Eş Genel Başkanlarımız Yeniden Refah Partisi ile görüştü: Siyasi partiler, STK’ler, aydınlar, kanaat önderleri çözümde rol oynamalı

Eş Genel Başkanlarımız Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan'ın muhalefet partileri ve STK'lerle başlattığı görüşme turu bugün Yeniden Refah Partisi ile devam etti. Eş Genel Başkanlarımıza, STK ve Siyasi Partilerle İlişkiler Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Özlem Gündüz ile Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Mahfuz Güleryüz eşlik etti. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve beraberindeki heyetle yapılan görüşme sonrasında ortak bir açıklama yapıldı. Açıklamada konuşan Erbakan ve Hatimoğulları şunları söyledi: 

Erbakan: Kıymetli basın mensupları, hepiniz hoş geldiniz. Bugünkü ziyaretimizle ilgili kısa bir bilgilendirme yapacağız. Öncelikle misafirimize, kıymetli başkana sözü bırakmak istiyorum. 

Hatimoğulları: Kayyımın Türkiye demokrasisine verdiği büyük zararları değerlendirdik 

Bugün Yeniden Refah Partisini ziyaret ettik. Ev sahipliklerinden dolayı Genel Başkan Sayın Fatih Erbakan ve beraberindeki heyete partimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye’de ve bölgedeki gelişmeleri, kayyım atamalarıyla ilgili süreci detaylı bir şekilde kendileriyle istişare ettik. Bu konularda görüş alışverişinde bulunduk. Kayyım meselesinde, elbette Türkiye’deki birçok siyasi partiyle olduğu gibi, bugünkü görüşmemizde de oldukça pozitif mesajlar ortaya çıktı. Kayyımın Türkiye demokrasisine verdiği büyük zararları değerlendirdik. Kayyım bir rejim olmaya doğru hızla gidiyor. Kayyımların sadece belediyelerle sınırlı olmadığı; üniversiteler ve ticari şirketler de dahil olmak üzere iktidara biat etmeyen her kesime kayyım atandığı bir dönemden geçiyoruz. Özellikle son süreçte kayyım atanmayacağına dair büyük umutlar beslemiştik. Çünkü gerek bölgede gerekse de Türkiye’nin her yerinde, AKP’ye oy veren seçmenlerde bile kayyımlara dair çok büyük bir tepkinin geliştiğine sahada bizzat şahit olmuştuk. 

TBMM’deki tüm milletvekillerinin kayyımla ilgili kanun teklifine destek vermesini istiyoruz

Kayyım atanmasına rağmen, yeniden hem partimiz tarafından hem de diğer muhalif partiler tarafından çok sayıda belediyenin kazanıldığını deneyimledik bu son seçimlerde. Umut ediyorduk ki kayyım atanmaz. Ancak ne yazık ki Hakkari’de başlayıp Esenyurt’la devam eden ve daha sonra Mardin, Halfeti ve Batman'da yapılan kayyım atamaları, kayyım rejiminin devam ettiğini bize gösterdi. Kayyım, antidemokratiktir, yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir. Seçimde yenemediğiniz seçilmişin yerine atanmışı getirerek demokrasiyi katletmektir. Seçimleri fiilen ortadan kaldırmaktır. Kayyım bir siyasi darbedir. Darbe sadece postalla, tankla, topla yapılmaz. Kayyım ataması, yargı ve polis eliyle yapılan bir siyasi darbedir. Bunu asla kabul etmiyoruz. Kayyıma karşı, parlamentoda iktidar ve ortağı dışındaki bütün siyasi partilerin üzerinde anlaşmış olduğu bir kanun teklifi söz konusu. Biz buradan parlamentodaki 600 milletvekiline sesleniyoruz: Hangi partinin mensubu olursanız olun, demokrasiyi yaşatmak için bu kanun teklifine destek vermelisiniz.

