MYKmız Vanda olağanüstü toplanıyor: Halkımızı iradesine sahip çıkmaya çağırıyoruz

Parti Sözcümüz Ayşegül Doğan ve Hukuk Komisyonu Eş Sözcümüz Öztürk Türkdoğan, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanımız Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının iptal edilmesine ve iktidarın devam eden hukuksuz saldırılarına ilişkin Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenledi. Merkez Yürütme Kurulumuzun duruma ilişkin Van’da olağanüstü toplanacağını aktaran Doğan ve Türkdoğan, şunları söyledi: 

Van halkının iradesine karşı akla hayale sığmayacak kumpaslar yapılıyor

Van’daki gelişmelerle ile ilgili karşınızdayız. Van, 14’te 14 yaparak rekor bir oyla belediye eş başkanlarını seçti. Elinden zorla alınanı geri aldı Van halkı. Tarihte eşine az rastlanır bir zaferden bahsediyoruz. Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere 14 belediyenin tümünü DEM Parti’ye, yani halka kazandırmış oldu. İl Genel Meclisinde ise büyük bir farkla birinci parti haline geldi. İradesini bu kadar güçlü, bu kadar net bir şekilde yansıtan Van halkına karşı, halk sandığa gitmeye hazırlanırken akla hayale sığmayacak birtakım planlar ve kumpaslar devreye konuldu. Biz sahadayken de bunları gördük. Halklar sandığa gitmeye hazırlanırken, bazıları da sandıktan çıkacak o güçlü iradeden korktukları için belli ki planlar yapmakla meşguldü.

Tüm ülkenin gözünün içine baka baka irade gaspı yapmak istiyorlar


Ne oldu? Kayyım rejimine verilen bu net, bu büyük sahiplenmeyle verilen cevaba karşı, mesai bitimine dakikalar kala Van’da Abdullah Zeydan şahsında tekrar bir irade gaspı yapılmaya çalışıldı. Bunun hukuki detaylarını sizlere Hukuk Komisyonu Eş Sözcümüz Öztürk Türkdoğan verecek. MYK olarak açıklama yaptığımız saatten şu dakikaya kadar en çok sorulan sorulardan biri de DEM Parti’nin ne tür sorumluluğu olduğudur. Hukuken boşluk olup olmadığı soruluyor. Şunu çok net bir şekilde ifade etmek isterim; DEM Parti’nin buna dair hukuken bir sorumluluğu yok, herhangi bir boşluk yok. Hukuken başka türlü yorumlanabilecek ya da irade gaspıyla halkı karşı karşıya bırakabilecek herhangi bir boşluk DEM Parti tarafından bırakılmamıştır. Aday belirleme sürecinde, özellikle ön seçimde titizlikle üzerinde çalıştığımız en önemli konulardan biri de bugün karşı karşıya kaldığımız konuydu. Bu tür yönelimleri, buna benzer girişimlerde bulunabileceklerini tahmin ediyorduk. Ama bu karşılaştığımız örnek bugüne kadar uygulanan hukuksuz yol, yöntem ve uygulamalarda yeni bir çığır açtı. Bu denli pervasız, bu denli aleni bir şekilde, bu denli tüm ülkenin gözünün içine soka soka irade gaspıyla bir halkı karşı karşıya bırakmak istiyorlar. Halkın bundan geri adım atacağını zannetmek olsa olsa büyük bir yanılgı olabilir. İşte iktidar şimdi tam olarak böyle bir yanılgının içine düşmüş vaziyette. 

