Engelliler Komisyonu Eş Sözcümüz Hatice Betül Çelebi'nin açıklaması:
Engellilere yönelik sağlamcı ve tıbbi bakış açısı, geleneksel önyargılar ve sosyal devletin destek hizmetler konusundaki yetersizlikleri engelli bireylerin ölümlerine, cinayetlerine ve intiharlarına neden olmaya devam etmektedir. Engellilere yönelik sözel, duygusal, cinsel, ve fiziksel şiddet yaptırımsız kaldığı için milyonlarca engelli yurttaş korunaksız bir şekilde ve risk altında yaşamını sürdürmektedir. Geçtiğimiz günler Trabzon’da “engelli çocuğunu öldürdükten sonra intihar eden babanın durumu” engelli ebeveynlerine yönelik yeterli destek ve dayanışma ağlarının kurulmadığını bir kere daha açığa çıkarmıştır. “Evlatlarıyla yıllarca kendi imkanları ile ilgilenen” engelli birey ebeveynlerinin, “kendi ölümlerinden sonra evlatlarına ne olacağına ilişkin kaygıları” temelsiz değildir. Birçok engelli bireyin ebeveyni tüm yaşamını bu uğurda geçirmekte ancak ne toplumun genelinden ne de asıl sorumlu olan devletten gerekli destek ve dayanışmayı görmemektedir. Bir babanın yaşı gereği tükendiği ve engelli çocuğunun bakımını üstlenmekte zorlandığı için çözümü; çocuğunu ve kendisi öldürmekte gören içler acısı bu olay devlete olan güvensizliğin, engelli birey ebeveynlerinin yalnızlığın da göstergesidir.
Resmi olarak sayıları 12 milyonu aşan engelliye en temel bakım hizmetleri, kamu hizmetleri ve erişilebilirlik hakları sunulmadığından milyonlarca engelli müebbed olarak dört duvar arasında yaşamaktadır. Bu bağlamda engellilerin çalışma, ulaşım, yoksulluğa ve şiddete karşı korunma haklarının sistematik bir şekilde ihlal edilmesi sadece engelli bireylerin veya ailelerinin sorunu değildir. Engelli yurttaşlara ve engelli mültecilere yönelik temel kamu hizmetlerinin sunulmaması iktidarların politik tutumudur. İktidarın halktan çok kendi nüfuzunu sürdürmeyi esas alan uygulamaları sonucunda açığa çıkan ekonomik kriz tüm toplum kesimleri gibi engellileri de derinden etkilemekte ve toplumsal dayanışma ağlarını aşındırmaktadır. Yaşanan derin yoksullaşma engellileri ve ailelerini çaresiz ve umutsuz bırakmaktadır. 2024 yılı için engel oranı yüzde 40-69 olan engellilere günlük 3 dolar, engel oranı yüzde 70 ve üzeri olanlara günlük 5 dolar ve “evde bakım” adı altında günlük 8 dolar verilmesi hükümet tarafından planlanmıştır. 2024 yılı için açlık sınırı 15 bin TL bandına yaklaşmışken engellilere “evde bakım parası” adı altında verilen 7 bin 65 TL olması kabul edilemez. Bu rakam hükümetin engelli haklarına hala ‘sadaka kültürü’ ve bakış açısıyla yaklaştığını göstermektedir.
Kamusal alanda ise Rehberlik Araştırma Merkezlerinde (RAM) başlayan ve iki yılda bir yenilenen zorlu rapor alma süreçleri, kaynaştırma öğrencisi olmak isteyen otistik çocuklar için ötekileştirme, hakaret, etiketleme, dışarıda bırakılma ve sosyal yalnızlıkla dolu bir yolculuğun acı ve öfke dolu hikayesine dönüşmektedir. “Bakım evlerinde ve okullarda” otistikler başta olmak üzere birçok engelli çocuğa şiddet uygulandığını biliyoruz. Yakın dönemde Mehmet Eres’in ölümü, Sinan Gündoğan’a yapılan işkence hafızalarda tazedir. Bununla birlikte kamuoyuna yanısmayan yüzlerce şiddet, işkence ve hak ihlali vakası olduğunu da biliyoruz. Engelliler ve aileleri toplumsal dayanışma ağlarından mahrum bırakıldığı gibi egemen kültürün bireyselcilği dayattığının farkında olmalıyız. Yaşlı, Engelli ve Ağır Hasta bakım hizmetlerinin kamusal olarak ve insan onuruna yakışır bir şekilde sunulması gereklidir. Bu hizmetler sadece ebeveynlere bırakıldığında hem hak temelli olan devamlı bir rehabilitasyon hizmeti sunulamamakta hem de ebveynlerin maddi manevi güçleri bir aşamadan sonra tükenmektedir.
Tüm yerel yönetimler bünyesinde engellilerin toplumsal yaşama katılımını teşvik eden, engelli ebeveynlerine gerekli sosyo-psikolojik destekleri sunan yeni bir yapılanma gereklidir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının tekçiliği esas alan merkezi yaklaşımı ve özel sektörün rantçı yaklaşımı engellilere yönelik sistematik eziyet ve ayrımcılık rejimini devam ettirecektir.
Hatice Betül Çelebi
Engelliler Komisyonu Eş Sözcüsü
5 Ocak 2024