Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki heyet, Ankara Garı önünde gerçekleştirilen 10 Ekim Katliamı anmasına katıldı. Burada bir konuşma yapan Hatimoğulları, şunları söyledi:
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. 10 Ekim’de 9 sene önce bugün burası kana bulanmıştı. 104 Barış Güvercini kana bulandı, alan kana bulandı, Türkiye kana bulandı. Barışa kan sıçrattılar. Burada yitirdiğimiz 104 Barış Güvercinini saygıyla, umutla ve dirençle anıyorum. Onları unutmayacağız, unutturmayacağız. Çünkü onları unutursak, onları unutturursak yeni katliamların kapısının aralanmasına sebep olmuş oluruz.
104 Barış Güvercininin talebi barıştı, adaletti
Onların tek talebi barıştı, onların tek talebi adaletti; onların tek talebi Türkiye’de devam eden savaş ve çatışmaların bitmesiydi. Onların talebi Ortadoğu’daki savaşların ve çatışmaların bitmesiydi. Onların talebi Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesiydi. Onların talebi ekmekti, emeklinin hakkıydı. Çünkü onlar biliyordu ki ekmek olmazsa barış olmaz, ekmek olmazsa adalet olmaz. İşte bunu çok iyi bilenlerdi burada katledilenler. Onların talebi kadınların katledilmemesiydi. Onların talebi geçtiğimiz günlerde İstanbul’un göbeğinde IŞİDvari yöntemle boğazı kesilerek katledilen kadınların, kadın cinayetlerinde katledilmemesiydi. Onların talebi bağımsız ve adil bir yargıydı. Çünkü Türkiye’de yargı, 10 Ekim Davasında olduğu gibi, Saray’ın koltuk değneği haline gelmiştir. Onların talebi insan haklarıydı, özgürlüklerdi; Alevilerin bu ülkede eşit yurttaş olarak tanınmasıydı, asimilasyon politikalarının son bulmasıydı. Onların talebi gençlerin göç etmeyip Türkiye’de iş bulabilmesi, doğduğu yerde karnını doyurabilmesi, mutlu olmasıydı. Onların talebi eşit işe eşit ücretti. Onların talebi kısacası bu ülkede barışı, adaleti ve kardeşliği tesis etmekti.
Mahkeme tutanakları bu katliamın önünün devlet, kolluk ve MİT tarafından açıldığını gösteriyor
Hatırlayacaksınız 10 Ekim’e kadar olan süreçte adeta her yer katliam oldu. Antep’te düğün katliamı, HDP’nin mitinginde gerçekleştirilen patlama, HDP’nin Adana ve Mersin il örgütlerine bırakılan bombalar ve Suruç’ta Düş Yolcularının katledilmesi... Bütün bu katliamlarda IŞİD’in önünü açtılar. Bütün bu katliamlardan haberdardılar. Ankara’nın göbeğinde kuş uçurtmayan MİT’iyle, kolluk kuvvetiyle haberdardılar. Bu katliamın davasında adeta itiraf ettiler katliamın adım adım nasıl gerçekleştiğini. Gübreyi nasıl elde ettiklerini, bombayı nasıl hazırladıklarını, Antep’ten yola çıkarak Ankara’ya yollarının nasıl açıldığını anlattılar. Mahkeme tutanaklarına dönüp bakarsak bu katliamın önünün devlet, kolluk ve MİT tarafından açıldığını hepimiz görürüz.
Size sözümüz olsun ki bayrağınız asla yerde kalmayacak
Buradan baskıyla yönetmek isteyenlere, ülkeyi otoriterleştirmek ve kan gölüne dönüştürmek isteyenlere sözümüz var. Yitirdiğimiz canlarımızı asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Onları mücadelemizde yaşatacağız. Onların amacı neydi ise o gün, bütün amaçları gerçekleşene dek Türkiye’deki bütün demokrasiyle güçleriyle, sol-sosyalist yapılarla, emek ve meslek örgütleriyle birlikte, bu iktidara “hayır, biat etmeyeceğim” diyen bütün muhalif kesimlerle birlikte demokrasiyi tesis etmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.
Sevgili Barış Güvercinleri, sizlere sözümüz olsun ki bayrağınız asla yerde kalmayacak, sizleri unutmayacağız. Sizleri bugüne kadar unutturmayan bütün demokrasi güçlerine, ailelere, bu davada satır satır çalışan avukatlara, 10 Ekim Barış Derneğine de Türkiye halkları adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Barış kazanana dek mücadelemiz devam edecek. Barış güvercinlerinin kanadını kırdığını zannedenler bilsin ki Sevgili Hrant Dink’in dediği gibi, bir güvercin ürkekliğinde yürüsek de bu topraklarda, bize sahip çıkan insanların, halkların olduğunu bilerek bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Hepinizin huzurunda yitirdiğimiz bütün canları bir kez daha saygıyla anıyorum. Onları unutmayacağız, unutturmayacağız, unutursak yüreğimiz kurusun.
10 Ekim 2024