AKP-MHP’nin her seçim yenilgisinden sonra devreye koyduğu polis ve devlet zoruyla halk iradesini gasp etme girişimi sürüyor. Daha önce Van’da denenen ama tutmayan kayyım girişiminin ardından dün de Hakkari Belediyesi Eş Başkanımızı gözaltına alınarak belediyeye kayyım atandı. Karara karşı Türkiye’nin dört bir tarafından tepkiler yükseldi. Halkımız ve demokrasiyi savunan herkes kayyıma karşı demokrasi nöbetine başladı. Kayyım atanmasıyla birlikte sokağa çıkan ve dayanışma gösterenlerin yanı sıra pek çok çevre de tepkilerini yazılı açıklamalar ve sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla gösteriyor.
Gelen tepkilerin bazıları şöyle (içerik güncellenmeye devam ediyor):
Demokratik kurumlardan ortak açıklama: Hakkari halkının iradesi hepimizin iradesidir
Asılsız ithamlarla siyasallaşmış yargı devreye sokularak, anayasal hak ve güvenceler göz ardı edilerek, halk iradesi yok sayılarak, seçilmiş yöneticilerin salt iktidar istedi diye görevden alınması, iktidarın söylediklerinin tam tersine despotik ve çatışmacı politikalarda ısrar edeceğini gösteriyor.
İktidarın yerel seçimlerde ekmek ve adalet talebi etrafında ortaklaşmış muhalefeti parçalamak ve etkisizleştirmek amacıyla yumuşama ve normalleşme söylemleri arkasında attığı anti demokratik hukuksuz adımlara karşı demokrasiden yana tüm muhalefeti, bütün toplumsal kesimleri bu irade gaspına karşı açık ve net bir tutum almaya çağırıyoruz.
Anayasaya göre, bütün yurttaşların eşit sahip olduğu, dokunulmaz bir hak olan seçme hakkına saygının gereğinin yapılmasını ve Hakkari’ye atanan kayyımın derhal geri çekilmesini istiyoruz.
İmzacılar: Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği ( ADAM-DER), Bakırköy Kent Savunması , Barış Vakfı, Demokrasi İçin Birlik, Demokratik Alevi Dernekleri Federasyonu ( DAD), Doğu-Güneydoğu Dernekleri ( DGD) Platformu, Hak ve Adalet Platformu, Ortak Yaşam Ağı, Yurttaş Girişimi, 2017 Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, 78’liler Girişimi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel: Demokrasi ve halk iradesinin yanındayız
Hakkari Belediyesi'ne sabah saatlerinde bir operasyon yapılarak, Belediye Başkanının gözaltına alınmasını ve 10 yıl önce başlamış ve halen süren bir davası gerekçe gösterilerek kayyım atanmış olmasını reddediyoruz. Yaşananlar, henüz 2 ay önce tecelli etmiş Hakkari halkının iradesini yok saymaktır. Kayyım görevlendirmesi geri çekilmelidir. Demokrasinin ve halk iradesinin yanında, kayyım anlayışının karşısındayız!
EMEP: Kayyım halklar nezdinde hükümsüzdür
Tek adam iktidarı, sandıkta kaybettiği kentlerde, sahip olduğu devlet imkanlarını hukuksuzca kullanarak irade gaspı yoluna gitme tutumunu Van’da hayata geçirmeye başaramayınca, bu kez Hakkâri Belediyesi’ne kayyım atama yoluna gitti.
Önce tek başına iktidar olma gücünü, ardından da birinci parti konumunu yitiren tek adam tek partinin kayyım kararı sadece Hakkâri halkının değil, tüm Türkiye halklarının iradesine yönelik bir saldırıdır.
‘Normalleşme’, ‘yumuşama’ adı altındaki politikalardan Hakkâri halkının, Kürt halkının payına düşen, hukuksuzluk, polis kuşatması ve irade gaspıdır.
Kendi iktidarını pekiştirmek için birçok kez değiştirdiği Anayasayı kendisi ihlal eden iktidar, tüm bunlara rağmen ‘yeni anayasa’ için destek isteyebilecek kadar da aymazdır. Darbecilerle yarışan uygulamalara imza atan AKP iktidarının Hakkâri’de atadığı kayyım halklar nezdinde hükümsüzdür.
Türkiye İşçi Partisi: Kayyım zihniyetinin karşısındayız
31 Mart’ta DEM Parti’den seçilen Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış gözaltına alındı, yerine Hakkari Valisi Ali Çelik kayyım olarak atandı. Her fırsatta hukuku katleden ve halk iradesini gasp eden AKP iktidarıyla mücadeleyi yükselteceğiz. Kayyım zihniyetinin karşısındayız. DEM Parti ile dayanışma duygularımızı paylaşıyoruz.
