Halklar ve İnançlar Komisyonumuzun açıklaması:
Kadir Has Üniversitesi’nde ibadet için tahsis edilen mekân ile ilgili tartışmalarda bir akademisyenin hedef gösterilip linç edilmeye çalışılmasını kabul edilemez buluyoruz.
İslam dini, her şeyden önce hoşgörüyü ve güzel ahlakı vaaz eder. Bu nedenle, ibadet edenlerin çevresini rahatsız eden bir tutum içinde olmaları, saygıyı ve inançların eşitliği ilkesini ortadan kaldırır. İlmi, aydınlanmayı ve bilimi ve bilim insanını her zaman en büyük “mürşit” olarak gören İslam inancına rağmen bir bilim insanına yönelik bu saldırgan tutum her şeyden önce ibadet edenin kendi ilkeleri ile uyumsuzluğu anlamına gelmektedir.
Yaşam tarzını özensiz bir şekilde çevresine dayatmak, bu iktidarın dinsel olan her ne varsa araçsallaştırmasının ve baskı aygıtı olarak kullanmasının bir sonucudur. Biliyoruz ki toplumsal ve kamusal alanlarda mahalle baskısı marifetiyle taraftar toplamak, “kendinden olmayan” üzerinde örtük ya da açık iktidar kurma çabası, iktidarın yıllardır kullandığı hegemonya araçlarından biridir, zorbalıktır. Bunun kendisi, iktidarın artık oldukça tanıdık olan bu yaklaşımını, bir ilim insanının mescide karşıymış gibi gösterilmesi için kullanışlı bir araca dönüştürülmesinden başka bir şey değildir. Sosyal medya paylaşımının ardından dolaşıma sokulan cinsiyetçi ve kadınları aşağılayan ifadeler de yine bu iktidarın kadın düşmanı politikalarının ve yaşam tarzlarının çoğulluğuna düşmanlığının benzer bir yansımasıdır.
Tüm toplumu ve üniversite bileşenlerini ilim insanlarına gerekli saygıyı göstermeye davet ediyoruz. İktidarın dini ve değerleri baskı ve sermaye aracı olarak kullanmasını bir kez daha reddediyoruz.
26 Aralık 2023