Hatimoğulları: Narinin nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğü neden gizleniyor?

Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları, Diyarbakır’ın Tavşantepe Köyünde katledilen Narin Güran’ın mezarını ziyaret etti. Kadın Meclisimizin düzenlediği etkinliğe Kadın Meclisi Sözcümüz Halide Türkoğlu, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe belediye eş başkanlarımız, il yönetimimiz, TJA ve DBP katıldı. Mezarlık ziyaretinin ardından konuşan Hatimoğulları, şunları söyledi: 

Narin’in katili iktidarın ta kendisidir 

Sevgili Narin’in mezarı başındayız. Narin’i Türkiye haftalardır konuşuyor. Sevgili Narin’den güzel haberi 19 gün boyunca bekledik. Onun yaşadığına dair güzel haberi almak için bütün Türkiye 19 gün bekledi. Ama ne yazık ki 19 gün sonra acı haberle hepimiz yüzleştik. Narin’in ölümü üzerinde devasa bir sır perdesi var. Maalesef Türkiye’de yüzlerce Narin var. Hikayesi bilinmeyen, yaşadığı cinsel istismarı en yakınındakine söyleyemeyen, yaşadığı şiddeti en yakınındakine söyleyemeyen binlerce çocuk var. Binlerce çocuk bu şekilde katlediliyor. Katil erkek egemen sistemin ta kendisidir, bu sistemin ve iktidarın ta kendisidir ve yerellerdeki mikro iktidarcıklardır. Burada Narin’in mezarı başında, cinsel istismara uğrayan, yakınları ve bu erkek egemen sistem tarafından katledilen, polis TOMA’larıyla katledilen, Filistin’de savaşta katledilen bütün çocukları saygıyla anıyorum. Narinleri, Ceylanları, Uğurları, Cemileleri burada bir kez daha anıyorum.

Çocukları koruyacak yasalarda ısrarcı olmak kamunun görevidir

Topluma sorumluluğunu hatırlatmak istiyorum. Mevcut devlet anlayışı, bu erkek egemen sistem ne yazık ki katilleri, tacizcileri, tecavüzcüleri korudu; kadınları ve çocukları korumadı. Kadınları ve çocukları koruyacak yasaların gelişmesine izin vermediler. Kadınları koruyan İstanbul Sözleşmesini, kadınların ve çocukların şiddete uğramasını engellemek için ihdas edilmiş 6284 Sayılı Yasayı, mevcut iktidarın çocuk ve kadın düşmanı politikaları ne yazık ki tartışmaya açmış durumdadır. İstanbul Sözleşmesi bizleri korumak içindi. 6284 çocukları ve kadınları korumak içindir. İşte bunları tartışmaya açtılar. Çocuk cinayetleri de Narin’in katledilmesi de kadın cinayetleri de politiktir. Çocuklar bu toplumun geleceğidir. Çocukların mutlu bir şekilde eğitim görebilecekler ve oyun oynayabilecekleri ortamın sağlanması başta büyüklerin, toplumun ve kamunun görevidir. Çocukları korumak kamunun görevidir. Çocukları koruyacak yasalarda ısrarcı olmak kamunun görevidir. 

Çocukları koruyacak bir toplum düzenini kuramadığımız için Narin katledildi 

Çocukların yaşayabileceği, istismara uğramayacağı bir toplum düzeni kurmak kamunun görevidir. Biz büyüklerin de görevidir böyle bir toplum yaratmak. Bunu yaratamadığımız için Narinlere sahip çıkamamış olduk. Sevgili Narin’in ölümünü diğer ölümlerden ayıran çok önemli bir özellik var. Bu olayın Tavşantepe’de olması, Tavşantepe’nin adeta sır olan bir olayın ev sahipliğini yapması. Yine bu köyde bugüne kadar devletin uygulamış olduğu politikalar cinayetin başka bir yüzü olduğunu da göstermektedir. Çocuklar toplumun geleceğidir, evet ama aynı zamanda çocuklar çocuk olarak da toplumun öznesidir, parçasıdır. Onlara yapılan müdahaleleri, hele Tavşantepe’de doğmuşsanız işte kaderleri Narin gibi... Ancak biz bu kaderi değiştirebiliriz. 

