Çocuk Komisyonumuz: MESEM’lerde yaşanan çocuk cinayetleri AKP’nin ekonomi-politik tercihlerinin sonucudur

Çocuk Komisyonumuz, MESEM’de işçileştirilen çocukların yaşamını yitirmesine ilişkin Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı yapan Çocuk Komisyonu Eş Sözcümüz İhsan Seylan, şunları söyledi:

Çocuklar yaşamın hiçbir alanında güvende değil
  
Dün Urfa’da 5 çocuk, kaldırımda bir aracın kendilerine çarpmasıyla yaşamını yitirdi. Çocukların okulda, sokakta, oyun alanlarında; aslında yaşamın hiçbir alanında güvende olmadığını bu trafik kazasında dahi görebilmek mümkün. Yaşamını yitiren çocukların ailelerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Kamu otoritesinin görevi bu ve benzeri trafik kazalarını önlemek ve çocuk ölümlerinin önüne geçmek midir, yoksa günlerdir yaptıkları gibi tüm enerjilerini Kürtçe “Pêşi Pêya, Hêdî” yazılarını silmeye vermek midir? Buradan tekrar sormak istiyoruz.

Kaçırılan Êzidî çocukların önemli bir kısmı Türkiye’de

Savaş ve çatışma ortamlarında en fazla etkilenen grupların başında çocukların geldiğini çok iyi biliyoruz. 3 Ağustos 2014’te IŞİD’in Şengal’e saldırması sonucu binlerce çocuk ve kadın kaçırıldı. Soykırımdan sonra zorla kaçırılan Êzidî çocukların kimlik, inanç ve yaşam biçimlerine dönük asimilasyon politikaları uygulandı. Bu çocuklardan önemli bir kısmının Türkiye’de olduğunu biliyoruz. Ancak kamu otoriteleri tüm çabalarımıza rağmen bugüne kadar herhangi bir çalışmayı, kaçırılan çocuk sayısıyla ilgili bir cevabı ortaya koymamıştır. Dün de uluslararası sivil toplum kuruluşlarının verileri kamuoyuna yansıdı. Sayısı net olmamakla beraber en az 1300 çocuğun hala kayıp olduğu dile getirildi. Êzidî Soykırımının 10. yılını doldurduğumuz bu günlerde kayıp çocukların akıbetini bilmemek oldukça yaralayıcıdır. Bu acıyı unutmadığımızı söylüyor; Türkiye’de, Kürdistan’da, Ortadoğu’da, dünyanın her yerinde çocukların sağlıklı bir şekilde güven ortamında büyümeleri için mücadele edeceğimizin sözünü bir kez daha veriyoruz!

MESEM’lerde yaşanan çocuk cinayetleri AKP’nin ekonomi-politik tercihlerinin bir sonucudur

Öte yandan MESEM’lerde, fabrikalarda, tarlalarda sermaye dostu AKP’nin kar hırsı uğruna çocuklar can vermeye devam ediyor. Son bir hafta içinde 4 çocuk iş cinayetiyle katlediliyor ama bu durum kamuoyunda yeterince yankı bile bulmuyor! Son olarak Konya’da 16 yaşındaki Eren Dağ, MESEM kapsamında çalıştırıldığı firmada elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bu yılın başında MESEM’lerde yaşanan bir iş cinayetinin ardından, “MESEM’lerde kurallar net ama bu olaylar bize uygulamada sorun olduğunu gösteriyor” demiş ve sorumluluktan kaçmıştı. Aslında yaptığı açıklamayla birçok şeyi itiraf etmişti. MESEM’lerden her gün yeni bir çocuk cinayeti haber almamızın bizzat bakan ağzıyla savunulması, buraların rant ve kar uğruna denetimsiz bırakıldığının itirafıdır. Evet, çocukların iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirmesi iktidarın ekonomi-politik tercihlerinin bir sonucudur! İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre geçtiğimiz yıl en az 54 çocuk, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu yılın ilk beş ayında ise en az 24 işçileştirilmiş çocuk yaşamını yitirdi. Son 11 yılda toplam 671 çocuk bu iktidarın kaza, kader, fıtrat dediği cinayetler silsilesinde hayatını kaybetti.

4 milyona yaklaşan işçileştirilmiş çocuk gerçeğiyle karşı karşıyayız

AKP’nin çocuk düşmanı politikaları sadece MESEM’lerde değil elbette. TÜİK verileriyle saklanmaya çalışılsa da yaz aylarıyla birlikte sayıları, sivil toplum kuruluşlarının verilerine göre, 4 milyona yaklaşan işçileştirilmiş çocuk gerçeğiyle karşı karşıyayız. İşçileştirilen çocuk cinayetleri sadece MESEM’lerde de karşımıza çıkmıyor. Mevsimlik tarım ve inşaat başta olmak üzere birçok sektörde çocuklar iş cinayetleri sonucu yaşamını yitiriyor. Devletin görevi çocukların güven içinde yaşayacakları ve nitelikli eğitime erişecekleri şartları sunmakken sermaye dostu politikaların ajandasının ilk sayfasında olan AKP, “daha fazla kar” amentüsü ile çocukların en temel haklarını dahi ellerinden alıyor. Türkiye’de her gün yüzlerce çocuk eğitim hayatından yoksun bırakılarak tarlalarda ağır ve insanlık dışı şekilde çalıştırılıyor. Aileler, mevsimlik tarım işçiliğini derinleşen yoksulluk nedeniyle tercih etmek zorunda kalıyor. Ağır çalışma koşulları, yetersiz beslenme ve hijyenik olmayan yaşam alanları, çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Zehirli tarım ilaçlarına maruz kalma riski de ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Aynı zamanda çocukların oyun oynama, dinlenme ve sosyal gelişimlerini destekleyici faaliyetlerde bulunma hakları ellerinden alınıyor. Bu durum, onların duygusal ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor.

Çocukların iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesini konuşmamız gerekiyor

Çocukların çocuk bedenleriyle ağır işlerde çalışmak zorunda bırakılmasını ve iş cinayetleriyle yaşamlarını yitirmesini konuşmamız gerekirken, çocuklar üzerinden manipülasyon yapılarak hayvan katliamlarına odaklanılıyor. Son bir hafta içerisinde 15 yaşındaki Esmanur, 18 yaşındaki Elif, 17 yaşındaki Fatih ve 15 yaşındaki Alperen iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetti. Esmanur, 15 yaşında bir tarım işçisiydi. Ablasıyla birlikte Urfa'nın Viranşehir ilçesinden çalışmaya gittiği Bursa'da traktörün devrilmesi sonucu hayatını kaybetti. Alperen Kocayavuz, 15 yaşında, Ankara'da çalıştığı inşaatın 6. katından asansör boşluğuna düşerek yaşamını yitirdi. Fatih Curlu, 17 yaşında, Kayseri'de yem karma makinesi ile traktör arasında sıkışarak hayatını kaybetti.

Çocukların haklarını savunmaya devam edeceğiz

Türkiye’deki sermaye birikimi çocukların emekleri üzerinde yükseliyor. AKP-MHP iktidarının ekonomi politikaları ve emek sömürüsü vahşi kapitalist koşullardan farksızdır. Bizler, yaşamın özneleri olan çocukların haklarını savunmaya devam edeceğiz; özgür, adil ve güvenli bir dünyayı çocuklarla beraber inşa edeceğiz. Çocukların işçileştirilmediği bir yaşamı beraber kuracağız. Çocuk, yaşam, özgürlük!

2 Ağustos 2024