Kayyım gaspına karşı başlattığımız “İradeye Saygı Yürüyüşü” 9’uncu gününde sona erdi. Hakkari merkeze varan yürüyüşçüler burada halk tarafından coşkuyla karşılandı. Yürüyüşe Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, HDP Eş Genel Başkanı Cahit Kırkazak ile milletvekillerimiz, MYK ve PM üyelerimiz ve STK temsilcileri katıldı.
Hatimoğulları ve Bayındır yürüyüş sonunda yapılan açıklamada şunları söyledi:
Hatimoğulları: İrade demokraside halktır ama diktatörlükte saraydır
Değerli Hakkari halkı, yürüyüşümüze emek veren kurum temsilcileri, bileşenlerimiz, ittifak güçlerimiz; İradeye Saygı Yürüyüşümüzde verdiğiniz emekten dolayı partim adına hepinize teşekkür ediyorum. Heyetimiz dokuz gündür yollarda. İstanbul’dan, Tekirdağ’dan, İzmir’den, Ankara’dan, Çukurova’dan; Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanından insanlar yollara düştüler ve kent kent dolaşarak buraya geldiler. Van’dan buraya kadar da yürüyüşü kesintisiz bir şekilde gerçekleştirmiş olduk. Bu 9 günlük yürüyüşte bir talebimiz vardı: İradeye saygı. İrade nedir? İrade demokraside halk demektir ama diktatörlükte saray demektir, tek adam demektir. İrade nedir? Demokrasidir, adalettir. Ama otoriter faşist rejimlerde irade kolluk kuvvetidir, kayyımdır, seçilmişin yerine atanmışı getirmektir. Bizler iradeye saygı diyoruz. Türkiye'de eğer seçme ve seçilme hakkı erken dönemde yasalaşmışsa bu halkın iradesinin, sandıktan çıkan doğrudan iradesinin tanınması gerekir.
Yapılması gereken Belediye Eş Başkanımız Viyan Tekçe’nin resmi atamasının gerçekleşmesidir
Erdoğan bu son seçimlerde “Sandıktan çıkana saygı duyacağız” demişti ama sandıktan çıkana Hakkari’de saygı duymadı. Mehmet Sıddık arkadaşımız haksız ve hukuksuz şekilde 19 küsur yıl cezaya çarptırıldı. Daha Mehmet Sıddık arkadaşımız hakkında karar verilmeden, arkamızda gördüğünüz valilik makamında durması gereken şahıs İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım olarak belediyeye atandı. Yani seçilmişin yerine atandı. Daha arkadaşımız hakkında bir karar verilmemişti bu atama gerçekleştiğinde. Yani apaçık haksızlık yapılmıştır, apaçık kanun çiğnenmiştir. Bakın Manisa Kula Belediye Başkanı tutuklandı ve yerine Belediye Meclisi belediye başkanını seçiyor. Biz Hakkari’de ne yaptık? Belediye Meclisimiz toplandı, Viyan Tekçe eş başkanımızı başkanvekili olarak seçti. Şu anda yapılması gereken Belediye Eş Başkanımız Viyan Tekçe’nin resmi atamasının gerçekleşmesidir ama bunu yapmıyorlar.
Seçilmişin yerine atanmışı getiremezsiniz
Bu 9 günlük yürüyüş boyunca da buraya kayyım atandığı andan itibaren de hem Hakkari’de hem Türkiye’de hem Kürdistan’ın dört bir yanında alanlardaydık, meydanlardaydık. Nüfus olarak, ekonomi olarak Türkiye’nin çeyreği olan İstanbul’da bütün demokrasi güçleriyle beraber belediyelerimize sahip çıkma nöbeti nöbetimiz devam ediyor. Buradan, Hakkari’den İstanbul ve diğer kentlerde devam eden nöbetleri alkış ve zılgıtlarımızla selamlıyoruz.
9 günlük yürüyüş boyunca bazı arkadaşlarımızın ayakları su topladı, bazı arkadaşlarımızın çeşitli hastalıkları vardı, bazı arkadaşlarımızın yaşı ilerlemişti ama asfaltı eriten sıcaklarda insanlar yürümekten geri durmadı. Bütün bunlara karşı insanlar yürüdüyse, Saray’daki de şu arkamızdaki binada bulunması gereken vali yani atanmış kayyım da halkın iradesini ve kararlılığını, kararlılığımızı görmek durumunda. Hakkari’ye kayyım atandığı günden bugüne meydanları terk etmediğimizi, irademize sahip çıktığımızı görmek durumundalar. Burada taleplerimizi bir kere daha özetliyoruz: Seçilmişin yerine atanmışı getiremezsiniz. Seçilmişin nasıl seçildiği, görevden nasıl alınacağı, nasıl yargılanacağı, görevden alınırsa şayet yerine kimin nasıl seçileceği Anayasa’da tek tek yazılmıştır.