Zeydan aday olmak için gereken prosedürleri tamamlamıştır


Ne oldu peki? Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Abdullah Zeydan, bütün hukuki prosedürleri tamamlayarak YSK’ya başvurdu. Adaylığı yapılan incelemeler sonucunda YSK tarafından kabul edildi. Ayrıca bizde aday olmak hatta aday adayı olmak kolay değildir. Çünkü aday adaylığında dahi az sonra Hukuk Komisyonu Eş Sözcümüz ifade edecektir, hassas ve titizlikle, özenle çalışılır. Niye? İşte bu tür uygulamalarla karşı karşıya kalma ihtimalimiz olduğu için. Yalnızca bundan dolayı da değil. Hakkında soruşturma olmayan, Yargıtay’da ya da istinafta dosyası olmayan insan bırakmadınız Türkiye’de. Hal böyleyken tüm incelemeler yapılmış, hukuki tüm prosedürler usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirilmiştir.

Halkın, iradesinin gasp edilmesine izin vereceğini zannediyorsanız büyük yanılıyorsunuz

Buna dair herhangi bir itiraz gelmemişti. Ancak cuma günü sandığa saatler kala, mesai bitimine dakikalar kala Adalet Bakanlığı aracılığıyla bahaneler uydurulup, olmayan gerekçeler bulunup bir halkın iradesini gasp etmeye çalışanlara karşı halk zaten en güçlü şekilde alanlarda, sokaklarda, meydanlardadır. Halk, DEM Parti il ve ilçe örgütlerinde adeta günlerdir adalet nöbeti tutarak en güçlü cevabı veriyor, vermeye de devam edecek. Van halkı 14’te 14 yapmış bir halk. Böyle bir zaferi, tüm engelleme ve saldırılara rağmen ortaya çıkarmış bir halkın iradesinin gasp edilmesine izin vereceğini zannediyorsanız hakikaten büyük yanılıyorsunuz. Zaten çok büyük yanıldığınız için, Kürt meselesinde güvenlikçi politikalara sarıldığınız için bugün ortaya çıkan bu hezimetle karşı karşıya kaldınız. Görünen o ki bu hezimetten yine ders almadınız ve güvenlikçi politikaları artırma niyetindesiniz. DEM Parti olarak tekrar söylüyoruz; Kürt meselesini çözmeyen, Kürt meselesine güvenlikçi politikalarla yaklaşan iktidarlar gibi bu iktidar da erimeye ve çözülmeye mahkum olacaktır.

Zeydan’ın memnu haklarına itirazınız Kürt meselesine yaklaşımınızın göstergesidir

Bu mesajı çok net bir şekilde Kürt halkı duyurdu. Kürt halkı kendisinden zorla alınan, kayyım rejimiyle yıllardır yönetilen belediyelere sadece seçim olarak yaklaşmayıp bir irade, sahiplenme ve irade ortaya koyarak çok güçlü bir biçimde tüm Türkiye halklarına, tüm dünya kamuoyuna duyurdu. Eğer bu mesajı böyle algılamaz, buna bu şekilde yanıt vermezseniz bu hezimetin daha büyüğünü yaşamaya mahkum olursunuz. Dolayısıyla 29 Mart 2024 Cuma günü mesai bitimine 5 dakika kala, seçime iki gün kala idari bir karar ve yazıyla, 2 yıl önce memnu haklarını alan ve tüm yasal denetim süreçlerinden geçen Abdullah Zeydan’ın memnu haklarına itiraz etmeniz Kürt meselesine yaklaşımınızın göstergesidir. Yetkili savcılık talimat niteliğindeki bu idari itiraz yazısı üzerine kesinleşmiş hak kararı veren mahkemeye yeniden başvuruyor, mahkeme aynı gün kesinleşmiş hak kararını geri alıyor ve memnu hak talebini reddediyor. Karar henüz kesinleşmeden, yani itiraz ve temyiz hakkı kullanılmadan hemen YSK’ya bildiriliyor. Belediye Eş Başkanımız Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının iadesi kararını veren aynı mahkeme aldığı bu kararı çiğnemiş ve hukuk güvenliğini de hukuk güvenliği hakkını da yok etmiştir. 

