İradeye Saygı Yürüyüşçüleri Ankara’da: Birleşik mücadelemizi daha da güçlendireceğiz

Marmara ve Ege'den iki koldan başlayıp Ankara, Adana, Batman, Diyarbakır ve Van güzergahı üzerinden Hakkari'de sonlanacak olan “İradeye Saygı Yürüyüşü” bugün başladı. 

İstanbul'da aralarında milletvekillerimiz Çiçek Otlu, Cengiz Çiçek ve Ali Bozan’ın bulunduğu çok sayıda kişi, Kadıköy İlçe Örgütü önünde bir araya geldi. Burada konuşan Otlu, "Kürtler ve Türkiye’deki halklar, emekçiler, sol hareketler olarak hiçbir şekilde AKP faşist rejiminin baskılarına ve kayyım atamalarına boyun eğmeyeceğimizi Van’daki büyük halk direnişiyle gösterdik. Kayyım atamasından sonra "Hakkari için İstanbul ayakta" şiarıyla başlattığımız Adalet Nöbeti her gün büyüyerek sürmekte. İstanbul’dan Amed’e, Amed’den İzmir’e, İzmir’den Samsun’a ve Şırnak’a kadar bütün halklar birleşerek, AKP rejiminin kayyım gaspına karşı mücadeleyi büyütüyoruz" dedi. 

Ege Bölgesi’ndeki yürüyüşçüler ise, İzmir'de buluştu. Yürüyüşçüler arasında İzmir milletvekilimiz Burcugül Çubuk ile il yöneticilerimiz yer aldı. DBP Ege Bölge Temsilciliği önünde bir araya gelen grup, yürüyüş öncesi açıklama yaptı. İzmir İl Eşbaşkanımız Mehmet Kuruş, "Özgürlük, demokrasi ve barışın tesis edilmesi için yoğun bir mücadele sürecinin başlatılması gerekiyor. Türkiye ve Kürdistan'ın her tarafından gerçekleştirilecek olan bu yürüyüş, darbelerin bertaraf edilmesini ve halkın iradesine saygı duyulmasını amaçlamaktadır” dedi. 

Atanmışın seçilmiş üzerindeki vesayatine son verinceye kadar mücadelemiz sürecek

Yürüyüşçüler, daha sonra Ankara’ya vardı ve Kurtuluş Parkı’nda Ankara İl Örgütümüz tarafından karşılandı. Kitle ile birleşen yürüyüşçüler, Sakarya Caddesi üzerinde açıklama yaptı. Ankara İl Örgütü adına açıklama yapan Nebahat Çalpan, şunları söyledi;

Merhabalar, bugün İstanbul ve İzmir başta olmak üzere Türkiye metropolleri ve birçok ilden, Hakkari’deki irade gaspına karşı başlatılan büyük yürüyüşün Ankara durağına hoş geldiniz. Hûn bi xêr hatin li ser çavan li ser seran hatin. Ankara ve İç Anadolu’dan katılımlarla bu yolculuk, önce Adana’ya, ardından Batman ve Van’a kadar devam edecek. 3 Temmuz’da tüm yürüyüş kollarıyla Van’dan Hakkari’ye fiziken yürüyüş başlatılacaktır. Bu OHAL artığı yasayla sözüm ona kanuni hale getirilen irade hırsızlığına boyun eğmeyeceğiz. OHAL artığı bu yasa iptal edilinceye kadar, atanmışın seçilmiş üzerindeki vesayatine son verinceye kadar, belediyemizi tekrar halkımıza teslim edinceye kadar mücadelemiz sürecektir. 

Belediyeleri darbe yöntemleriyle ele geçirmeye çalışıyorlar

Kayyımlarla devreye sokulan saldırı, aslında eşitlik ve özgürlük isteyen herkese, her kesime dönüktür. 12 Eylül darbe anayasasını bile rafa kaldıran iktidar bloğu, “Yeni Anayasa”, “yumuşama” adı altında toplumsal tepkiyi kontrol altına almaya çalışırken, üçüncü kayyım dönemiyle Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını tümden ortadan kaldıran bir “Kürt normali” yaratmak istiyor. Milliyetçiliği körükleyerek toplumu kutuplaştırmaya çalışıyor. DEM Parti’nin kazandığı belediyeleri darbe yöntemleriyle ele geçirmeye çalışıyorlar. Lafı uzatmadan hemen en başta söyleyelim, halklarımıza barışı, dirliği ve huzuru çok gören, ekonomik yıkımı daha da ağırlaştıran bu siyaset, sizi bir yere götürmez. Götüreceği yer felakettir. Hali hazırda sonuçları ağır olan bölgesel savaşlara, soykırıma varan büyük katliamlara tanıklık ediyoruz. 

Viyan Tekçe’nin başkanlığını kabul edin

Gelin yol yakınken, henüz büyük felakete gideceği açık olan bu çevresel yangın buralara sıçramamışken savaş ve ranttan medet uman, baskı ve zorbalıkla sonuç alınabileceğini var sayan bu yıkım siyasetinden vazgeçin. Tecriti durdurun, diyalog ve müzakere kapılarını açın, halk iradesine ipotek koymayın, Hakkari Belediye Meclisinin, uydurma gerekçelerle bir çırpıda mahkum ettiğiniz Mehmet Sıddık Akış’ın yerine başkan olarak atadığı Viyan Tekçe’nin başkanlığını kabul edin. Savaştan ve ranttan tasarruf edin, edin ki ekonomi politikalarınızla yoksulluk ve işsizlik içinde kıvranan halklarımız derin bir nefes alsın.