Kayyım geri çekilsin, Viyan Tekçe başkanvekili olarak atansın
Kürt halkının iradesini çiğneyerek, Hakkari halkının iradesini çiğneyerek şu an bu iktidarın yaptığı aynı zamanda Anayasa’yı da çiğnemektir. Anayasa uygulanmalıdır, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler uygulanmalıdır. Yerel Yönetimler Özerklik Şartına bağlı olan Türkiye buna uygun davranmalıdır. Venedik Protokolüne uygun davranmalıdır. Bugün atanmış olan bu kayyımlar sadece Türkiye’deki yasalara göre suç değil, aynı zamanda tarafı olduğumuz Avrupa sözleşmelerine de aykırıdır, kanuni değildir. Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Nasırlı ayaklarımızla, su toplayan ayaklarımızla, yürüyüş kolu olarak güneşten yanan tenimizle irademize sahip çıkıyoruz. Kayyım derhal geri çekilsin, Viyan Tekçe derhal başkanvekili olarak atansın. Türkiye’deki bütün demokrasi güçleriyle, haktan ve adaletten yana olan bütün kesimlerle birlikte irademize saygısızlık yapanlara karşı eylem ve etkinliklerimiz devam edecek.
Meydanlardan yükselen halkın iradesine herkesi saygı duymaya davet ediyoruz
Kayyıma karşı Türkiye’nin her yerinden tepkiler yükseldi. Çünkü bu sorun sadece Kürt’ün sorunu değil, bu sorun sadece Hakkari’nin sorunu değil, sadece Dem Parti’nin sorunu değil. Kayyım atanması demek, demokrasinin asgari koşulu olan seçme ve seçilme hakkımızın elimizden alınması demektir. Bu demektir ki İstanbul Belediyesi de güvende değil, İzmir Belediyesi de güvende değil. Ters düşerse şayet Konya Belediyesi de güvende değil. Bu alanlardan, bu meydanlardan yükselen halkın iradesine herkesi ama herkesi saygı duymaya davet ediyoruz. Yürüyüşümüzü bugün burada bu basın açıklamasıyla sonlandırıyoruz ama nöbetlerimiz devam edecek. Türkiye’nin dört bir yanında “İradeye Saygı” eylem ve etkinliklerimiz dost kurumlarımızla, demokrasiden yana olanlarla, insan haklarından yana olanlarla, seçme ve seçilme hakkına saygı duyan kesimlerle devam edecek. Serkeftin, serkeftin, serkeftin.
Bayindir: Ji bo em parastina îradeya xwe bikin em têdikoşin û li ber xwe didin
Keskin Bayindir jî wiha axivî: Çapemeniya hêja, gelê me yê Colemêrgê, rêhavelên ku bi îradeyeke xurt bi rojan e em bi hev re dimeşin, ji bo xwedîderketina îradeya gelê Kurd. Ji bo sekna we em minetdarî we ne, hûn bixêr hatin li ser seran ser çavan hatin. Ji 2yê Hezîranê heta niha gerek li Colemêrgê gerek li Kurdistanê û Tirkiyeyê em li dijî desteserkirina îradeya gelê Kurd, ji bo em mafê xwe biparêzin, ji bo em parastina îradeya xwe bikin em têdikoşin û li ber xwe didin. Em helwesta xwe li hemberî van zaliman nîşan didin. Digotin belkî du sê rojan li ber xwe bidin, çalakiyan bikin dûre weke rojane jiyana xwe berdewam bikin. Lê bila baş bizanin; em ê dîsa li qada Colemêrgê ji gelê xwe re parve bikin. Ji hemû gelê xwe yê Kurdistanê re, ji hemû meşvanan re, em dibêjin bila ev çiya şahidê me bin. Bila dayikên dilêş û dilşewat şahidê me bin, bila gelê Colemêrgê yê berxwedêr şahidê me bin; heya em encam negirin em ranawestin.
Heta em encam negirin em ê vê têkoşînê, vê berxwedanê berdewam bikin
Ji ber ku em xwedî li îradeya xwe vîna xwe derdikevin. Em xwedî li demokrasiyê, aştiyê û wekheviyê derdikevin. Lewma em dibêjin em mafdar in. Heya em vê mafê xwe bi dest nexin em ê vê berxwedana xwe, vê têkoşîna xwe berdewam bikin. Em li qada Colemêrgê piştê dawiya vê meşê em dibêjin îro ev meş li vê derê bi dawî dibe lê berxwedan bilind dibe, têkoşîn bilind dibe. Bila her kes vêya baş bizanibe. Em li vê derê bangewazî li van zaliman, li van bêbextan jî dikin. Em we dawetî qanûnan dikin ku we nivîsandiye. Makezagona ku we nivîsandiye binpê nekin. Îradeya gelê Kurd, îradeya gelan desteser nekin. Bizanin ku, dayikên heştê salî, kalemêrên heftê salî heştê salî hûn ê di hêrsa wan de bifetisin. Ji ber vê yekê tu kes nikare pêşî li ber vê îradeyê bigire. Heta em encam bigirin em ê vê berxwedanê berdewam bikin. Mala we ava be. Spas dikim.
8 Temmuz 2024