Alınan bu yanlış karardan derhal geri dönülsün

Buna şaşırmıyoruz ama buradan bir kez daha altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyoruz. Biz bunu kabul etmeyeceğiz. Biz bir halkın bu denli güçlü bir şekilde ortaya koyduğu iradenin gasp edilmesine müsaade etmeyeceğiz. Kürtler neredeyse her yerde ayakta kullandıkları oyların güvenliğini sağlamak için. Gece gündüz demeden il ilçe örgütlerimiz, emektarlarımız, gönüllülerimiz bizimle. Oy kullandıkları günden beri. Bunun öncesi de var. Ayaktalar ve öfkeliler. Buradan iktidara, tüm yetkililere ve ilgililere sesleniyoruz: Halkın ortaya koyduğu iradeye saygı duymak zorundasınız. Bu bir lütuf değil. Kimseden herhangi bir şeyi bize bahşetmelerini talep etmiyoruz. Kimseden herhangi bir şekilde bize lütufta bulunmalarını beklemiyoruz. Hakkımız olanı, alnımızın teriyle büyük bedeller ve acılarla kazandığımız hakkı sonuna kadar savunacağız ve bu hakkın gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Yetkililerin de bu konuda sesimizi duyarak gerekli duyarlılığı göstermeleri gerektiğini ifade etmek isteriz. Bu hukukun gereğidir, demokrasinin gereğidir, insan haklarının gereğidir. Dolayısıyla bu bir lütuf değildir. Alınan bu yanlış karardan derhal geri dönülsün. Van halkının iradesini hiçe sayan bu girişim hukuk dışıdır.

Van halkının iradesini sahiplenmek için herkese çağrıda bulunuyoruz

Aylardır yaptığımız çağrıyı yineliyorum. Tüm demokratik kamuoyunu da bu konuda duyarlılığa, sorumluluk üstlenmeye ve dayanışmaya çağırıyoruz. Bugün DEM Parti’ye yapılan yalnızca DEM Parti ile sınırlı kalmıyor, kalmayacak. Bu hukuksuzluktan, bu anti demokratik uygulamalardan, yol ve yöntemlerden payını almayacağını zannedenlere özellikle seslenmek istiyorum. Bir ülkenin bir bölgesinde ortaya çıkan böylesine büyük bir iradeye yapılanlar karşısında dayanışmazsak, demokratik değerlerden ve hukuktan bahseden hiç kimsenin inandırıcılığı kalmaz. Çağrım tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına ve barolaradır. Çağrım bu ülkede sorumlu yurttaş hissiyle yaşayan, bu ülkedeki demokratik değerlere önem ve anlam atfeden herkesedir. Van halkının iradesini sahiplenmek için çağrıda bulunuyoruz. Demokrasileri var eden temel ilkelerden biri halk iradesine saygı duymaktır. Bunu en çok ifade eden, yıllarca bunu diline pelesenk eden bir iktidar şu anda ülkeyi yönetiyor. Ve bunu en çok ihlal eden ve bu konuda akıl almaz yöntemlere tevessül eden iktidara da tekrar çağrıda bulunuyoruz. Bu yanlıştan derhal geri dönün. Sakın ama sakın Van halkının iradesini gasp etmeye heveslenmeyin. Çünkü buna izin verecek bir halk yok sizin karşınızda.

Bu suça karşı demokratik kamuoyunu ses çıkarmaya çağırıyoruz 

Soru: Mazbatanın başvurusunda bulunduğuna ilişkin iddia var AKP’nin. Bu konuyla ilgili bilginiz var mı?

Zaten amaç bu. Van halkının ortaya koyduğu irade gasp edilmek isteniyor. Bu defalarca denendi. Kayyım rejimi şimdi taşımalı seçmenle, kayyım seçmenle başka bir şekilde yaşatılmaya çalışılıyor. Onlarca seçim bölgesinde yapılıyor. Bu ülkenin gözünün içine soka soka yapılıyor. Uğruna mücadele ettiğimiz insani ve demokratik değerlerin kırıntıları dahi yok edilmeye çalışılıyor. Alenen suç işleniyor. Bugün yapılmak istenen de suçtur, seçim süreci boyunca yapılanlar da suçtur. Buradan tekrar bu suça karşı tüm demokratik kamuoyunu ses çıkarmaya çağırıyorum. 

