
Şimdiye kadar onlarca merkezde milyonlarca kişinin katıldığı Newroz Bayramı kutlamaları bugün Türkiye’nin batısında gerçekleştiriliyor. İstanbul, Adana, Antalya, Antep, Konya, Aydın, Bursa, Denizli, Ankara, Çanakkale, Balıkesir, Eskişehir, Hopa, Malatya, Elbistan, İskenderun, Tekirdağ, Datça ve Kovancılar dahil olmak üzere 19 ayrı merkezde Newroz kutlanıyor. Bugün yapılan kutlamalara yüz binlerce insan katıldı. Türkiye’nin batısında kutlanan Newroz kutlamaları Kürt hareketiyle, Türkiye’nin devrimci dinamiklerini, sendikaları, demokrasi güçlerini bir araya getirdi ve ortak mücadele vurgusu ön plana çıktı.
Adana Newrozunda KESK Eş Başkanı Ahmet Karagöz, ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ve Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları konuştu. Hatimoğulları, şunları söyledi:
Merhaba ji we re, dayikên delal, jinên delal, ciwanên delal hûn bi xêr hatin li ser seran li ser çavan hatin. Newroz pîroz be. Ehlen ve sehlen bi kul cemien Newroz mimbarek.
Değerli Çukurova halkı, Çukurova'nın direngen halkı, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz baş göz üstüne geldiniz. Van’dan, Amed’den, Batman’dan Newrozun sıcaklığıyla yüz binlerce insanın selamını getirdim size. Şu an İstanbul’da hınca hınç dolu olan Yeni Kapı Meydanındaki kitlemize Çukurova'dan sıcak selamlarımızı gönderiyoruz. Newroz kutlu olsun.
Newroz her kesimin direnişidir, Denizler, Mahirler, Sakine ve Mazlumlardır
Şu an cezaevinde bulunan Çukurova’nın direngen kadını Sevgili Figen Yüksekdağ, Leyla Güven, Ayşe Gökkan ve Selahattin Demirtaş şahsında cezaevindeki bütün tutsaklara selam olsun. Newroz Demirci Kawa’dan İnce Memed'in direnişine uzanan bir tarihtir. Newroz 90’lı yıllarda köyleri yakıldığı için Çukurova’ya göç etmek zorunda kalan siz değerli Kürt halkının mücadele tarihidir. Newroz barış annelerinin yılmayan barış mücadelesidir. Burada sizlerin huzurunda barış için bir an bile çalışmaktan geri durmayan Sakine anayı saygıyla anıyorum. Newroz gençlerin direnişidir, kadın mücadelesi için mücadele eden, kimliği için mücadele eden, emeği için mücadele eden kadınların mücadele tarihidir. Newroz Jin Jiyan Azadî'dir. Newroz Çukurova’nın sarı sıcağında alın teri döken çiftçi kardeşlerimizin, tarım işçilerinin direnişidir. Newroz merdiven altı kötü koşularda çalışmak zorunda kalan işçilerin direnişidir, tekstil işçilerinin, KHK’lıların direnişidir. Emek ve Meslek Odalarının hem özlük hakları hem de demokrasi için verdikleri direnişin adıdır. Newroz tutuklanan ve katledilen gazetecilerin direnişidir. Çukurova’nın bisikletli gazetecisi Kadri Bağdu'yu saygıyla, minnetle anıyorum. Çukurova'nın bağrında yetişen Kürt halkının özgürlük meşalesinin önemli sembollerinden olan Halil Güneş'i saygı ve minnetle anıyorum. Newroz Deniz Gezmiş'tir, Mahir Çayan'dır İbrahim Kaypakkaya'dır, Dr. Hikmet Kıvılcımlı'dır, Sakine'dir, Mazlum Doğan'dır. Selam olsun bir halkın direnişini üç kibrit çöpüyle zindanlarda büyütenlere. Selam olsun bu mücadelede toprağa düşenlere. Binlerce kez selam olsun.
İmamoğlu’nun tutuklanmasını, Baro yönetiminin görevden alınmasını asla kabul etmiyoruz
Türkiye günlerdir ayakta. Sayın Ekrem İmamoğlu ile beraber yüze yakın insan gözaltına alındı. Bu gözaltından sonra Türkiye’nin dört bir yanında bu haksız ve hukuksuz uygulamalara, gözaltılara halkın tepkisi büyük. Aynı zamanda halkın tepkisi seçilmiş olanlara kayyım atanmasınadır. Aynı zamanda halkın tepkisi Türkiye’yi otoriter bir rejime mahkum etmek isteyen bu rejime karşıdır. Bugün Sayın Ekrem İmamoğlu ve beraberinde gözaltına alınan çok sayıda kişi tutuklandı. Bu haksız ve hukuksuz tutuklamayı bir kez daha sizlerin huzurunda kınıyorum. Asla kabul etmiyoruz. Aynı şekilde İstanbul Barosu için günlerdir devam eden yargı operasyonunu kendilerince sonuçlandırdılar. İbrahim Kaboğlu hocamızı İstanbul Barosu başkanlığından aldılar yönetimiyle beraber. İbrahim Kaboğlu hukuk anlamında bu toplumun vicdanıdır. Bir anayasa profesörü olarak bu toplumun adaleti ve vicdanını yansıtır. İstanbul Barosu'na yapılan baskıları görevden almayı asla kabul etmiyoruz, bir kez daha kınıyoruz.
