Eş Genel Başkanlarımız Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile MYK üyelerimiz, milletvekillerimiz, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonumuz ve dava avukatları Sincan Cezaevi Kampüsünde görülen Kobanî Kumpas Davasını izliyor. Duruşma öncesi mahkeme salonu önünde yapılan açıklamada konuşan Bakırhan ve Hatimoğulları sırasıyla şunları söyledi:
Bakırhan: Arkadaşlarımız haksız ve hukuksuz şekilde yargılanıyor
Bugün Kobanî Kumpas Davasının duruşmasına hep birlikte katılacağız. Türkiye siyasi tarihi aslında bu kumpas davalarıyla, siyaseti dizayn etme girişimleriyle doludur. Kobanî Kumpas Davası da bunun en büyük ve en son örneklerinden birisidir. Burada bir suç yok. Bomboş bir dava, delili yok. Haksız hukuksuz bir şekilde arkadaşlarımız yıllardır yargılanıyorlar.
Mahkeme heyeti bu davayı tarihi bir fırsata çevirebilir
Arkadaşlarımız IŞİD vahşetine karşı duyarlı oldukları için, duyarlılık çağrısı yaptıkları için; IŞİD belasını defetmek için topluma çağrı yaptıkları için yıllar sonra açılan bir davada yargılanıyorlar. Henüz bir karar çıkmadı. Bugün aslında hem iktidar hem de mahkeme heyeti ciddi bir sorumlulukla karşı karşıya. Mahkeme heyeti aslında tarihi bir karar verebilir, bu davayı tarihi bir fırsata çevirebilir. Ülkede demokrasi ve özgürlükler yok. Yargı etki altında karar veriyor. Mahkeme heyeti aslında bu algıyı kırabilir. Bugün burada tarihi bir karar ortaya çıkabilir. Mahkeme heyetine tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu hatırlatıyor ve bu tarihi sorumluluğu hakkıyla yerine getirmesi için çağrı yapıyoruz. Bugün hem haksız hukuksuz bir şekilde yıllardır içeride olan arkadaşlarımızın tahliye olmasını istiyoruz hem de beraat etmelerini bekliyoruz.
İkinci yüzyıl artık bu kumpas davalarıyla devam etmemeli
Türkiye halkları bu kumpas davalarına, devrimci ve demokrat siyaseti dizayn eden bu yaklaşımlara karşı 31 Mart’ta tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. Türkiye halkları aslında demokratik bir zemin için oyunu kullanmıştır. İktidarın da Türkiye halklarının ortaya koymuş olduğu bu kararı görmesi gerekiyor. İnsanlar artık özgürlük istiyor, demokrasi istiyor. Bu kumpas davalarının, Kürt siyasetine demokratik zemini kapatan, yargı eliyle dizayn etmek isteyen bu anlayışın sandıktan cevabını aldığını görüyoruz. Umarım hem mahkeme heyeti hem de iktidar 31 Mart'ta sandıkta Türkiye halklarının ortaya koymuş olduğu bu iradeyi görür. İkinci yüzyıl artık bu kumpas davalarıyla devam etmemeli. İkinci yüzyılda Türkiye halkları demokratik zeminde eşitçe yaşamak istiyorlar. Dolayısıyla bugün mahkeme heyetinin bu tarihi sorumluluğunu layıkıyla yerini getirmesini bekliyoruz. Siyasi iktidardan etkilenmeden, dosyanın içeriğine bakarak, dosyanın içeriğindeki boş ve hukuki olmayan delilleri yok sayarak beraat kararı vermelerini bekliyoruz. Tekrar herkesi selamlıyorum. Umarım Kobanî Kumpas Davasında olumlu ve iyi bir karar alarak hep birlikte çıkarız.
Hatimoğulları: Kobanî direnişi IŞİD’e karşı güçlü bir direniştir
Değerli siyasi parti temsilcileri, demokratik kitle örgütleri, emek-meslek örgütü temsilcileri, hepiniz açıklamamıza hoş geldiniz. Bugün Kobanî Kumpas Davasını görüleceği bir gün ve esasen bir karar duruşmasının olma ihtimalinin olduğu bir gün. Bir kez daha diyoruz ki; bu dava tam anlamıyla bir kumpas davasıdır. Kobani direnişi, sadece Ortadoğu için değil dünyanın batısı ve dört bir yanı için önemlidir; IŞİD ve benzeri olan bütün örgütlere karşı, katliamcı, insan kaçakçılığı yapan bu benzeri örgütlere karşı güçlü bir mücadelenin, güçlü bir direnişin sergilendiği bir direniştir.