Divê her kes dengê xwe bilind bike û piştgiriyê bide gelê Wanê

Gelên hêja ez dixwazim derheqê Wanê de agahiyan bidim. Li Wanê serkeftineke gelek mezin derket holê. 14 şarederî gelê Wanê bi dest xist û bi serkeftina xwe jî dîrok nivîsand. Lê dema ku gelê Wanê kar û barên vê serkeftinê dikirin desthilatdar wekî her dem dema ku çav berdidin destkeftin û serkeftinên Kurdan dîsa planê xwe, dek û dolabên xwe ji bo vê yekê amede kirine. Beriya hilbijartinan, beriya dengdayînê roja 29ê mehê kar û barên xesbkirinê kirine. Çi kirine? Ji pêşiya hilbijartinan, ji pêşiya dengdayînê roja înê karûbarên namzedê me lê niha hevşaredarê me ye ji bo ku mafên Abdullah Zeydan binpê bikin mehkemeya ku di sala 2022yan de biryar daye ku tu astengî li ber namzediya wî nîne, heman mehkeme dixwaze biryara xwe paşde bikişîne. Kî serlêdanê dike? Wezareta Dadê serlêdanê dike. Ji dengdayînê re 2 roj dimîne ji bo mesayiyê jî 5 deqe maye serlêdanê dike. Dixwazin îradeya gelê Wanê îradeya gelê Kurd cardin xesb bikin. Em dubare dikin û bangewazî dikin. Ev xeletiyeke gelek mezin e. Pirsgirêka Kurd dê bi rê û rêbazên diyalogê bê çareserkirin. Bi salan e em têkoşîna vê yekê didin. Li hemû qadan em têkoşîna vê yekê didin. Ji vê xeletiyê vegerin, destûra gel tuneye ku hûn îradeya wan binpê bikin. Em wekî DEM Partiyê em dibêjin ev tenê ne meseleya Kurdan e tenê ne meseleya partiya me ye, her kesê ku xwe berpirsiyar dibîne ji bo mafê mirovan, ji bo azadiyê, ji bo demokrasiyê, ji bo jiyaneke hevpar ya bi rûmet divê hemû kes dengê xwe bilind bike û piştgiriyê bide gelê Wanê.

Öztürk Türkdoğan: Zeydan’ın hakları 4 Nisan 2023’de iade edildi, 25 Nisan 2023’te kesinleşti

Abdullah Zeydan’la ilgili verilmiş bir hapis cezası vardı. 3 yıl 1 ay 15 gün. Abdullah Zeydan 2016 ile 2019 yılları arasında tutuklu olduğu için bu cezasının mahsup edilmesiyle ilgili bir talepte bulunmuş ve mahkeme bunu kabul etmişti. Aslında Abdullah Zeydan’a verilen 3 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezası 2016 ile 2019 yılları arasındaki tutukluluk süresinden mahsup edilerek 2019 yılının sonunda aralık ayında cezası tamamen sona ermişti, infaz bitmişti. 2019 yılında bir suçun infazı bitmişse, Adli Sicil İstatistik Kanununa göre 3 yıl bekleme süresi var. 3 yıl beklersiniz, 3 yıl sonra mahkemeye başvurursunuz. Mahkeme sizin memnu haklarınızın iadesine karar verir. Tam da böyle oluyor. 3 sene sonra, hatta 3 buçuk yıl sonra 2023 yılının Nisan ayında Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesine başvuru yapılıyor. Mahkeme karar gerekçesinde 2016 ile 2019 yılları arasındaki mahsuplaşmamın, cezanın infazının tamamlandığını belirterek kararını veriyor ve yasaklanmış her türlü siyasi hakların iadesine karar veriyor. Kararın verilme tarihi 4 Nisan 2023. Bu karar taraflara tebliğ ediliyor. Yani hem Abdullah Zeydan’ın avukatına hem de ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına. Tebligatlardan sonra her iki taraf da bu kararı temyiz etmiyor. Karar 25 Nisan 2023 tarihinde temyiz edilmeyerek kesinleşiyor. Kesinleşme ile ilgili tali karar fişinde hem mahkeme hem de savcılığın imzası var. Daha sonra bu kararı mahkeme Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğüne bildiriyor ve Abdullah Zeydan adli sicil bakımından yasaklanmış haklarının iadesi kararı aldığından seçme seçilme hakkını kullanabileceği bir pozisyona geliyor. Dolayısıyla bu işlemler yapıldığı için kendisinin başvurusunu biz komisyon olarak kabul ettik. Daha sonra arkadaşlarımız Van İl Seçim Kuruluna evrakları verdi. İl Seçim Kurulu bu evrakların tamamını inceledi. Hiçbir yasal sorun görmedi, kabul etti. Daha sonra listeler ilan edildi. Geçici listelerin ilan süresi içinde hiç kimse itirazda bulunmadı, kesinleşti ve seçime girdi. 