Öcalan’ın çağrısı Ortadoğu ve Türkiye’de barışı tesis etme çağrısıdır
27 Şubat'ta bizler İmralı'ya gittik ve Sayın Abdullah Öcalan ile görüştük. Abdullah Öcalan’ın selam ve sevgilerini iletiyorum hepinize. Sayın Öcalan Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ile Türkiye’de toplumun daha çok demokratikleşmesi için çağrı yapmıştır. Kürt sorununun şiddetten ve çatışmadan uzak demokratik, siyasal ve hukuki bir zeminde çözümü için çağrısını gerçekleştirmiştir. Bu çağrıya Van’dan, Amed'den, Kürdistan'ın dört bir yanından, Türkiye ve dünyanın dört bir yanından herkes olumlu yanıtlar verdi. Değerli Çukurova halkı bizler bu çağrının arkasında mıyız? İmralı duysun. Hepimiz bu çağrının arkasındayız. Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı’da bize söylediği net olarak şuydu. Bu çağrı sadece Kürt halkı için değil, bu çağrı sadece Kürt sorununun çözümü için değil, bu çağrı Türkiye’de ve Ortadoğu’da barışı tesis etme çağrısıdır, demokratik toplum çağrısıdır. Bu çağrı Türkiye’de yaşayan kadınların özgürlük mücadelesinin ve yaşam hakkı mücadelesinin çağrısıdır. Bu çağrı Türkiye’deki işçilerin, emekçilerin, yoksulların örgütlenme çağrısıdır. Sevgili gençler lütfen buraya kulak verin. Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı uyuşturucu çeteleri tarafından ele geçirilen gençliğin buna karşı mücadelesi ve kendi örgütlülüğünü sağlama çağrısıdır. Çukurova gençleri ne diyorsunuz bu çağrıya? Hep beraber alkış ve zılgıtlarımızla bu çağrıya baş göz üstüne diyoruz. Bu çağrı Kürt halkının tarihsel anlamını güncelleme çağrısıdır. Bu çağrı Kürt Türk işçisinin el ele vererek, ekmek ve alınteri mücadelesinin çağrısıdır. Bu çağrı başka halklardan ve inançlardan her kesimin kendi özgür örgütlenmesini yapma çağrısıdır. Bu çağrı herkesçe sahiplenilmiştir. Bir kez daha buradan Çukurova’dan, yavaş hareket eden, bu çağrıya gerekli yanıtı henüz yeterince vermeyen devlete ve iktidara sesleniyoruz. Herkesin kabul ettiği bu çağrı konusunda devlet neden konuşmuyor, herkesin evet dediği bu çağrının gerçekleşmesi için iktidar gerekli zemini neden oluşturmuyor?
Biz 27 Şubat çağrısından sonra demokratikleşme beklerken ey iktidar sen ne yapmaya çalışıyorsun?
Ortadoğu adeta kaynar kazan. Her gün katliamlar ve cinayetler yaşanıyor. Yakın zamanda Lazkiye'de, Hama'da, Humus'ta, Banyas'ta Alevi kardeşlerimiz katledildi. Katliam hala devam ediyor. Orada yaşayan katliamı bizler Mersin'den Lazkiye'ye kadar burada yaşayan halklar olarak yüreğimizin derinliklerinde hissettik. Bizler Suriye’de gerçekleşen Alevi katliamını bir kez daha kınıyoruz. Oradaki Alevi kardeşlerimizi asla yanlız bırakmayacağız. Onlarla dayanışmamızı sürdüreceğiz. İşte Sayın Abdullah Öcalan özellikle Suriye için her halkın ve inancın temsil edilmesini vurguladı ve demokratik Suriye mesajını çok güçlü bir şekilde verdi. Bizler bu çağrıdan sonra demokratikleşme beklerken ne yazık ki mevcut iktidar ve devlet anlayışı toplum üzerinde baskılarını arttırmıştır. Ey iktidar silkin ve kendine gel. Siz ne yapıyorsunuz? Bizler barış demeye, demokratik toplum demeye, her şeye rağmen bedeli ne olursa olsun bunları demeye devam edeceğiz. Barış barış barış!
Bizlerin yolu demokratik bir Türkiye’de ortak yaşam ve demokratik cumhuriyettir
Değerli halklarımız bizler bu büyük çağrının sahibi ve mücadelenin sahibi olan Sayın Abdullah Öcalan’a Çukurova'dan alkış ve zılgıtlarımızla selamlarımızı gönderelim mi? Yaşar Kemal’in Toroslar'dan süzülen İnce Memed'i der ki mücadele haktır. Evet mücadele haktır. Ekmek için mücadele haktır. Alınteri için mücadele haktır. Jin Jiyan Azadî sloganı için mücadele haktır. İnsan hakkı için, doğanın hakkı için mücadele haktır. Kürdün anadili için, Alevinin inancı için, Hıristiyanın inancı için mücadele kesinlikle haktır. Bizler gücümüzü mücadelemizin haklılığından alıyoruz. Bizlerin yolu barışın yoludur, çözümün yoludur. Bizlerin yolu demokrasiden geçer. Ve bizlerin en önemli hedefi demokratik bir Türkiye’de ortak yaşam ve demokratik cumhuriyettir. Bunun için mücadele etmemiz haktır. Yolumuz açık olsun, Hızır yar ve yardımcımız olsun. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Newroz pîroz be!
23 Mart 2025