Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları, Mersin Akdeniz’de düzenlenen mitingde konuştu. Çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisinin de katıldığı mitingde Hatimoğulları şunları söyledi:
Merhaba hevalino hûn bir xêr hatin li ser seran li ser çavan hatin. Merhaba değerli Mersin halkı, Akdeniz halkı. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz baş göz üstüne geldiniz. Evet bugün Mersin’den, Akdeniz’den Hakkari'ye bir ses olmak için burdayız, bu halk buluşmasını gerçekleştirdik. Buradan Toroslar'dan, Çukurova’nın sarı sıcağından Zap suyuna, Hakkari’ye ve mağrur sümbüle selam ve sevgilerimizi iletelim mi? Değerli halklarımız, sizlerin de gündeminde günlerdir kayyım var, kayyım rejimine baştan beri hep itiraz ettik. Çünkü kayyım rejimi demek yurttaşın, DEM Parti belediyelerine kayyım atandığı için Kürtler ve onlarla dayanışma içinde olanların iradesini tanımamak demektir.
Halk kayyım istemiyor
Kayyım demek gasp demektir. Kayyım demek siyasi darbe demektir. Kayyım demek otoriterleşme demektir, seçme ve seçilme hakkını yurttaşın elinden alıp yerine atanan göndermektir. Kayyım politikasına geçit verecek miyiz? İşte biz demokratik bir ülkede olması gerekenin, halkın sesinin duyulması gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz. Halk kayyım istemiyor. Halk kayyım isteseydi, kayyım yerine o kayyımı atayanın partisinin adayını seçerdi. Kayyımlara rağmen bizler oylarımızı artırarak yeniden belediye eş başkanlarımızı seçtiysek kayyım politikasına hep beraber hayır dediğimiz içindir. Ve bakın başta İçişleri Bakanı olmak üzere hükümet sözcülerinden doğru konuşma yapan herkes şunu söylüyor, "madem hakkında soruşturma vardı neden onu aday gösterdiniz". Değerli Akdeniz halkı, Mersin halkı. Benim söyleyeceğimi siz benden daha iyi biliyorsunuz. Bugün bizler belediye eş başkan adaylarımızı belirlerken halka gittik değil mi? Sandıklar kurduk. Halk oylaması yaptık değil mi?
Halk seçtiği eş başkan tarafından yönetilmek istiyor
Adaylarımızı siz belirlediniz, halk belirledi ve akabinde YSK’ye başvuru gerçekleştirildi ve kabul edildi. Eş başkanlarımız YSK denetimindeki seçimleri kazandı, aynı YSK seçimden sonra mazbatalarını verdi. Buraya kadar normal bir ilerleme oldu mu? Kısmen oldu çünkü belediyelerimizi kazandığmıız ve az farkla kaybettiğimiz yerlerde zaten kayyım seçmen göndermişlerdi. Buna rağmen belediyelerimizi bizler kazandık, burada kazanan halktır, belediyeler atanmışın değil seçilmişidir. Buradan özellikle bunu propaganda etmek isteyen, bu kara propagandayı yürütenlere bir sözümüz var. Bakın bir kaç örnek vereceğim. Van Başkale, Diyarbakır Yenişehir, Diyarbakır Ergani, Suruç ve Baykan belediyeleri. Bunlar sadece bir kaç örnek. Geçtiğimiz dönemde haklarında hiçbir soruşturma olmadığı halde kayyım atanmış belediyelerimiz. O halde biz diyoruz ki sizler bunu propaganda etmeye kalkmayın. Mehmet Akış hakkında açılmış bir dava vardı ama karara bağlanmamış ve kendi gözaltına alındığı sırada yasalara, Anayasaya aykırı bir şekilde kayyım atandı. Bunu kabul edecek miyiz? Kayyıma karşı bizler hep beraber direnecek miyiz değerli halkımız? Direnecek miyiz? İşte bu sesi herkes duymalı. Halk seçtiği eş başkan tarafından yönetilmek istiyor.
Mücadelemize her yerde devam edeceğiz
Ve diğer bir konuysa. Diyorlar ki hiç kimse demokrasiye tuzak kurmasın. Bütün Türkiye halkı şunu çok iyi biliyor. Kayyım demek demokrasiye sadece kumpas kurmak demek değildir. Demokrasiye sadece tuzak kurmak değildir. aynı zamanda demokrasiyi mezara gömüp toprağın altına gömüp üzerine beton dökmektir. İşte o nedenle Türkiye'nin demokratik bir ülke olabilmesi için, seçme ve seçilme hakkını korunması için kayyım politikalarına karşı durduk karşı durmaya devam edeceğiz. Dün Hakkari’deydik bugün Mersin’deyiz. Yarın da belediyelerimizi ziyaret ederek mücadelemizi her yerde devam edeceğiz ama her yerde.
