Batman Milletvekilimiz Mehmet Rüştü Tiryaki, kayyım atamalarının kentlerde yarattığı kültürel tahribatın tespiti ve telafisi için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi. Önergede şu ifadeler yer aldı:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
2016 yılından beri süregelen kayyım görevlendirmelerinin yarattığı kültürel tahribatın tespiti ve telafisi için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
GEREKÇE
2016 yılında Demokratik Bölgeler Partisinin 2014 yerel seçimlerinde kazanmış olduğu 95 belediyenin, 2019 yılında da Halkların Demokratik Partisinin kazanmış olduğu 48 belediyenin eş başkanları görevlerinden uzaklaştırılarak yerlerine kayyım görevlendirilmiştir. 2024 yerel seçimlerinin üzerinden sekiz ay geçmeden halkın kentlerini yönetmesi için seçtiği DEM Partili dört belediyeye daha kayyım atanmıştır. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde 2016 yılından beridir uygulanan kayyım politikasının yalnızca hukuki bir yerel demokrasi sorunu olmadığı, siyasal iktidarın bu belediyelerin bulunduğu coğrafyada seçim yoluyla başaramadığı siyasi dengeyi kendi lehine değiştirmek için olağanüstü hâl düzenlemelerini kalıcı hale getirmeyi amaçladığı aşikâr hale gelmiştir.
Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde Anayasa’da belirlenmiş idari vesayet denetimini aşarak katı hiyerarşik bir ilişki kurma çabasıyla şekillenen kayyım uygulamasının bir hedefi de DEM Parti ve öncülü partilerin kentlerin çok dilli ve çok kültürlü yapısına uygun olarak yürüttüğü belediyecilik anlayışıdır.
Bir rant bölüşüm fırsatı olarak görülen kayyım rejiminin önemli bir diğer yönü de bir belleksizleştirme ve kültür kırımı aparatı olarak işlev görmedidir. Bu sebepledir ki kayyım atanan tüm belediyelerde ilk iş olarak çok dilli tabela ve levhalar kaldırılmış, kültür merkezleri ve Kürtçe eğitim veren yerler kapatılmıştır.
Kayyımlar en az 14 il ve ilçe merkezinde kurulu 21 kültür-sanat merkezinin faaliyetlerini engellemiştir. Kapatılan merkezlerde eğitim alan 3 bin 366 öğrencinin bu imkânları elinden alınmış 220’ye yakın sergi, eğitim, film gösterimi ve tiyatro etkinliği iptal edilmiştir. 288 sanatçı, kültür emekçisi ve eğitmen işinden olmuştur. Her yıl 1000-1200 arası öğrencinin kültür ve sanat eğitimi aldığı Van Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Nûda Kültür Merkezi, Diyarbakır’da Aram Tigran Kent Konservatuarı, Cizre’de Berivan Kültür Merkezi, Batman’da kentin simgesi haline gelmiş olan Yılmaz Güney Sineması kapatılmıştır. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Tiyatrosu başta olmak üzere belediyeler bünyesinde faaliyet yürüten tiyatro hizmetleri sonlandırılmış sanatçılar ya işten çıkarılmış ya da faaliyetlerini yürütemeyeceği birimlere verilmiştir. Gürpınar Belediyesi kayyımı önce kütüphanenin adını kaldırmış, sonra da kütüphaneyi kapatmıştır. Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı mahallelerinin isimlerinin yer aldığı Türkçe ve Kürtçe yön levhaları sökülmüştür. Siirt Belediyesine ait Celadet Alî Bedîrxan Kütüphanesi önce boşaltılmış ardından yıkılmıştır. Kayapınar Belediyesi Cegerxwîn Kültür ve Sanat Merkezi’nde 2012’de kurulan kütüphanede bulunan 10 bini aşkın kitap sayısı kayyım döneminde 300’e kadar sonrasında sanat merkezi Halk Eğitim Müdürlüğüne tahsis edilmiştir. Erciş Belediyesi kayyımı kütüphaneye çevrilen otobüsü garaja çektirerek üzerindeki Kürt şair ve edebiyatçıların fotoğraflarını söktürmüştür. Cizre Belediyesi kayyımı kültürel amaçlı kullanılan 10 adet binayı ve 2 parkı bedelsiz olarak diğer kurumlara devretmiştir. Tüm bu geleneğe uygun olarak 4 Kasım 2024 tarihinde görevlendirilen Batman Belediyesi kayyımı ilk iş olarak Belediyenin çok dilli hizmet sunan web sitesinden Kürtçeyi, Halfeti Belediyesi kayyımı ise sosyal medya hesabındaki “Şaredariya Xelfetî" ibaresini kaldırmıştır.
2016 yılından beri Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde olağan bir uygulama haline gelmiş, salt irade gaspı olarak değerlendirilecek noktayı çoktan geçerek bir kent, kültür kırımı aparatına dönüşmüş olan Kayyım görevlendirmeleri ve icraatlarının meydana getirdiği sosyolojik, ekonomik, siyasi yıkımın tüm yönleriyle ortaya konarak sorunu oluşturan bütün unsur ve aktörleri kapsayacak bir değişikliğin sağlanması TBMM’nin yükümlülüğüdür.
19 Kasım 2024