Barış Anneleri Meclis’te: TBMM ve CPT tecridi kaldırmaya yönelik gerekli adımları atmalıdır

Aralarında açlık grevinde yakınları bulunan anneler ile Barış Annelerinin da bulunduğu anneler, Kadın Meclisi Sözcümüz Halide Türkoğlu ile birlikte Meclis Basın Kapısı önünde basın açıklaması yaptı. İlk sözü alan Türkoğlu, şunları söyledi:

Hak, hukuk, adalet mücadelesinin de İmralı tecrit sisteminin ortadan kalkmasıyla gerçekleşeceğini biliyorlar

Biraz önce grup toplantımızı Barış Anneleri ile gerçekleştirdik. Adalet nöbeti tutan annelerin talepleri var. Bu taleplerini tüm kamuoyuna duyurmak için buradalar. DEM Parti Kadın Meclisi olarak, bu taleplerin karşılık bulması için onlarla dayanışma içindeyiz. Asıl amacımız bu taleplerin Adalet Bakanlığına ulaşmasıdır. Bunu da gerçekleştirmek için kendilerinden randevu talep ettik. Ancak kendisi burada olmadığı için görüşme sağlanamadı. Bizler taleplerimizi dosya şeklinde Adalet Bakanı Yardımcısına teslim edeceğiz. Bu sesi duysunlar istiyoruz. Biliyorsunuz cezaevlerinde açlık grevleri var. Yüzü aşkın cezaevinde gerçekleşiyor. Bu açlık grevleri bugün itibariyle 65. gününe girdi. 65 gündür cezaevinde siyasi tutsaklar hak, hukuk ve adalet için mücadele etmektedirler. Hak, hukuk, adalet mücadelesinin de İmralı tecrit sisteminin ortadan kalkmasıyla gerçekleşeceğini biliyorlar. Yani bu ülkede İmralı tecrit sistemi bütün cezaevlerine yayıldığı için cezaevlerinde adalet yok, hak yok, hukuk yok. Bir hukuksuzluk sistemi inşa edilmiştir. Cezaevinde açlık grevi başlatan siyasi tutsaklarla birlikte adalet nöbetleri de bugün Türkiye’nin ve Kürdistan’ın birçok ilinde gerçekleşiyor. Adalet nöbetini 59’uncu güne vardıran iller arasında Diyarbakır, Mardin, Van, Adana, Mersin, İzmir, İstanbul ve Ankara var.

Barış Annelerinin sesine tüm ülkenin kulak vermesi lazım

Bugün adalet nöbetleri tüm illere yayılmış durumda. Mardin’de, Ankara’da ve birçok kentte bu nöbetlerle siyasi tutsakların açlık grevleri için kamuoyu oluşturmak istiyorlar ve aynı zamanda seslerinin duyulmasını istiyorlar. Bu ülkede hapishaneler sistemi en çok bu ülkenin demokrasisini askıya alan bir sistem ve rejim halinde. Her gün cezaevlerinde hasta tutsakların ölüm riskiyle yaşadıklarını görüyoruz ve bazen cenazeler geliyor. Ve bu cenazelere sebep olan şey de Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumunun hasta tutsakları hiçbir şekilde hesaba katmamasıdır. Bu hak, hukuk, adalet mücadelesini gerçekleştirmek için annelerimiz de bütün kamuoyuna çağrıda bulunuyorlar. Özellikle savaş politikalarından vazgeçilmesi ve barışın tesis edilebilmesi için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını ve açlık grevindeki siyasi tutsakların taleplerinin karşılanmasını talep ediyorlar. Ülkenin birçok yerinden gelen Barış Annelerinin sesine tüm ülkenin kulak vermesi lazım. Dayanışmayı büyütmemiz gerektiğini bir kez daha vurguluyorum.