Kürt sorununu Türkiye’deki öznelerle, siyasi partilerle ve STK’lerle birlikte demokratik zeminde çözebiliriz

Bugün istişare ettiğimiz diğer bir konu da Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesiydi. Atılabilecek adımları istişare ettik. Özellikle 1 Ekim’den bu yana bu konu çeşitli vesilelerle Türkiye’nin gündemine oturdu. Bizler Kürt sorununun barışçıl demokratik yöntemlerle çözülmesinin Türkiye barışına, Ortadoğu barışına sağlayacağı katkıları her daim ifade ettik. Ümit ediyoruz ki bu yeni tartışmaları hep birlikte toplumsal barışa doğru evriltmeyi başarabiliriz. Türk ve Kürt kardeştir. Türklerin ve Kürtlerin kadim kardeşliği, tarih boyunca her fırsatta kendini ortaya koymuştur. Bugün yaptığımız görüşmede, geçmiş dönemde hocamız Erbakan’ın ortaya koyduğu Kürt sorunundaki çözüme dair tarihin o iyi sayfalarını da anımsadık. Türkiye kamuoyuna da tarihin o sayfalarını anımsatmak istiyoruz. Kürt sorununu, pekâlâ demokratik zeminde çözebiliriz; Türkiye’deki öznelerle, siyasi partilerle ve STK’lerle birlikte çözebiliriz. Bu konuda adımlar atabiliriz. Bugün işte bu çerçevede ve Türkiye’deki diğer sorunlara ilişkin de görüş alışverişinde bulunduk. Ben bir kez daha heyetimiz adına kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum.

Erbakan: Kürt kardeşlerimizin haklarının teslim edilmesiyle ilgili her zaman hazır olduğumuzu ifade ettik 

Değerli Eş Genel Başkanlara bu nazik ziyaretleri dolayısıyla biz de teşekkür ediyoruz. Bu görüşme ve ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Kendilerinin de ifade ettiği gibi bu görüşmede Türkiye’nin güncel meseleleriyle ilgili fikir alışverişinde bulunuldu. Her iki partinin birbirini anlamasına ve daha yakından tanımasına yönelik bir görüşme ortamı oluştu. Yine son dönemde gündemi fazlasıyla meşgul eden, seçilmiş belediye başkanlarının yerine memurların kayyım olarak atanmasıyla ilgili de Yeniden Refah Partisi olarak fikirlerimizi kendileriyle paylaştık. Bu konuda hem fikir olduğumuz ortaya çıktı. Yeniden Refah Partisi olarak, daha önce de defaatle ifade ettiğimiz gibi, bir seçilmiş belediye başkanıyla ilgili bu süreç işletilecekse mutlaka kesinleşmiş bir hükmün, bir mahkeme kararının olması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir durum olsa dahi, kesinleşmiş mahkeme kararı nedeniyle belediye başkanı görevinden alındığında, yerine belediye meclisinin yeni bir belediye başkanı seçmesinin uygun olacağını, kayyım atamasının millet iradesine karşı atılmış bir adım olduğunu ifade ettik. Yine millet tarafından seçilmiş olan belediye meclisi üyelerinin yeni belediye başkanını seçmelerinin uygun olacağını ifade ettik. Tabii yine Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki Kürt kardeşlerimizin, hangi bölgede hangi ırka mensup olursa olsun vatandaşlarımızın yaşamış olduğu problemlerle ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. Çözüme ilişkin ne gibi adımlar atılabileceği değerlendirildi. Yeniden Refah Partisi olarak, her zaman ifade ettiğimiz gibi, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki Kürt kardeşlerimizin haklarının teslim edilmesi ve taleplerinin yerine getirilmesiyle ilgili her zaman hazır olduğumuzu ifade ettik.

Türk’ü Kürt’ten ayırırsanız ortada ne Türk ne Kürt kalır

Rahmetli Erbakan Hocamız yıllar öncesinde bunu ifade etmişti. “Türk ve Kürt öz kardeştir. Türk'ü Kürt’ten ayırırsanız ortada ne Türk kalır ne Kürt kalır. Ama Türk ve Kürt bir olursa, beraber olursa onların karşısında Amerika da duramaz İsrail de duramaz. Dünya da bir araya gelse onları yıkamaz” sözlerini her zaman ifade etmiş, Türk-Kürt kardeşliğine her zaman vurgu yapmıştı.  Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki Kürt kardeşlerimizin, o bölge insanlarımızın istihdamına yönelik, o bölgenin kalkınmasına yönelik en önemli yatırımları da 12 Eylül öncesinde başta Diyarbakır olmak üzere bölgeye yapmış bir insandı. Bizler de merhum Erbakan Hocamızın yolunda yürüyen Yeniden Refah Partisi olarak, bütün 85 milyon vatandaşımızın kardeşliğinin yasalar önünde eşit olmasını ve mutlaka Türkiye’de paylaşımda, yargıda ve yönetimde adaletin sağlanmasını istediğimizi, bunun için gayret gösterdiğimizi kendilerine ifade ettik. Genel olarak bu çerçevede bir görüşme oldu. Bu görüşmenin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bir kez daha kıymetli Eş Genel Başkanlara da geldikleri için teşekkürlerimi iletiyorum. 