Kayyıma karşı siyasetemiz kesinlikle kazanacak
Değerli halkımız seçme ve seçilme hakkı, belediyelerin düzenlenme biçimi ta Osmanlı döneminde, tanzimat fermanı döneminde başlamıştır. Kayyım atamak demek tanzimat döneminin öncesine yani Osmanlı’nın padişahlık dönemine dönmek demektir. O nedenle bizler izin vermeyeceğiz. Kayyım siyasetine, kayyım politikasına karşı, kayyım rejimine karşı Mersin’de Türkiye'nin dört bir yanında emek meslek örgütleri, emek güçleri demokrasi güçleri hep birlikte Türkiye demokrasisi adına kayyıma karşı ortak bir direnişle hep beraber bir arada durduk. Dün Hakkari’de 30 kurumla birlikteydik. Dün Türkiye’nin her bir yanından devrimciler, sosyalistler, emek meslek örgütleri, sendikalarla birlikte Hakkari’deydik. Hakkari halkıyla dayanışma içindeydik. Buradan, Mersin’den bizler bu dayanışmayı bizlere gösteren başta Mersin’deki emek demokrasi platformu olmak üzere Türkiye genelinde bu desteği esirgemeyen değerli demokrasi güçlerine alkış ve zılgıtlarımızla teşekkür edelim mi? Evet direne direne kazanacağız, bugüne kadar ne kazandıysak hepsini direnerek, mücadele ederek siz değerli halkımız kazandı, hep birlikte kazandık. Kayyıma karşı siyasetimiz kesinlikle kazanacak.
Bizler kayyım siyasetine asla geçit vermeyeceğiz
Bizler kayyım siyasetiyle bu ülkenin yönetilemeyeğinin altını bir kez daha çiziyoruz. Demokrasiyi bu ülkede tesis etmek için mücadele edenleriz, ne bedel ödenmesi gerekiyorsa bedel ödeyenleriz. Bizler kayyım siyasetine asla geçit vermeyeceğiz. Kayyım siyasetine karşı en güçlü direnişini sergileyen barış annelerine, o barış tülbentleriyle barışı simgeleyen ve kayyıma karşı mücadele eden barış annelerine, hepinize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Sevgili gençler, kayyım siyasetini asla kabul etmiyoruz, gençlerin geleceği karartılamaz. Zaten yaşanan bu ekonomik krizde, bu açlık ve yoksulluğun, göçün bize dayatıldığı yerde gençler gelecek görmüyor. Bu nedenle irademize sahip çıkıyoruz diyen sevgili gençler alanda mısınız, sesinizi duyalım.
Belediye meclisinin seçmiş olduğu Viyan Tekçe’ye resmi görev verilmelidir
Değerli halklarımız bakın, saraya mesajımızı bir kez daha veriyoruz. Kayyım siyasetinden vazgeç. Kürdün iradesini tanıman gerekir. Seçmenin iradesini tanıman gerekir. Atamış olduğun vali valilik makamına geri dönsün, valilik yapsın. Belediye meclisinin seçmiş olduğu Viyan Tekçe’ye resmi görev verilmelidir. İçerde yargılanan Mehmet Sıddık arkadaşımız haksız, hukuksuz ve düzmece bir dava ile içerde tutuluyor, bununla ilgili gereken yapılmalıdır. Türkiye'de barış ve demokrasi için, halkların kardeşliği için yapılması gereken budur. Çağrımızı buradan yineliyoruz. Kayyım politikası bu ülkenin derdine derman değildir. Bu ülkede kayyım politikası demokrasiyi, seçme ve seçilme hakkını elden almaktadır. Buna asla izin vermeyeceğiz. Buradan belediye meclisinin seçmiş olduğu Viyan Tekçe’yi biz Hakkari Belediye başkanı olarak meşru görüyoruz. Halk seçmiştir çünkü onu. Buradan Mersin'den hayırlı olsun diyoruz kendisine.