İmralı işkence sistemine karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz


Hamdiye Kırıcı (Mersin’den Barış Annesi) de şunları söyledi: Öncelikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit rejimine son vermek ve faşizmin Türkiye ve Kürdistan halklarına yönelik baskılarını yenilgiye uğratmak amacıyla 1-15 Şubat arası yapılacak olan Büyük Özgürlük Yürüyüşünü selamlıyoruz. Uluslararası bir komplo sonucunda İmralı F Tipi Cezaevinde ağır tecrit koşulları altında tutulan Sayın Öcalan’dan 25 Mart 2021 tarihinden itibaren hiçbir şekilde haber alınamamaktadır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve toplumla yeniden buluşması, barışçıl ve demokratik bir yaşamın yegane yolu olacaktır. Bu vesileyle de buradan bir kez daha kadınları ve barış, özgürlük, demokrasi isteyen bütün kamuoyunu, uluslararası kurum ve kuruluşları, İmralı işkence sistemine karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.

TBMM ve CPT tecridi kaldırmaya yönelik gerekli hukuki ve siyasi adımı atmalıdır

Kamuoyunun da bildiği üzere Türkiye’deki 100’e yakın hapishanede yüzlerce tutsak Öcalan üzerinde yoğun uygulanan tecridin kaldırılarak fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununda demokratik barışçıl çözüm talebiyle 27 Kasım 2023 tarihinde açlık grevi eylemine başlamışlardır. Açlık grevleri, bugün itibariyle 65 gününü doldurmuş bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı, TBMM ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) başta olmak üzere, yetkili bütün ulusal ve uluslararası kurumlar; açlık grevlerinin sonlanması için tutsakların taleplerini yerine getirmeye ve Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecridi kaldırmaya yönelik gerekli hukuki ve siyasi adımı atmalıdır.

Tutsak aileleri olarak başlattığımız açlık grevi 59’uncu gününde

Aksi takdirde, tutsakların yaşam ve sağlık hakkına yönelik ortaya çıkacak ağır sonuçlardan da yine saydığımız bu kurumların sorumlu olacağını tekrar hatırlatıyoruz. Bizler tutsak yakınları olarak, hapishanelerde başlatılan açlık grevlerine destek olmak ve İmralı tecridini kırmak amacıyla Kürdistan ve Türkiye’nin birçok kentinde adalet nöbetlerine başlamış bulunmaktayız. Bu kapsamda Barış Anneleri, tutsak yakınları ve TJA öncülüğünde başlattığımız adalet nöbetleri; Diyarbakır, Mardin, Van, Adana, Mersin, İzmir, İstanbul ve Ankara’da kesintisiz bir şekilde devam etmektedir. Başlatılan nöbetler bugün itibariyle 59 gününü doldurmuş bulunmaktadır.

Derhal insani bir çözüm bulunmalı ve hasta tutsaklar özgürlüklerine kavuşmalıdır

Buradan bir kez daha belirtiyoruz, tutsakların talepleri taleplerimizdir. Taleplerimiz sağlanıncaya kadar da özgürlük ve adalet taleplerimiz devam edecek. Tecrit rejiminin başka bir yüzü de hasta tutsaklara yönelik politikalardır. Sivil toplum örgütlerinin 2022 yılındaki verilerine göre Türkiye hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere 1517 hasta tutsak bulunmaktadır. Bütün kamuoyunca da bilindiği üzere gerçek rakam bunun çok üzerindedir. İmralı'da uygulanan ve hapishaneler başta olmak üzere giderek Kürdistan ve Türkiye halklarına kadar yayılan tecrit politikaları sonucunda, hemen hemen her gün hapishanelerde ölümler yaşanmaktadır. Hapishanelerde yaşamını kaybedenlerin yüksek çoğunluğu da hasta tutsaklardır. Hasta tutsakların durumunu görmezden gelen ve hapishaneleri birer işkence haneye çeviren Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yetkili kurullara çağrımızdır; derhal insani bir çözüm bulunmalı ve hasta tutsakların özgürlüklerine kavuşması için gerekli bütün adımlar atılmalıdır. Son olarak yeniden ifade ediyoruz; Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılarak fiziki özgürlüğünün sağlanması için başta kadınlar olmak üzere kamuoyunu ve uluslararası toplumu, taleplerimizi sahiplenmeye ve güçlendirmeye çağırıyoruz. Bu vesile ile Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yetkili bütün kurumlara görevlerinin gereklerini yapmalarını tekrar hatırlatıyoruz.

30 Ocak 2024