Narin’in nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğü neden gizleniyor?


Bizlere Narin’in ölümünü siyasi olarak ifade etmeyin diyorlar. Külliyen yanlıştır bu yaklaşım. Bizler başından beri soruşturma sürecini etkilememek için gözlemlerimizi kamuoyuyla paylaşmadık. 19 gün geçtikten sonra Narin’in nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğü neden gizleniyor? Tavşantepe’de neleri gizlemektedirler? Bunları koruyan anlayış, bunları koruyan kolluğun içindeki örgütlenmeler, derin devletin içindeki örgütlenmeler bu soruları sormamızdan rahatsız. Bunun farkındayız. Ama biz bu soruları sormaya devam edeceğiz. En profesyonel mafyanın işlediği cinayeti bile açığa çıkarabilecek alt yapıya sahip olan kolluk, bütün birikimini ve kriminal bilgisini Narin’in cinayetinin, nasıl katledildiğinin, niye katledildiğinin açığa çıkmasını engellemek için kullanmıştır. 19 gün boyunca o çocuğun bedenini bir çuvala koyup taşlarla sabitleyerek suda deforme olmasını sağlamayı bugün kim bilebilir? Teknik olarak bu konuda uzman olmayanlar bilemez. Biz mesela böyle yöntemlerin olduğunu bu olayla öğrendik. Hiç kimse bunu bilemez. Sıradan bir cinayet olsaydı bu kadar profesyonel destek alınmazdı. Bu cinayet tıpkı Susurluk gibi devlet mafya ve siyasetin nasıl iç içe geçtiğini deşifre etmiştir. O kirli organizasyonu nasıl Susurluk ortaya çıkardıysa, Narin’in katledilmesi de paramiliter güçlerin ve devletin buradaki politikasını deşifre etmiştir. Burada korunan ne Narin’dir ne tek başına amcası ve yengesidir. Akrabalar arası -adına ne derseniz deyin- yaşanan bir olay olmuş olsaydı, tek başına bu konu çoktan açığa kavuşurdu. 

Narin’in çocukluğu ve geleceği üzerinde kurulan bir dostluk toplumun dostu olamaz 

Buradan şu konuları net olarak sormak istiyoruz: Bir siyasi partinin milletvekili nasıl çıkıp, “Biliyoruz olayları ama aile arasıdır, konuşmayız,” diyebilir? Aileden kastettiği Güran ailesi mi devletin kendisi midir? Bunu açıklasın. Bu bir soruşturma konusudur. Bugüne kadar bu iktidar partisi milletvekilinin soruşturmaya tabi tutulmaması da suçtur. Buradan suç duyurusundan bulunuyoruz. Kamuoyuna yaptığı açıklamadan dolayı suç duyurusunda bulunuyoruz. Yetkilileri onunla ilgili işlem başlatmaya davet ediyoruz. Kendisinin kurduğu dostluk düzeni, bu toplum için düşmanlık düzenidir. Onların bu dostluk düzeni olmaz olsun! Şu mezarda yatan Narin’in küçücük bedeni üzerinde, ruhu üzerinde, çocukluğu ve geleceği üzerinde kurulan bir dostluk toplumun, insanın ve çocuğun dostu olamaz. Bunlarınki düşman ittifakıdır, JİTEM ittifakıdır. Bunlarınki paramiliter güçlerle ittifaktır. Bunu asla kabul etmiyoruz. 

Gizlilik kararı olmasına rağmen şahıs ifadesi basına hangi amaçla ve kimler tarafından sızdırılmıştır? 

