduğu gibi, 7’den 70’e mücadelesine sahip çıkan onurlu ve dinamik bir halk yarattı. İşte, bugün burada konuşmamızı sağlayan, parlamentoda sizin adınıza siyaset yapmamızı sağlayan ama bugün aramızda olmayan binlerce yoldaşımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Onlara Siirt’ten şu sözü veriyoruz: Hiçbir emek boşa gitmedik. Hiçbir bedel boşa gitmedi. Sizin emekleriniz sayesinde bugün Türkiye’de Kürt barışı konuşuluyor. Bugün barışı konuşmak mümkün hale geldi. İnşallah bu birliğimizi, bu coşkumuzu, bu dirliğimizi daha da güçlendireceğiz. Demokratik ve özgürlükçü bir cumhuriyet yaratacağımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz.
Sayın Öcalan, “Hiçbir savaşın kazananı yoktur ama barış 85 milyona kazandırır” diyor
Sayın Öcalan, Asrın Çağrısında bedel ödeyenlere de çok selam gönderdi. Dolayısıyla bu çağrı, aynı zamanda bedel ödeyenlere borcumuzu layıkıyla ödememiz için bize zemin açıyor. Ape Musalara, Sakine annelere, Mehmet Sincarlara, Orhan Doğanlara, cezaevinde direnen bütün yoldaşlarımıza borcumuz var. Nedir o borç? Daha güçlü bir mücadeleyle barışı sağlamak. Var mısınız, daha güçlü bir barış mücadelesine? Bazı kendini bilmezler diyorlar ki Kürtler yenildiği için bu çağrıyı yaptı. Tam tersine, Sayın Öcalan’ın çağrısında yenme-yenilme yoktur; Sayın Öcalan’ın çağrısında barış vardır, onurlu bir barış vardır. Sayın Öcalan diyor ki hiçbir savaşın kazananı yoktur ama barış 85 milyona kazandırır. Barış Arap’a kazandırır, Türk’e kazandırır, Kürt’e kazandırır; barış gençlerin ölmesini engeller diyor. Dolayısıyla bu çağrı, aynı zamanda onurlu bir barışın, eşitlikçi bir yaşamın, yeniden daha güçlü bir şekilde mücadele etmenin çağrısıdır. Bu rotada ilerlemeye var mısınız?
Pusulamız Sayın Öcalan, rotamız Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıdır
Bizim pusulamız Sayın Öcalan’dır, rotamız Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıdır. Rotamız belli olduğu müddetçe, pusulamız sağlam olduğu müddetçe her zulmü ve karanlığı yenerek aydınlık günlere kavuşacağımıza yürekten inanıyorum. Siz de inanıyor musunuz? Siirt halkı, barışa hazır mısınız, umudu büyütmeye hazır mısınız? Kardeşlerimizin, gençlerimizin, yoldaşlarımızın, Türkiye'de yaşayan gençlerin ölmemesi için demokratik mücadele vermeye hazır mısınız? Barış sadece Kürtler için değil, 72 millet içindir. Sayın Öcalan’ın çağrısında, 72 millete kardeşçe ve eşitçe bir yaklaşım var. Sayın Öcalan’ın nazarında, 72 millet kardeş ve eşittir. Şimdi o 72 milleti ayrıştıranlara, 72 milleti tek bir kimliğe sığdıranlara Siirt’ten bir çağrı yapmak istiyoruz. Var mısınız, Türkiye'de yaşayan bütün halkların ve inançların eşit olduğu, hepsine aynı nazarla bakan bir Türkiye’yi yaratmaya? Biz varız; Siirt var, Kurtalan var, Eruh var, Şirvan var, Pervari var, Kürtler var. Hükümete ve iktidara sesleniyoruz: Siz, Türkiye’nin demokratik geleceğini inşa edecek bu samimi çağrının gereklerini yerine getirmeye var mısınız? Eğer varsanız, önce Siirt’e atadığınız kayyımı geri çekin. Siirt oylarıyla seçilen eşbaşkanlarımızın tekrar Siirt’i yönetmesinin önünü açın ki biz de sizin samimi olduğunuza inanalım. Siirt halkının iradesine saygı gösterin.
Darbe mekaniğinin panzehri demokrasidir, kayyımcı anlayıştan vazgeçmektir
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir darbe mekaniği var” dedi. Doğru söyledi. Biz de diyoruz ki Sayın Erdoğan darbe mekaniği varsa bunun panzehri de demokrasidir. Bunun panzehri özgürlüklerdir, kayyımcı anlayıştan vazgeçmektir. Bunun panzehri Kürt’ün, Arap’ın, farklı halklar ve inançların kendi dilini ve kimliğini özgürce yaşadığı demokratik bir zemin yaratmaktır. Kayyım atadıkça, İstanbul Belediye Başkanına operasyon yaptıkça aslında siz bu darbe mekaniğine katkı sunuyorsunuz. Bu darbe mekaniğinin ortadan kalkması için, daha fazla demokrasi ve özgürlük için sizi görev ve sorumluluğa davet ediyorum.
Değerli halkımız, bu tarihi çağrı çok önemlidir. İnşallah, bugüne kadar “Kürt yoktur, Kürt dili yoktur” diyenler, “Kürt’ün iradesini tanımıyorum, yerine kayyım atıyorum” diyenler değişecek, dönüşecek. Biz de değişeceğiz. Biz de ev ev, sokak sokak Türkiye’deki emekçileri, yoksulları, ezilenleri, kadınları bir çatı altında toplayarak Sayın Öcalan’ın çağrısının hayat bulması için 7/24 demeden çalışacağız. Bunun sözünü veriyoruz. Tekrar hepinizin Newroz Bayramını kutluyorum. Bu Newroz’un Kuzey ve Doğu Suriye’den Türkiye’nin dört bir yanına kadar her yere barış ve demokrasi getirmesini, eşit yurttaşlık getirmesini diliyorum. Newroza we pîroz be.
20 Mart 2025