Eş Genel Başkanlarımızdan YSK önünde açıklama: Hep birlikte Van’daki siyasi darbenin karşısında duracağız

Eş Genel Başkanlarımız Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile MYK üyelerimiz ve milletvekillerimiz Van’da AKP eliyle seçmen iradesine yapılan darbeye ilişkin Yüksek Seçim Kurulu önünde açıklama yaptı. Hatimoğulları ve Bakırhan, şunları söyledi:

Bakırhan: Bu bir siyasi darbedir

Bugün yine bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Örneğine çok az rastlanan bir durumla karşı karşıyayız. Hiç uygulanmamış bir yöntemle, bir gaspla karşı karşıyayız. Van’da halkın iradesine darbe yapılmak isteniyor. Önceden kayyımlar aracılığıyla yapılan darbe, şimdi yargı ve mevcut yasalar eliyle yapılmaya çalışılıyor. 

Van halkı büyük bir özveri ve çabayla, başta Van Büyükşehir Belediyesi olmak üzere 14 yerleşim yerinin tamamını almıştır. Belli ki bu durum birilerini rahatsız ediyor. O yüzden Adalet Bakanlığı eliyle halkın iradesi gasp edilmeye çalışılıyor. Siz de yakından takip ediyorsunuz. Bu bir siyasi darbedir. Buna son verilmesi gerekiyor. Yaklaşık iki dönemdir Kürt halkının iradesine atanan kayyımların sonuçlarını gördük. Kaybeden kayyımcı zihniyet oldu, kayyım atayanlar oldu. Kazanan yine halkımız oldu. Halk kayyım atanan bütün belediyelerdeki kayyımları gönderdiler. Demek ki kayyım atamakla, halk iradesini gasp etmekle, ikili bir hukuk kurmakla aslında toplumun talepleri, istemleri, iradesi değiştirilemiyor.  

Van halkının iradesinin bu tür oyunlarla çarçur edilmesine izin vermeyeceğiz

Aslında hukuk hükümleri çok açıktır. Abdullah Zeydan’ın adaylık başvurusu İl Seçim Kurulu tarafından kabul edilmiştir. YSK da resmi sonuçları açıklarken Zeydan’ı aday olarak göstermiştir. Herhangi bir engel olmamıştır. Aday listelerine iki günlük itiraz sürecinde de başta iktidar ve Adalet Bakanlığı olmak üzere kimse itiraz etmemiştir. Dolayısıyla YSK’nın verdiği onayla birlikte Abdullah Zeydan’ın adaylık süreci tamamlanmıştır. Ancak Türkiye’deki mevcut seçim sonuçları, özellikle de Kürt halkının seçimde ortaya kararlı durum belli ki birilerini rahatsız etmiş ve Adalet Bakanlığı eliyle bu irade gasp edilmiştir. Buradan Adalet Bakanlığına sormak istiyoruz: Bu, hile değil de nedir? Bu, yargıyla bir halkın, Van halkının iradesini gasp etmek değil de nedir? Bu, seçim acısını Van halkından çıkarmak değil de nedir? Kürtlere, Kürt iradesine düşmanlıktan vazgeçilmesi gerekiyor. Yeter. İki dönem kayyım atadınız, bölge halkının iradesini gasp ettiniz. Halk sizlere seçimde yanıt verdi. Şimdi başka bir biçimde gasp etmek istiyorsunuz. Bunun karşısındayız. Van halkının iradesine kesinlikle sahip çıkacağız. Asla Van halkının iradesini bu tür oyunlarla çarçur edilmesine izin vermeyeceğiz. 