Sol Parti: Kürt halkıyla dayanışma içinde olacağız
Hakkari Belediyesi'ne kayyım atanması kabul edilemez. Kürt halkının seçme seçilme hakkını dahi yok sayan bu girişim karşısında dayanışma içinde mücadele edeceğiz.
Halkevleri: Halkın iradesi gasp edilemez
Bu sabah Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış Van'da gözaltına alındı, belediye polis tarafından basıldı. Halkın iradesinin kayyımlarla gasp edilemeyeceğini halk 31 Mart yerel seçimlerinde bir kez daha gösterdi.
Halkın iradesine rağmen kayyım politikalarının devamı sadece Hakkari'ye değil bütün Türkiye halkının iradesine yönelik bir tehdittir. Kayyım siyasetine, faşizme karşı mücadeleyi büyüteceğiz.
Türkiye Barolar Birliği: Demokrasinin temelli seçme ve seçilme hakkına saygıdır
31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerinde Hakkâri Belediye Başkanı seçilen Mehmet Sıddık Akış, yürütülen bir soruşturma kapsamında 3 Haziran 2024 tarihinde gözaltına alınmış, aynı zamanda İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılarak yerine Hakkâri Valisi, Hakkâri Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilmiştir.
Söz konusu kovuşturma devam etmekteyken, hemen hemen aynı suçlamaları içerdiği anlaşılan yeni soruşturma açılması ve henüz detayları tam olarak bilinmeyen bu soruşturmaya dayalı olarak masumiyet karinesi göz ardı edilerek bir ilin belediye başkanının görevden alınması, demokrasinin temeli olan seçme ve seçilme hakkına ölçüsüz bir müdahale anlamına gelmektedir.
Her ne kadar 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45 ve 46’ıncı maddeleri İçişleri Bakanı’na, Belediye Başkanının görevden uzaklaştırılması kararı verebilmesine imkân tanısa da Kanun’un yalnızca ‘görevlendirilecek kişinin belediye başkanı seçilme yeterliğine sahip olması’ koşulunu aradığı göz ardı edilmemelidir. Yasal düzenleme uyarınca; Belediye Meclisince, kendi üyeleri arasında yapılacak oylama ile yeni başkan ataması beklenilmeden bakanlık tasarrufu ile Vali’nin atanmış olması, takdir yetkisinin, seçmenin iradesi gözetilmeden kullanıldığının da bir göstergesidir.
Yetki ve usulde paralellik ilkesi gereği, İçişleri Bakanlığı verdiği karardan derhal vazgeçerek belediye başkanını görevine iade etmeli; Belediye Kanunu’na 2016 yılında eklenen düzenleme değiştirilmeli, yargı kararı olmaksızın seçme ve seçilme hakkına müdahale anlamına gelecek uygulamalardan uzak durulmalıdır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu:
Öncelikle kayyım sürecinde bu tür ortamların olgunlaşmasında ya da oluşmasındaki yöntem ve metotlar, insanların demokrasiye olan inancını kırıyor. Bu tür görevden almalar olsa dahi, kanun gereği orada bir Meclis var ve o Meclis, başkan vekilini seçer ve yoluna yürür. Ama insanların özellikle güvenini ve inancını kıran şey, bir; kayyım atama süreci, iki; bu süreçten sonra Meclis’in de yok sayılması süreci. Ve bu konunun gerçekten yerel demokrasiyi çok yaraladığını, insanların oy kullanırken nasıl ona sahip çıktığını bilen birisi olarak, demokrasiyle olan bağını kopardığını düşünüyorum. Bu yönde karar alıcıların yargıyı, hukuku uygulayan insanların çok hassas olmalarını diliyorum. Yargı sürecini de yakından takip ediyorum. Sürece göre, tekrar kamuoyuna mutlak fikirlerimi de paylaşacağım. Üzüntü verici. Her koşulda kayyım meselesi, bu milletin zihninden uzaklaşmalı. Hukukun ve kanunun en doğru şekliyle uygulanmasını diliyorum.
Kürt Yayınevleri Birliği: Halkın iradesini, hukuku ve adaleti ihlal eden bu yanlış tutumu kabul etmiyoruz
31 Mart yerel seçimlerinde Hakkari, Mehmet Sıddık Akış ve Viyan Tekçe’yi eş başkanları olarak seçmişlerdir. 3 Haziran 2024 tarihinde Sayın Mehmet Sıddık Akış hakkında açılan bir soruşturma gerekçe gösterilerek Hakkari Belediyesi’ne kentin valisi kayyım olarak atanmıştır.