Hatimoğulları: Sayın Cumhurbaşkanı bu sürece dair Türkiye kamuoyunu, hepimizi bilgilendirmelidir

SORU: Süreç tartışmasından bahsettiniz, Cumhurbaşkanı da Bahçeli’nin çağrısından sonra ilk kez konuştu. “Aramızda fikir ayrılığı yok, ortaklaşıyoruz” dedi. Ama bir yol haritası da yok. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bahçeli de Cumhurbaşkanı’nın sözlerinden sonra kendi başına bu çıkışı yaptığını söylüyor. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir? 

Hatimoğulları: Siz de ifade ettiniz sorunuzda, bu konuda bir yol haritası açıklanmış değil. Sayın Bahçeli’nin 1 Ekim’den bu yana sürdürdüğü bir süreç var. Grup toplantıları başta olmak üzere yapılan çeşitli açıklamalar var. Cumhur İttifakı bu konuda hemfikir olduğunu söylüyor. Ama biz hangi konuda hemfikir olduklarına, nasıl bir yol haritasını kafalarından geçirdiklerine, neyi planladıklarına dair bilgi sahibi değiliz. Kamuoyu bu konuda aydınlatılmış değil. Bizler de DEM Parti olarak bilmiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bu sürece dair gerek Türkiye kamuoyunu gerekse hepimizi bilgilendirmelidir. Bu konuda ne düşündüklerine dair yürütme merciinden henüz bir açıklama gelmiş değil. Yürütme merciinden bu konuyla ilgili bir açıklama beklemekteyiz. 

Barış yanlısı herkesin oynayacağı rol var; bu çorbada herkesin tuzu olmalı

Bizler Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesine dair her fırsatta mesajımızı verdik. Kendileri kiminle nasıl görüşme yapıyor bilgi sahibi değiliz. Türkiye kamuoyunun bilgilendirilmesi ve sürecin şeffaf yürütülmesi vurgumuzu yinelemek isteriz. Bu açıklamaların arkasını getirecekler mi? Elbette Türkiye’de aydınların, yazarların, akademisyenlerin, barış yanlısı herkesin bu konuda oynayacağı bir rol var. Bu çorbada herkesin tuzu olmalı. Siyasi partiler dışında Türkiye’deki bütün demokrasi güçlerinin, STK’lerin, akademi dünyasının, aydınların, yazarların, sanatçıların, her kesimin katkı sunabileceğine inanıyorum. Buradan çağrımızı yenilemek isterim.

SORU: Öcalan’a avukatlarıyla 6 aylık görüşme yasağı kararı verildi. Bu kararı AYM’ye taşıma gibi bir yaklaşımınız var mı? 

Hatimoğulları: Tecride dair yasak kalkmadı, sadece süresi uzatılıyor. Bu uygulama da o sürenin uzatılmasının bir parçası. Bununla ilgili bütün hukuki süreci işletiyoruz. Kesintiye uğramadı bizim bu alandaki hukuki mücadelemiz. Son verilen 6 aylık görüşme cezasına dair de hukuki ve siyasi çözümlerin aranması ve zorlanması için adımlarımızı devam ettireceğiz.  

Erbakan: Siyasi partiler, STK’ler, kanaat önderleri muhatap alınmalı

YRP olarak da sürecin şeffaf olarak yürütülmesi gerektiğini; herhangi bir adım atılacaksa, herhangi bir çözüme ulaşılacaksa meşru sivil toplum partilerinin, sivil toplum kuruluşlarının, bölgedeki kanaat önderlerinin muhatap alınması gerektiğini düşünüyoruz. Çözüm için de Türkiye’nin milletiyle ve devletiyle bölünmez bütünlüğüne hiçbir şekilde halel getirmeyecek şekilde adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz.

21 Kasım 2024