Sormak istediğimiz diğer bir soru daha var. Tavşantepe’de ne var? Mermiler çıkmış, oranın bir silah deposu olduğu iddiası var. Korunmak istenen bu silah deposu mudur? Başka Kürdistan’ın hangi kentinde benzer köyler var, kaç tane silah deposu var? Buna neden ihtiyaç duyulmuştur? Bunun Narin’in katledilmesiyle ilgisi nedir? Tüm bunlar açığa çıkmalıdır. Baştan beri profesyonelce ailenin nasıl ifade vereceğinden tutun da özellikle yandaş medyaya servis edilen sistematik haberler kim tarafından hangi amaçla servis edilmektedir? Dosyayla ilgili gizlilik kararı olduğu halde, daha bir şahıs ifadesini verir vermez ifadesi basına hangi amaçla ve kimler tarafından sızdırılmıştır? Bunun açığa çıkması gerekiyor. 

Narin’i adeta su altında mezar yaparak gömen anlayış kimdir?

Narin nasıl katledildi, kim katletti, bu katilleri kim ve neden korumaktadır? Bu sorunun bir diğer başlığı. Küçük Narin katledildikten sonra bütün delilleri yok etmek amacıyla adeta suyun altında adeta mezar yaparak onu gömen anlayış kimdir? Bu teknik bilgileri onlara kim vermiştir, fiili kim gerçekleştirmiştir? Sevgili Narin’in, 8 yaşındaki çocuğun ölümünün ardında bütün toplumu ilgilendiren devasa sorular ve sorunlar kalmıştır. Sevgili Narin’in katilleri açığa çıkarılana kadar, bütün bu sorular yanıtlanana kadar biz bu davanın takipçisi olacağız. Bu davayı bırakmayacağız. Bu dava çocukları yaşatmak için takip edilecek. Bu dava çocukların istismara uğramaması için takip edilecek. Çocuk konuşmaz, çocuk bağırmaz, çocuk şikayet etmez derler ya; hani hep biz ebeveynler böyle telkin ederiz ya çocuklarımıza… Sizlerden ricam lütfen bırakın çocuklar konuşsun, bağırsın. Gördükleri şiddet karşısında susmasın çocuklar. Bugün Narin’in ölümü toplumda travma yaratmıştır. Anneler kendi çocuğunu en yakınına dahi bırakmaya korkar hale gelmiştir. İşte bu toplumsal travma sadece Amed’in travması değil, İstanbul’un da Ankara ve İzmir’in de travmasıdır. İşte bizler bunun için Narin’in davasını sonuna kadar takip edeceğiz. 

Narin’e sahip çıkmamızı engelleyen çatışmacı anlayışa karşı mücadelemiz devam edecek

Bu topraklarda hiçbir çocuk istismara uğramayıncaya kadar, bütün çocukların üzerindeki şiddet ortadan kalkıncaya kadar, çocukların gerçekten oyun parklarında kaygısız oynayacakları ortamı yaratana kadar mücadelemiz devam edecek. Sevgili Narin’in mezarı başında şunu bir kez daha söylemek istiyorum. Silah deposu vs. Bazı siyasi partilerin üssü haline getirilmiş olan bölgedeki kimi köylerin sakinleri şunu bilmelidir ki bu silahlar döner o köylünün kendisini vurur, bu silahlar döner halkı birbirine kırdırır. Bizler Kürt sorununun demokratik çözümünden yanayız. Bu sorunların çözülmemesi için bizleri birbirine kırdırtan, ölen çocuğumuza bile sahip çıkmamızı engellemeye çalışan savaşçı ve çatışmacı anlayışa karşı mücadelemiz barış zemininde devam edecek. 

Toplumu daha çok mücadele etmeye davet ediyorum

Sevgili Narin sana sözümüz olsun ki, sadece DEM Partili kadınlar adına değil Türkiye ve Kürdistan adına, biz kadınlar sizlere ve sizlerin yaşam hakkına sonuna kadar sahip çıkacağız. Sevgili Narin’in burada sana rahat uyu diyemeyeceğim. Senin ölü bedenine bile işkence edilmiş. Sen böyle bir toplumda yaşamını kaybettin. Bundan dolayı kelimelerle anlatamayacağımız kadar üzgünüz. Senin gibi başka bir çocuğun başına böyle olayların gelmemesi için mücadele etmek hepimizin, bütün toplumun görevidir. Buradan bütün toplumu bu konuda daha çok mücadele etmeye davet ediyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum, Narin’i bir kez daha saygıyla anıyorum.

18 Eylül 2024