IŞİD’e karşı demokratik tepkisini gösterenlerin yargılanması kabul edilemez
O günlerde sadece HDP değil Türkiye ve dünyanın dört bir yanından bütün demokrasi güçleri, bugün dava konusu edilen Kobanî direnişinin yanında olmuştur, IŞİD’i lanetlemiştir. IŞİD tehlikesi hala geçmiş değildir. Rusya’da gerçekleşen büyük katliamda onlarca insan yaşamını kaybetti. Yine Türkiye basınında yeni yeni çıkan haberlere baktığımızda, IŞİD ve benzeri olan örgütlerin Türkiye’de hazırladıkları katliamlar dizisinin ayrıntılarını görebiliyoruz. Türkiye’nin yakın tarihine, IŞİD’in ortaya çıkmasından sonraki tarihine baktığımızda Türkiye topraklarında çok sayıda katliam gerçekleşmiştir. Bu katliamları ve katliamların arkasındakileri sorgulayacakları yerde, IŞİD ile mücadele edecekleri yerde; IŞİD’e karşı demokratik tepkisini ortaya koymuş olan HDP’nin yargılanması, HDP’nin yöneticilerinin yargılanması, demokratik siyasetin temsilcilerinin yargılanması asla kabul edilemez. Kobanî Kumpas Davasının şu ana kadar ki seyrine baktığımızda IŞİD’in Sincan’daki tezahürü olduğu görülmektedir.
Arkadaşlarımızın savunması demokrasi dersi niteliğindedir
Buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz. Ortada sadece bir tweet var ve bir tweetten yola çıkılarak düzenlenmiş sahte onlarca klasörlük bu dava bugün Sincan Adliyesinde çökmüştür. Her bir arkadaşımızın verdiği onurlu savunma esasen bir savunmadan öte Türkiye ve Ortadoğu siyasetinin değerlendirmesidir. Her biri bir ders niteliğindedir, bir demokrasi dersi niteliğindedir. Böyle okunmalı ve böyle incelenmelidir. Türkiye'deki demokrasi güçleri adına, Türkiye’de barışı savunanlar adına, Ortadoğu barışını savunanlar adına, Suriye savaşının bitmesini savunanlar adına, IŞİD ve benzeri örgütlerin artık bu coğrafyada yaşamamasını savunanlar adına bizler bir kez daha yargıya çağrımızı yineliyoruz: Ey yargı Saray’ın önünde cübbeni yeterince ilikledin, bozuk olan adalet terazisinin daha fazla bozulmasına sebep oldun. Dosyanın gerçekliğine bakarak ve gerçekten yasalara bakarak karar vermen gerekiyor. Ortada isnat edilen hiçbir suç yokken bir tweetten 37 kez ağırlaştırılmış müebbet talep etmek demek, zaten ölmüş olan hukuku gömmek ve üzerine bir yığın taş atmak demektir.
Gelin, Kobanî Kumpas Davasından başlayalım ve bu ülkede demokrasiyi hep birlikte tesis edelim
Yargı geri dönebilir bu yanlışından. Hukukçu arkadaşlarımız çok detaylı bilgileri kamuoyu ile paylaştılar. Bu dosyanın içi bir senaryodur. Bu senaryodan yola çıkarak 37 kez ağırlaştırılmış müebbet talep etmek asla ve asla kanuna, vicdana ve demokrasiye uygun olamaz. Buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz. Bugün tutuk incelemesi olacak ve bütün arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması gerektiğinin altını özellikle çiziyoruz. Bunu aynı zamanda hukuktan aldığımız güçle, dosyanın içinin boşluğuyla, isnat edilen suçlarla ilgili dinlenen tanıkların da değerlendirmesiyle, yani hukuksal gerekçeyle de talep ediyoruz. İçerideki arkadaşlarımızın her biri onurumuzdur, her biri Türkiye siyasetinde ve Kürt siyasetinde önemli aktörlerdir ve Türkiye demokrasisine hizmet etmişlerdir. Arkadaşlarımızın derhal tahliye edilmesi gerekiyor. Bu ülkede halkın hukuka güvenebilmesi için, yargının yitirdiği güvenilirliği yeniden kazanabilmesi için bu bir ihtiyaçtır. Bu, Türkiye’de hep birlikte ortak yaşamı inşa etmek için bir fırsattır. Gelin, bu fırsatı birlikte değerlendirelim. Bu işe Kobanî Kumpas Davasından başlayalım ve bu ülkede demokrasiyi hep birlikte tesis edelim. Sözlerime son verirken arkadaşlarımızın tahliye kararlarını beklediğimizi, bunu umut ettiğimizi bir kez daha belirtiyorum. Açıklamamıza katılım gösteren bütün kurum temsilcilerine, dayanışma gösteren ve sahiplenen bütün demokratik kitle örgütlerine, sivil toplum örgütlerine teşekkürlerimizi sunuyorum. Dayanışarak başaracağız, dayanışarak Türkiye’yi mutlaka demokrasi ile buluşturacağız.
17 Nisan 2024