Mahkemenin son verdiği karara bizim itiraz ve temyiz hakkımız var

Bakın, 25 Nisan 2023’te kesinleşmiş karardan sonra neler olmuş? 29 Mart 2024 günü, yani seçimden 2 gün önce Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne yazı yazıyor diyor ki bu karara itiraz edin. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün mahkemeye başvuruyor. Diyor ki bu karar kesinleşmemiştir, dolayısıyla kesinleşmeyen bir karar nedeniyle biz itiraz hakkımızı kullanmak istiyoruz. Halbuki çok açık bir şekilde kesinleşme şerhi de var. Kesinleşmiş bir mahkeme kararının kesinleşmediği iddiası üzerine itiraz hakkı kullanılıyor. Mahkeme de sanki kesinleşmemiş gibi işlem tesis edip daha önce verdiği kararı geri alıp memnu hakların iadesi kararı istemini reddediyor. Yani eski ek kararını ortadan kaldırıyor. Peki, bu kararı ne zaman veriyor? 29 Mart 2024 gün, yani seçimden 2 gün önce ve mesai bitimine 5 dakika kala veriyor. Kanunen mahkemenin verdiği her karar itiraza tabidir. Ve o itiraz süreleri tamamlanmadan bu kararlar kesinleşmez. Mahkemenin son verdiği karara da bizim itiraz hakkımız var, temyiz hakkımız var. Bu hakkımız kullandırılmadan mahkeme apar topar bu kararını Bakanlığa bildiriyor. Şu anda arkadaşımız memnu haklarını almamış bir pozisyonda siyaseten yasaklı duruma düşürüldü. Burada iki tane temel hukuksuzluk var. Birincisi; kesinleşmiş mahkeme kararı, ancak ve ancak Yargıtay’ın kamu yararına bozma kararıyla ortadan kaldırılabilir. Böyle bir karar yok. İkincisi; Adalet Bakanlığının yazısı üzerine ilgili savcılık ve mahkeme kesinleşmiş bir mahkeme kararına kesinleşmemiş muamelesi yapamaz. Bu bir idari suçtur, görev suçudur. Cumhuriyet Başsavcılıklarında başsavcılığın bir kararı görmesiyle ilgili işlemler sadece soruşturma aşamasına ait işlemlerdir. Mahkeme kararlarıyla ilgili olarak herhangi bir cumhuriyet savcısının bu kararı görüp temiz etmeme hakkı bakidir. Dolayısıyla bir mahkeme kararıyla ilgili olarak kesinleştikten sonra bir başsavcılık kalkıp “ben başsavcıyım bu karardan haberim yoktu, kesinleşmemiştir” deme hakkına sahip değildir. Kanun bu hakkı sadece ve sadece soruşturma aşamasında verir. 

