Kadın Meclisimiz Suruç’ta: Onurlu bir barış için Rojava’yı savunmaya devam edeceğiz

Kadın Meclisimiz, Rojava'ya yönelik saldırılara ilişkin Suruç’ta açıklama yaptı. Burada konuşan Kadın Meclisi Sözcümüz Halide Türkoğlu, şunları söyledi:

Hepinizi DEM Parti Kadın Meclisi adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün TJA üyeleriyle birlikte DEM Parti Kadın Meclisi öncülüğünde nöbetimizi tutmaya başlayacağız. 27 Kasım’da Baas rejiminin çökmesinden bu yana çeteler eliyle Rojava'ya saldırılar söz konusu. Elbette Rojava'ya saldırı ilk kez olmuyor. Biz daha önce de yine buralardaydık, yine nöbetlerdeydik. IŞİD eliyle Kobanî’ye yapılan saldırılara karşı Kürt halkı, kadınlar, sosyalistler ve devrimciler olarak burada Kobanî’yi savunmaya çalıştık. Halklar Suruç’tan Kobanî’ye köprü oldu. Bugün de Rojava’yı savunmak bizim temel görevimizdir. Çünkü Rojava’yı savunmak, özgürlük, eşitlik ve demokrasi için bugüne kadar ettiğimiz mücadelenin ve ödediğimiz bedellerin gereğidir. Unutmuyoruz, hatırlıyoruz, anıyoruz. 33 Düş Yolcusunun Suruç’ta IŞİD eliyle nasıl katledildiğini çok iyi hatırlıyoruz. Onları saygı ve minnetle anıyoruz.

Rojava dünya halklarına model olmaya devam edecek

Dün Kobanî’ye yönelik saldırılarda IŞİD’e destek veren zihniyet, bugün de SMO eliyle Kobanî’ye, Rojava’ya, Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılar gerçekleştirmektedir. Rojava’da yükselen adalet, eşitlik, demokrasi ve barış mücadelesi bizim tarafımızdan da dünyaya ses olsun istiyoruz. Bu, bedel ödenerek bugüne gelmiş bir mücadeledir. 2014 yılından bu yana Rojava’da oluşturulan model, dünya halklarına ve kadınlara umut olmuştur. Ortadoğu karanlığında özgür ve eşit yaşamın modeli Rojava'da inşa edilmeye devam edecektir. Bizler bunu çok iyi biliyoruz. Ortadoğu halklarının barış umudu, halkların birlikte yaşamasından ve yönetmesinden geçmektedir. İnkar edilen halklar, kadınlar bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa ettikleri yeni yaşamla başka bir yaşamın mümkün olduğunu bütün dünyaya gösteriyor. O yönüyle bütün dünya aynı zamanda Suriye’de yaşanan gelişmelere bakıyor. Orada nasıl bir yönetim olacak? Suriye demokratik bir rejim üzerinden mi inşa edilecek, yoksa yüz yıllık inkarın devamı olan ulus devlet aklının faşist anlayışıyla mı?

Bütün halklara sesleniyoruz: Gelin, hep birlikte Rojava'yı savunalım

Milliyetçilikle, mezhepçilikle, cinsiyetçilikle soykırımlar yaşandı. Bugün buna karşı mücadele eden Rojava halkı aslında Ortadoğu'da barışın da garantisidir. O nedenle, onurlu barış mücadelesi veren bütün halklara sesleniyoruz: Gelin, hep birlikte Rojava'yı savunalım, Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları kabul etmeyelim, meşru görmeyelim. 

Evet, biz meşru görmüyoruz. Türkiye’nin destek verdiği SMO paramiliter güçlerin yapmış olduğu saldırıları kabul etmiyoruz. İHA ve SİHA’larla sivillere yönelik yapılan saldırıları kabul etmiyoruz. Tişrin Barajına yönelik saldırı, aynı zamanda orada yaşayan halkların enerji ve su kaynaklarına yönelik bir saldırır ki bu zaten insanlık suçudur. Bu saldırıyı kabul etmek mümkün değildir. Bizler Rojava Kadın Devrimini savunmaya devam edeceğiz. Kuzey ve Doğu Suriye'de oluşturulan özerk yönetimin Ortadoğu'da barışın, umudun, özgürlüğün ve eşitliğin büyümesinde aldığı rolün çok iyi farkındayız. O yüzden bu topraklardaki bütün ulus devletlere sesleniyoruz: Sizler de bu örnek alınacak modeli hayata geçirmelisiniz. Herkesin artık kendi halklarıyla barışması gerekiyor. Bütün devletlerin, kadın özgürlük ve eşitlik mücadelesini tanıması gerekiyor. Tanımadığınız her gün, katliamlar ve kadına yönelik şiddet artıyor. 

Onurlu bir barış için Rojava’yı savunmaya devam edeceğiz

Eğer bugün Ortadoğu coğrafyasında IŞİD zihniyeti kendini besliyorsa, bilin ki bu milliyetçi, cinsiyetçi ve inkarcı zihniyetten bağımsız gelişmiyor. Ama bugün bu topraklarda onurlu bir barış olacaksa ve bu onurlu barış, eşitlik ve özgürlük temelinde olacaksa; her inancın, kimliğin, milletin ve insanın haklarının tanınması gerekir. Biz de bu temelde Rojava’yı savunmaya devam edeceğiz. Bu mücadelemizi yükseltmektir önemli olan. Her gün barış umudunu, eşitlik ve özgürlük umudunu büyütmemizi sağlayan bu mücadeledir. Bugün bu model Rojava'da yeşerdi, büyüdü, koskocaman bir ağaç oldu ve halkların umudu haline geldi. Bu ağacı asla yok edemezler. Kökleri derinleşti, mayası tuttu. Bu fikriyat, Ortadoğu’dan tüm dünyaya yayılan yeni yaşam modeli haline geldi. Biz bu yeni yaşamı savunacağız, savunmaya devam edeceğiz. Jin Jiyan Azadî felsefemizin ruhuyla, Rojava’nın büyütmüş olduğu kadın özgürlükçü eşit yaşamı, halkların eşit ve özgürlük yaşamını dünyaya sunuyoruz. Tüm dünyaya sesleniyoruz: Gelin, kapitalist ve emperyalist güçlerin sunduğu soykırımcı ve inkarcı rejimler bu yüzyılda son bulsun. 21. yüzyıl kadınların yüzyılı olsun, halkları yüzyılı olsun; bütün farklı inanç ve kimliklerin bir arada yaşayabileceği bir yüzyıl olsun.

18 Ocak 2025