Birleşik mücadelemizi daha da güçlendireceğiz 

Evet Hakkari halkı belediye başkanını seçemiyorsa, Ankara’nın, Adana’nın, İzmir’in, İstanbul’un seçebiliyor olmasının bir anlamı yoktur. Mevcut Anayasa ve yasalara göre, pek çok yanı tartışmalı ama bağlı olduğunuz idari hukuka göre de yasadışı olan bu saldırılara karşı toplumun tüm kesimleri ayağa kalkmalıdır. Kürt halkının hak mücadelesi her dönem saldırı altında olmuştur. Bu saldırı geçmişte Şark Islahat Planı, Umumi Müfettişlikler, OHAL Valilikleri idi. Bugün ise kayyımdır. AKP-MHP iktidarı, 8 yıldır Kürt halkının iradesini gasp etmek için kayyım uygulamasına başvuruyor.

Şundan eminiz, kayyımlar gidecek biz kalacağız. Dün Van’da halkımızın iradesi ve ortak mücadeleyle geri püskürtülen kayyım saldırısını, bugün de Hakkari’de geri püskürteceğiz. Sömürüye, baskıya, zorbalığa, kayyum darbesine karşı oluşturduğumuz birleşik mücadeleyi daha da güçlendirerek kayyım politikalarına, halklarımıza ve haklarımıza yönelen iktidar saldırılarına gereken yanıtı vereceğiz. Bijî berxwedana Colemêrgê!

Li dijî faşîzmê berxwedanek hebe, faşîzm teqez têk diçe

Parlamenterê me yê Wanê Mahmut Dindar, wiha got: "Çapemeniya azad, rêhevalên hêja, hevalên aştîxwaz ji bo hatina we, ji bo piştgiriya we ez jidilûcan we silav dikim. Hûn dizanin ku me di Adarê de hilbijartinek pêk anî. Di wê hilbijartinê de li Kurdistanê desthilata faşîst a AKP-MHPê derbeyeke mezin û giran xwar. Du serdem qeyûm avêtibûn ser şaredariyên me. Û vê serdemê jî ji ber ku darbeyeke giran xwarin wan tehemûl nekirin û em dizanin ku zora wan çû, bi waliyên xwe re, bi qeymeqamên xwe re, bi hemû saziyên xwe re çi kirin jî gelê Kurd li pişt partiya xwe sekinî û partiya xwe li Kurdistanê bi ser xist. Ji ber vê jî desthilata faşîst a AKP-MHPê ev sê serdem in qeyûm diavêje ser îradeya gelê Kurd û dibêje "ez îradeya we nas nakim, ez we nas nakim, hûn bi ser bikevin jî em ê qebûl nekin, hûn nikarin xwe bi rê ve bibin". Em jî dibêjin heke demokrasî hebe, heke mafên mirovan hebe çima hûn tehemûlî hilbijartinê nakin? Çima hûn qeyûman diavêjin ser bajarên Kurdistanê? Em dizanin ku qeyûman tevahiya bajarên Kurdistanê talan kirine, qeyûm dizî ye, qeyûm zilm e, qeyûm bêehlaqî ye. Em vî tiştî qebûl nakin! Ji bo vê yekê jî dema ku qeyûm avêtin ser bajarê Wanê tevahiya gelê me rabû ser piyan. Dema ku li dijî faşîzmê berxwedanek hebe, faşîzm teqez têk diçe. Ji bo vê yekê me duh li Stenbolê bi deh hezar însanan re, bi tifaqên xwe re, bi aştîxwazan re dengê xwe bilind kir. Îro jî me dest bi meşa xwe kiriye û em hatin Enqereyê. Em li vir jî dibêjin; em ê tev bi hev re, bi însanên aştîxwaz re, bi parêzvanên mafên mirovan re rê nedin qeyûman. Ew ê ku dibêje ez îradeya gelê Kurd nas nakim, em ji vir bersivê didin, dengê xwe bilind dikin, em dibêjin; heta ew qeyûm neçin, heta hûn qeyûmên xwe paşde venegerînin em ê li kolanên Tirkiyeyê û yên Kurdistanê li ber xwe bidin, em qeyûman qebûl nakin. Em ê niha meşa xwe bidomînin. Em ê li kolanan bin, em ê li taxan bin, heta bêhiqûqî ji holê rabe em ê li ber xwe bidin. Serkeftin ya gelê Kurd e. Serkeftin ya berxwedêran e. 

Kürdistan'da AKP-MHP iktidarı büyük bir darbe yedi ve buna tahammül edemiyorlar. 31 Mart seçimlerinde binbir türlü hile, yalan, oyun yaptılar ama yine de seçimi alamadılar ve kaybettiler, büyük darbe yediler. Şimdi ise kayyım siyasetiyle diyorlar ki iradenizi tanımıyoruz. Kayyımlar Kürdistan coğrafyasını talan etti, kayyım gasptır, hırsızlıktır ve biz bunu kabul etmiyoruz. Wan’a kayyım atamaya kalkıştıklarından halklarımız dört bir yandan buna karşı çıktı ve sesini yükseltti. Bugün de buna karşı sesimizi yükseltiyoruz ve Ankara’dayız. Bugün adaleti, hakkı, eşitliği savunanlar olarak kayyımlara geçit vermeyeceğiz. Bu kayyımları kabul etmiyoruz ve bu hukuksuzluk geri çekilene kadar yürüyüşümüze devam edeceğiz."

Yürüyüşçüler, 3 Temmuz'da Van'da olacak, Van'dan sonra güzergahın tümü yürünerek 8 Temmuz'da Hakkari'ye varılacak.

30 Haziran 2024