İkili bir hukuk uygulanıyor Kürt illerinde, buna dur diyoruz

Daha dün Cumhurbaşkanı, “Halkın iradesine ve sandık sonuçlarına saygı duyacağız” demişti. Ne oldu, hemen bir gün sonra ne değişti? Van halkının gasp edilen iradesi halk iradesi değil mi, sandık sonucu değil mi? Bu sözlerinde acaba Cumhurbaşkanı “Kürtler hariç” mi demek istemiştir. Erdoğan dün söylediği sözleri hatırlamalı. İkili bir demokrasi, ikili bir hukuk uygulanıyor Kürt illerinde. Artık buna yeter diyoruz, dur diyoruz. YSK üyelerini de bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Adalet Bakanlığının talimatıyla, hükümetin yönlendirmesiyle nereye kadar karar alacaklar? Van halkının iradesi seçimde ortaya çıkmıştır. Buna uymanın, bunu dikkate almanın dışında başka bir seçenek yoktur. Bu bir siyasi darbedir. Bu darbe karşısında bütün Kürtler, Türkiye’deki emekçiler, yoksullar, Türkiye halkları olarak karşı duracağız. Bu siyasi darbeyi kesinlikle kabul etmeyeceğiz. 

Bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmak için birlikte dayanışmaya çağırıyoruz

Bu durum sadece DEM Parti’nin sorunu da değil. Vicdan sahibi, onur sahibi, içinde biraz demokrasi kırıntısı kalmış Türkiye’deki herkesin sorunudur. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Sandık koyacaksın, adayın YSK tarafından adaylığı resmileşecek, ilan edeceksin; seçimi büyük bir farkla kazandığımızda da tanımıyorum diyeceksin ve bu sefer kayyım yerine yargı eliyle iradeyi gasp etmeye çalışacaksın. Buna izin vermeyeceğiz. Türkiye’deki bütün siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini, duyarlı bütün kesimleri bu siyasi darbe karşısında Van halkıyla dayanışmaya, DEM Partiyle dayanışmaya çağırıyoruz. Bu haksızlığı, hukuksuzluğu ortadan kaldırmak için birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz.

 

Hatimoğulları: Seçimlere 48 saat kala konunun gündeme getirilmesini kabul etmiyoruz

YSK’nın önündeyiz. Türkiye’nin başkentinde tam da asıl karar mercii olan bir noktadayız. DEM Parti Van’da 14 belediyenin tamamını alarak Türkiye’de neredeyse eşine benzerine rastlanxmamış bir başarı sağlamıştır. Bu başarıyı hazmedemeyenlerin, bu başarının elde edileceğini bilerek bu kumpası evveliyatında hazırladıklarına kanaat getiriyoruz. Biraz önce Eş Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi başvurusu yapılmış, bütün denetim süreçleri ve mekanizmalarından geçmiş, hiçbir şekilde itiraz edilmemiş ve adaylığı onanmış olan Sevgili Abdullah Zeydan hakkında seçimlere 48 saat kala, cuma akşamı 5’e 5 kala bu konu gündeme getiriliyor. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bunu asla kabul etmeyeceğiz. 

Hep birlikte bu siyasi darbenin karşısında duracağız


Erdoğan, seçimlerden sonra “Halkın iradesine saygı duyacağız” demişti. Bu halk Kürt olunca, Van halkı olunca bu iradeye saygı göstermeyeceklerini Adalet Bakanlığı eliyle başlattıkları bu süreçte bizler bir kez daha gördük. Buradan çağrımızı yineliyoruz: Ey Erdoğan sözünün arkasında dur, halkın iradesine saygı göster. Bakın, Konya seçimleri gerçekleşti. Konya seçmeni ile Van seçmeni arasında nasıl bir fark var acaba? Bunu sorarız. Bu farkı sözde hukuk eliyle ortadan kaldırmaya çalışmanız adeta bir siyasi darbedir. Bu siyasi darbeye ne Kürt halkı ne Van halkı ne Türkiye halkları ne de Türkiye’deki demokrasi güçleri asla ve asla geçit vermeyecek. Hep birlikte biz bu siyasi darbenin karşısında duracağız. İki dönem haksız ve hukuksuz bir şekilde kayyım atayarak Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldıran anlayış şimdi böyle hukuk numaralarına başvuruyor. Bu siyasi bir darbedir, altını kalın kalın çiziyoruz.