Zeydan şu anda memnu haklarını almış birisidir, yapılan siyasi müdahaledir

Ayrıca biz 15 günlük itiraz hakkımızı henüz kullanmadık. Çünkü bu karardan pazartesi günü haberdar olduk. Biz henüz itiraz hakkımızı kullanmadan mahkeme bu kararı Adalet Bakanlığına bildiremez. Şu anda arkadaşımız Abdullah Zeydan memnu hak iadesi almış birisidir. Van İl Seçim Kurulunun kendisine mazbatayı vermesi gerekir. Biz itiraz hakkımızı kullanırız ve itiraz haklarımız reddedilirse, yani 15 gün sonra oluşacak hukuki duruma göre ancak karar verilebilir. Henüz daha ne olduğu belli olmadan, itiraz hakkımız kullandırılmadan böyle bir şeyi yapamazsınız. Bütün bunlar şunu gösteriyor. Bir siyasi müdahale ile karşı karşıyayız. Mahkemeler bu siyasi müdahaleye kendisini alet etmemelidir. Hukukçu olarak naçizane şunu vurgulamak istiyoruz. Halkımız 31 Mart’ta karar verdi. Bu siyasi iktidara çok net tepki gösterdi, desteğini çekti. Dolayısıyla bürokratlara, hakimlere, savcılara naçizane bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Bu tip siyasi tasfiyelere karşılık vermeyin, kanuna aykırı işlemler yapmayın. Biz kanuna aykırı işlem yapanlar hakkında kesinlikle her türlü şikayet hakkımızı kullanacağız. Hiç kimse kanunların üstünde değildir. Hiç kimse kendisini kanunlardan bağışık görmemelidir. Kesinlikle ve kesinlikle hak arama mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz. Farz edin ki hepten yanlış karar verdiniz. Ne aceleniz var? Böyle bir şeyi nasıl yapabilirsiniz? Daha yasal süreçler tamamlanmadan, bir insanla ilgili verdiğiniz karar kesinleşmeden nasıl ortadan kaldırabilirsiniz? Bunları yapamazsınız. Özellikle Van İl Seçim Kuruluna, tüm siyasi müdahalelere kendisini kapatması gerektiğini, bunun ileride çok ciddi sonuçları olacağını ifade etmek isterim. Adalet Bakanlığı böyle bir yazı yazıyor, mahkeme böyle bir hukuk dışı karar veriyor. Hemen bugün basından öğreniyoruz ki AKP’nin il örgütü mazbatanın kendilerine verilmesi için İl Seçim Kuruluna dilekçe vermiş. Böyle bir şey olamaz! Dolayısıyla İl Seçim Kurulu kesinlikle böyle bir hata yapmamalıdır. Biz yasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. 

Ayşegül Doğan: Zeydan mazbatasını almak için başvuracak

Hukuki boyutunu Öztürk Bey anlattı. Şunu da duyurayım; Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanımız Abdullah Zeydan mazbatasını almak için İl Seçim Kuruluna gidecek. Van İl Örgütümüz ve gönüllülerimiz de eşlik edecek kendisine. Herkesi Van İl Örgütüne davet ediyoruz. Aynı zamanda Eş Genel Başkanlarımızla birlikte yarın Van’da toplanıyoruz ve MYK toplantımızı Van’da yapacağız. Bu karardan derhal geri dönülsün. Hakkımız olana saygı duyulsun, halkın iradesine saygı duyulsun. Kimse boş heveslere kapılmasın. Bunu tekrar ediyoruz. Özellikle iktidara sesleniyoruz. Hukuk Komisyonu Eş Sözcümüz Öztürk Türkdoğan’ın söylediği gibi, kimse de bu antidemokratik uygulamaların aracı olmamalıdır. Herkes hukuki ve demokratik değerler adına sorumluluk hissetmeli ve buna uygun şekilde davranmalıdır. Mahkemeler, mahkeme üyeleri ve buna benzer planlara alet edilmek istenen herkesedir bu çağrımız. 

2 Nisan 2024