Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları, Dersim Tertelesi’nin yıldönümünde düzenlenen anmada konuştu. Hatimoğulları, şunları söyledi:
Dersim Tertelesi’nde yitirdiğimiz bütün canlarımızı minnetle ve saygıyla anıyorum. Dersim Katliamı Türkiye tarihinin görmüş olduğu en büyük Alevi katliamlarından biridir. Koçgiri, Dersim, Sivas, Çorum, Gazi ve Suriye’de sınırın öte yanında Alevi kardeşlerimiz katledildi. Tarih boyunca Aleviler, bu topraklarda katledilerek yok edilmek istendi. Alevileri asimilasyona maruz bırakmak için ellerinden gelen her türlü çabayı gösterdiler. Bu ülke, kurulduğu günden bugüne kadar farklı halklara ve inançlara tahammül etmeyen, tekçi ve ırkçı ideolojik bir anlayışla geldi. Bugün hala ne yazık ki bunun izlerini, bunun sonuçlarını en ağır şekilde yaşıyoruz.
21. yüzyılda Aleviler hala hedef haline getiriliyor
21’inci yüzyıldayız. Bu kadar Alevi katliamının gerçekleştiği ve Alevi canlarımızı yitirdiğimiz bir tarihi geride bıraktığımız dönemde bile, 21.yüzyılda bile hala Alevi canlarımızın evleri işaretleniyor, hedef haline getiriliyorlar. Sadece bu mudur, değil. Tıpkı tarih boyunca resmi ideolojinin Alevileri yok etmeye, asimile ederek dönüştürmeye ve sürmeye çalıştığı gibi, bu inancı bu topraklardan silmeye çalıştığı gibi, şimdi de bu iktidar aynı şekilde farklı versiyonlarda çalışmalarını sürdürüyor. Alevilik inancını Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlamaları aslında tarih boyunca Alevilere uygulanan politikaların yeni bir boyuta geldiğini gösteriyor.
Alevi toplumu boyun eğmedi, eğmeyecek
Alevi toplumu asimilasyon politikasına karşı hiçbir biçimde boyun eğmedi, eğmeyecek. Aleviler hiçbir zaman geri adım atmadı, şimdiden sonra da geri adım atmayacak. Dersim Katliamında, Aleviler için uygulanan bütün bu politikalarda Munzur kan aktı ama buna rağmen hiçbir biçimde Aleviler yaşam tarzlarından ve inançlarından geri adım atmadı. Aleviler Dersim’de süngü uçlarındaydı, namlunun ucundaydı. Burada, 38 Kayalıklarında kadınlar tecavüze uğramamak için kendi canına kıydı ama geri adıma atılmadı. Şimdi bizler bir kez daha diyoruz ki Alevilik inancı bu coğrafyanın hakikatidir; tarih boyunca katliamlarla ve asimilasyon politikalarıyla diz çökmedi, çökmeyecek. Bundan sonra bizlere düşen en büyük görev, bu coğrafyada bütün farklı halklar ve inançlar birbirimize sararak birlikte yaşamak. Sadece bu yetmez. Bu ülkede yaşayan farklı bütün halklardan ve inançlardan insanların, bu ülkenin asli yurttaşları olarak eşit yurttaşlık temelinde kendi rengiyle ve kendi inancıyla yaşamları anayasal güvence altına alınmalıdır.
Yüzleşme ve hakikat komisyonları kurulmalıdır
Bu topraklarda yapılması gereken en acil işlerden biri, başta parlamentoda olmak üzere, hakikatle yüzleşme ve araştırma komisyonlarının oluşturulmasıdır. Bu komisyonların aynı zamanda Dersim'in Kayıp Kızlarını araştırması gerekiyor. Dersim’in Kayıp Kızları bu coğrafyada yaşatılan zulmün hakikatidir. Yine Seyid Rıza başta olmak üzere o dönemde katledilmiş olan bütün canlarımızın mezar yerlerinin olması, bu talebin yerine gelmesi gerekiyor. Devletin bu gerçeklikle yüzleşerek özür dilemesi gerekiyor. Ortak ve birlikte yaşamı böyle tesis edebiliriz. Buradan bir kez daha yaşamını yitirmiş bütün canları anıyorum. Seyid Rıza’nın huzurunda, onun anıtının önünde söz veriyoruz. O nasıl diz çökmediyse bizler de 21. yüzyılda bizi tekleştirmek isteyen, inancımızdan uzaklaştırmak isteyen bu rejime karşı; bizleri Kürtlüğümüzden, Araplığımızdan, Aleviliğimizden, farklılığımızdan ve gerçekliğimizden koparmak isteyen bu ceberut ideoloji ve iktidarlara karşı Seyid Rıza’nın, Baba İshakların, Pir Sultanların torunları olarak bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Canları asla unutmadık, unutmayacağız. Anıları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum.
4 Mayıs 2024