İktidar yaşadığı hezimetin intikamını DEM Partililerden almaya kalkarsa büyük yanılır


İktidar bir hezimet yaşamıştır bu seçimlerde. Bu hezimetin intikamını DEM Partililerden almaya kalkışırsa büyük yanılır. Bugün yürüttüğü siyasetin sonucudur bu hezimet, yürüttüğü kayyımcı siyasetin sonucudur. Anayasayı, hukuku tanımayarak kendi kendine bir siyasi irade yaratmaya çalıştığı otoriter yönetiminin sonucudur bu hezimet. Bu yönteme devam ederlerse, kayyım rejiminin başka versiyonlarını çıkarırlarsa ki bilsinler ki bu hezimet katlanarak devam eder. Bunu bir kez daha vurguluyoruz. Sarayı, Adalet Bakanını uyarıyoruz. YSK önünde YSK’ya çağrımızı yapıyoruz. İl Seçim Kurulunun verdiği bu karara itirazlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bizler itirazımızı YSK’ya yapıyoruz. Bu itirazın hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini bütün Türkiye kamuoyu ile paylaşıyoruz. İtirazımız hukuk çerçevesinde değerlendirilmez ve mazbatası Abdullah Zeydan’a verilmezse YSK da hukuksuzluğa bir imza atmış olacaktır. Başka hukuksuzlukların önünü açacaktır. Şunu da bilsinler ki böylesi bir hukuksuzluğa imza atan ne yereldekiler ne Ankara’dakiler halkın vicdanından kurtulamazlar. Biz DEM Parti olarak bütün hukuki işlemleri ve başvurularımızı yapacağız. Şikayetlerimizi yapacağız. Şu da bilinsin ki bu devran böyle kalmaz, bu devran dönüyor ve dönecek. YSK’da görevli olanlar, yetkililer, bakan da dahil olmak üzere bu devran döndüğü zaman tek tek halka hesap vereceklerdir. 

Bu karardan derhal dönülmelidir


Buradan son kez çağrımızı yineliyoruz. İtirazımızın YSK tarafından hukuka bağlı bir biçimde değerlendirilmesini talep ediyoruz. Bu talep sadece DEM Parti’nin talebi değildir. Bugün medyaya baktığımız zaman Türkiye halklarının çoğundan yüksek bir itirazın geldiğini görüyoruz. Türkiye’deki demokrasi güçlerinin her kesiminden, sağcısından solcusuna kadar yüreği demokrasiden yana olan her insanın, vicdan sahibi her insanın Van halkının yanında olduğunu gördük. Saray da bunu görsün, YSK da bunu görsün. Bu karardan derhal dönülmelidir. Bu karar asla nihai bir karar haline getirilmemelidir. Halkın iradesine nerede olursa olsun eşit şekilde sahip çıkılmalıdır ve buna bağlı olarak karar verilmelidir. Buradan bir kez daha Türkiye’deki bütün demokrasi güçlerini Van halkının yanında olmaya davet ediyoruz. Kayyım rejiminin bir versiyonu olan bu yöntemlerin devam etmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu konuda bütün kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz.

Soru: İtiraz yapıldı mı ne zaman yapılacak?

Dilekçe hazırlığı yapılıyor, yarın Van’dan verilecek. Ankara’ya iletilmek üzere verilecek. Prosedür gereği.

Soru: Genel Merkezin Van ile ilgili atacağı başka bir adım var mı?

Bugün Parti Sözcümüz de duyurdu. Yarın MYK’mızı Van’da topluyoruz. Değerli haklarımızla Van’da buluşacağız. Demokrasi güçleriyle Van’da buluşacağız. Bu konuda bütün demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızın buradan bilinmesini isteriz.

Soru: Abdullah Zeydan’ın PKK’yi övücü sözlerine katılıyor musunuz? Nasıl değerlendiriyorsunuz bu açıklamayı?

Bunlar manipülasyon yaratmak için ortaya atılan şeyler. Abdullah Zeydan’a cezası verildi ki asla hukuki olmamasına rağmen. Yine siyasiydi. Kobanî Kumpas Davası nasıl bir siyasi ve intikam davası ise Abdullah Zeydan’ın yargılanma biçimi de öyledir. Bir intikam davasıydı. En nihayetinde kanunsuz olan kararlara bağlı olarak ceza yattı ve çıktı. Memnu haklarını iade almıştı. Biz sürecin bu tarafıyla ilgileniyoruz. Memnu haklarını aldığı halde son anda böyle bir şeyin ortaya çıkarılması bir siyasi darbedir. 

2 Nisan 2024