Bizler Kürt Yayınevleri Birliği olarak halkın iradesini, hukuku ve adaleti ihlal eden bu yanlış tutumu kabul etmiyoruz. Devletin bu yanlış karardan bir an önce dönmesi gerektiğini belirtiyor, Hakkarililerin irade verip seçtikleri Sayın Mehmet Sıddık Akış ve Viyan Tekçe eş başkanların görevlerine devam etmeleri gerektiğinin altını çiziyoruz. Halkın iradesi her şeyin üstündedir.
Kati Piri: Halk iradesini hiçe saymak demokrasi değil
Erdoğan, partisine oy verdiğiniz sürece demokrasinin gayet iyi olduğuna inanıyor. Hakkari halkı iki ay önce Kürt belediye başkanı Mehmet Sıddık Akış'ı seçti. Onu tutuklayıp yerine bir kayyım atamak demokrasi değildir.
AB Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor: Halkın iradesi hiçe sayılıyor
Bu durum halkın iradesini hiçe saymak ile eş değerdir. Türkiye hükümeti, ekonomik ve kalkınmayı canlandırma umudunu yok etmenin en hızlı yollarına başvuruyor.
Esquerra International (Katalonya’nın önde gelen sol partisi)
Türk hükümeti, bu sefer Hakkari şehrinde DEM'in belediye başkanını tutuklayarak bir kez daha seçim sonucuna müdahale ediyor. Akış’ın göz altına alınmasını ve Erdoğan rejiminin demokratik sistem ve çoğulculuğa karşı olan eylemlerini kınıyoruz.
BastA! (İsviçre’den sol ekolojik parti): Bu sabah Türkiye'de Hakkari ilinin seçilmiş Eş Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış göz altına alındı. AKP-MHP hükümeti kayyım sistemini sürdürmek istiyor. Bu, tüm muhalefet partileri ve dolayısıyla demokrasi için bir tehlikedir.
Avrupa Sosyalistleri Partisi (PES): Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın keyfi ve antidemokratik bir şekilde görevden alınmasını reddediyoruz. Akış, 31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde Hakkari'de yüzde 49,8 oyla seçilmiş ve İçişleri Bakanlığı tarafından herhangi bir mahkumiyet kararı olmaksızın asılsız suçlamalara dayanılarak görevinden uzaklaştırılmıştır. PES, Türk yetkililerini bu kararları bozmaya ve halkın iradesine saygı göstermeye çağırıyor.
PES Genel Sekreteri Giacomo Filibeck:
“Bu DEM'e ve Türkiye'deki tüm Kürt halkına yönelik siyasi bir davadır. Mehmet Sıddık Akış Hakkari'nin meşru belediye eş başkanıdır ve görevde kalmalıdır. İddia edilen “terörizm” suçlamaları yalnızca Erdoğan’ın gücünün zayıflığını ve Türkiye genelinde azalan desteğini göstermektedir. Bu son adaletsizlik de sadece bu düşüşü hızlandıracaktır.”
Türk Tabipleri Birliği: Tüm sorumluları derhal halkın iradesine saygı göstermeye çağırıyoruz
İçişleri Bakanlığı, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Hakkari Belediye Başkanı seçilen Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alındığını, belediye başkanlığı görevinden uzaklaştırıldığını ve yerine Hakkari Valisi Ali Çelik’in vekaleten atandığını duyurmuştur.
Toplumsal sağlığın olmazsa olmaz koşulu demokrasi, demokrasinin de olmazsa olmaz koşulu halkın oylarıyla seçilmiş kişi ve organlara saygıdır. Demokratik kuralların ve işleyişin olmadığı bir “demokrasi”, hamasi politik söylemleri süslemekten başka bir anlam taşımaz.
Henüz iki ay önce halkın oylarıyla seçilen belediye başkanlarının, 10 yıl önce açılmış bir dava dosyası gerekçe gösterilerek, atanmış bir bürokrat olan İçişleri Bakanı tarafından görevden alınması ve yerlerine kayyum atanması; apaçık bir şekilde halkın iradesinin yok sayılması, demokratik kuralların çiğnenmesi ve hukuksuzlaştırmanın sürdürülmesidir.
Siyasal iktidarın tümüyle araçsallaştırdığı yargı organları eliyle seçilmişlere müdahalesini yakın zamanda deneyimlemiş bir meslek örgütü olarak, tüm sorumluları derhal halkın iradesine saygı göstermeye çağırıyoruz.
4 Haziran 2024