Türkiye'yi demokratikleştirmek için daha güçlü adımlar atmaya, kayyım politikasını geriletmeye ihtiyacımız var
İçinden geçtiğimiz sürecin zorluklarının hepimiz farkındayız. Yaşanan ekonomik kriz, açlık, yoksulluk, bir yandan baskılar ve özgürlüklerin kısıtlanması. Bakın Kocaeli’de öğrenciler mezuniyet balosuna gidiyorlar, kıyafetlerinden dolayı okula alınmıyorlar. Temmuz'da asgari ücrete zam yapılması gerekirken bu zammı yapmayacağını açıkladı iktidar. Ve buna karşı bir yandan ekonomik kriz, açlık ve yoksullukla boğuşurken bir yandan özgürlüklerimiz kısıtlanıyor, insan hakları ihlali var ve bütün bunlara karşı Türkiye’nin dört bir yanındaki bütün muhalif güçlerine çağrı yapıyorum; bu tek başına DEM Parti’nin sorunu değil. Bu tek başına Kürdün sorunu değil. Bugün seçme ve seçilme hakkına el koymak, onu gasp etmek, siyasi darbe yapmak halkın iradesini ve demokrasinin asgari koşullarını tanımamak demektir. Bu nedenle buradan çağrımızı Türkiye'deki bütün demokrasi güçlerine, bütün devrimcilere, bütün sosyalistelere, bütün bu sisteme bu rejime karşı olan, haktan hukuktan adaletten barıştan kardeşlikten yana olan gerçekten Türkiye’nin normalleşemesinden ve demokratikleşmesinden yana olan her kesime buradan çağrımızı yineliyoruz. Evet herkes mesajını paylaştı. Türkiye'deki en sağ ideolojiden en soluna kadar her kesim "kayyım olmamalıdır" dedi. "Kayyım politikasına son verilmelidir" dedi. Bu dönemde bizler destek sunanlara ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Ama biz bir şey daha yapmalıyız, Türkiye'yi demokratikleştirmek için daha güçlü adımlar atmaya ve kayyım politikasını geriletmeye ihtiyacımız var. Ve buradan bütün güçlere daha çok yan yana olalım çağrısı yapmak istiyorum. Daha çok dayanışalım, daha çok birlikte olalım, daha çok Türkiye’nin demokratik mücadelesine katkı verelim. Bakın Nazım Hikmet'in dediği gibi bu davet bizim. Bu davet hepimizin bu davet otoriter rejime, baskıcılığa, kayyıma, gaspçı siyasete karşı ülkeyi demokratikleştirmenin davetidir. Bu davete hep beraber siz değerli halkımızla birlikte icabet edecek ve demokrasi mücadelesini büyüteceğiz. Kayyımları geri göndereceğiz.
Kayyım siyasetine karşı mücadele kazanacak, demokrasi kazanacak
Şu an Akdeniz Belediyesin’deyiz. Akdeniz bugün Türkiye’nin nadide kentlerinden birisi. Akdeniz’de bu ülkede yaşayan bütün farklı halklardan ve inançlardan insanlarla bir aradayız. Türkü, Türkmeni, Yörüğü, Arabı, Kürdü, Lazı, Çerkesi, Süryanisi olarak bizler Çukuroava’dan Akdeniz’den Hakkari'ye kardeşlik köprüsü kurmak üzere ellerimizi uzatıyoruz. Buradan diyoruz ki Hakkari halkımıza sevgili Hakkari halkı yalnız değilsin. Akdeniz’deki bütün halklarla beraber bizler sizlerin yanındayız. Kayyım siyasetini hep beraber gerileteceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle Hakkari halkına buradan bir kez daha selamlarımızı iletiyor ve sözümüz olsun; kayyım siyasetine karşı mücadele kazanacak, demokrasi kazanacak, halk kazanacak, sizler kazanacaksınız.
Belediye eş başkanlarımız daha çok halkla beraber olacak
Hak için, adalet için, demokrasi için, asgari düzeyde demokrasinin koşulu olan seçme ve seçilme hakkı için siz değerli halkımız belediyelerimize olduğumuz her yerde sahip çıkalım. Belediye eş başkanlarımız ve belediye meclis üyelerimiz gece gündüz halkın arasında ama daha çok halkın arasında olacak. Daha çok halkla beraber olacak. Daha çok halkla birlikte yani sizlerle yönetecek. Gerçek halkçı belediyeciliği hep birlikte göstereceğiz. Var mısınız? Değerli halkımız ben sözlerime son verirken şunu belirtmek istiyorum. Burada bugün eş başkanımız Tuncer Bakırhan ile birlikte olacaktık. Ama kendisi bayramda çıkan program dolayısıyla burayı iptal etmek ve Hakkari’den sonra Serhad’da belediye ziyaretlerine başlamak durumunda kaldı. Onun selam ve sevgilerini iletiyoruz. Bizler de yarın sabahtan Urfa-Mardin hattımızı tutturarak bayramda belediyelerimizle birlikte olacağız. Eş başkanlarımızı, belediye yönetimlerimizi ziyaret edeceğiz. Buradan da sizlerin selamını götürceğiz. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Serkeftin serkeftin serkeftin.
14 Haziran 2024