On binler Batmanda buluştu: İmralı kapılarını açın, Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözelim

Tecride ve kayyım darbesine karşı Batman’da DBP ve TJA ile birlikte Demokrasi ve Özgürlük Mitingi gerçekleştirdik. Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ve TJA aktivisti Ayla Akat Ata'nın konuşmacı olarak katıldığı miting Batman İl Örgütümüzün önünde yapıldı. Çevre illerden çok sayıda kişinin katıldığı miting DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır'ın konuşmasıyla başladı.

Keskin Bayindir, di axaftina xwe de bal kişand ser berxwedana gelê Kurd, “Bila seydayê Ehmedê Xanî êdî hesret nekişîne, bila Cegerxwîn xem neke, va ye gelê Kurd li ser piyan e. Bi yekîtiya xwe, bi tifaqa xwe, bi tevgera xwe, bi pêşengên xwe li ser piyan e. Her bijî gelê Kurdistanê. Em ê teqez bi ser bikevin, ev berxwedana we dê teqez bigihîje armanca xwe.”

Ev têkoşîn dê bi azadiya Rêzdar Ocalan re tacîdar bibe

Bayindir diyar kir ku bi rojan e li Êlih û Kurdistanê berxwedan heye û got ku gelê Kurd bajar kirine bajarên serkeftin û berxwedanê. Bayindir wiha got: “Bila desthilatdar baş bizanibin tu hêz nikare pêşiya têkoşîna azadiya gelê Kurd bigire, nikare pêşî li serkeftina gelê me bigire. Tîna azadiyê ji kevanê derketiye. Kes nikare bi paş de vegerîne, heya serkeftinê û azadiyê. Em silavên germ ji Kurdên Ewropayê re dişînin. Do bi dehhezaran Kurd ji Kolnê silavên şoreşgeriyê ji Batmanê re şandin, em jî silaveke germ ji Kurdistanê bişinîn Ewropayê. Gelê Kurd li çar aliyê Kurdistanê, li Rojhilata Navîn, li çar aliyê dinyayê ji bo azadiya xwe têkoşîneke dîrokî dimeşîne. Ev têkoşîn dê bi azadiya Rêzdar Ocalan re tacîdar bibe. Ger li Kurdistanê aştî û çareseriyeke bi rûmet hebe ew jî dê bi rêbertiya Rêzdar Ocalan pêk were.” 

Ger ku niyeta we ya biratiyê û aştiyê hebe navnîşana wê diyar e

Bayindir got ku desthilatdar hin nîqaşan didomîne û wiha domand “ger ku pêvajoyek hebe em dixwazin ji Rêzdar Ocalan bibihîzin. Birêz Ocalan got tecrîd berdewam dike. Heya tecrîd berdewam be ev pêvajo derew e. Bila gelê Kurd bi têkoşîna xwe bawer be. Pîr Seyîd Riza digot ez li hemberî hîleyên we serî natewînim. Gelê Kurd êdî hîleyên wan, dek û dolabên wan dizanin. Gelê Kurd êdî tu car nayê xapandin. Ger hûn çareseriyê dixwazin çareserî diyar e, navnîşan jî Rêzdar Ocalan e. Ji aliyekî ve qeyûm diavêjin ser îradeya gelê Kurd, ji aliyê din ve jî tecrîdê berdewam dikin, ji aliyekî ve operasyonên leşkerî û siyasî dê berdewam dikin, ji aliyê din ve jî dibêjin em birayên hev in. Em birayên bêbextiyê nînin. Ger ku niyeta we ya biratiyê û aştiyê hebe navnîşana wê diyar e.” 

Bayindir li hemberî qeyûman jî bertek nîşan da û got AKP û MHP bi hovîtî qeyûm diavêjin ser îradeya gelê Kurd, bi rovitî jî qeyûm diavêjin ser îradeya gelê Tirkiyeyê û wiha got “Desthilata AKP û MHPê qeyûma Tirkiyeyê ye.” Bayindir got ku Kurd ji çareseriyê re amade ne û diyar kir ku Kurd rê nadin bêbextiyê û got gelê Kurd azadiya Kurdistanê dixwazin. Bayindir wiha berdewam kir: “Em di sedsaleke nû de ne. Ev sedsal sedsala gelê Kurd e. Ev berxwadan, ev têkoşîn û tifaq dê li hemû dinyayê belav bibe, heya azadiyê berxwedan dê bidome. An azadî an azadî.” 

Kürt sorununun çözümünün yolu İmralı’dan geçer 

TJA aktivisti Ayla Akat Ata da konuşmasında, halkın mücadelesine ve bunun önemine işaret ederek, “Batman’a üçüncü kez kayyım atandı. Bu meydanda iki haftadır direnen Batman halkı sonuna kadar kayyıma hayır diyeceğini gösterdi. Bugün burada bu halk 1 Ekim itibariyle gündeme düşen Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünde en büyük rolün ve emeğin sahibi olacağını ilan etmek için bir araya geldi. Bu yolun İmralı’dan, İmralı kapılarının açılmasından geçtiğini ilan etmek için bir araya geldi. Batman’dan Hakkari'ye, Esenyurt'a, Mardin'e, Halfeti'ye selam olsun. Direnen halkımıza, kayyıma hayır diyen halkımıza, çözümün yolunu gösteren halkımıza selam olsun” dedi. Kayyım atamalarının çözümsüzlük kararı olduğunu belirten Akat, Batman’ın mücadeledeki yerine işaret ederek, “Bu halk 1977’de Edip Solmaz dedi. Bu gelenektir onu bugüne taşıyan. Bu halk seçtiği her belediye başkanınını, tutuklanan, sürgüne giden temsilcilerini sahiplenerek "ben varım Kürdüm, Kürt halkıyım" dedi. Batman böyle bir yerdir. Burası Batman'dır” diye konuştu ve Batman’ın tarihine ve özgünlüğüne değindi. Demokrasilerde seçimin önemine değinen Akat, “3 dönemdir bu halkın iradesine kayyım atanıyor. O nedenle seçilen yoldaşlarımıza biz eş başkan diyoruz. Barikatların arkasında oturan kayyımdır. Bu halk sözünün arkasında. Bu halk özgürlük, eşitlik, birlikte yaşam, ortak vatan dedi ve arkasında. Ama ne yazık ki bu sesi duymayanlar hala bu halkın iradesine çarpan o kirli politikalara devam ediyorlar. Bu yok sayan, gasp eden politikaların ete kemiğe bürünmüş halidir kayyım. Sonuna kadar kayyıma hayır, halkın demokratik özgür iradesine evet diyeceğiz” dedi. 

O kurumlarda oturan zihniyet biz kadınların mücadele gerekçesidir

Kayyımın darbe olduğu kadar kadın düşmanı olduğunun altını çizen Akat, kayyım uygulamalarına işaret etti. Akat, “Bu kentin yüzde 65 ile seçilen iradesine görev verilmesi görülmeyecek duyulmayacak bir şey midir. Gülistan başkanımız bu halkın evladı, yasalar gereği tek başına sandığa gitti. Yüzde 65 başarı Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan bir başarıya imza attı. Yerine kayyım atadınız diye Gülistan başkanımız oturdu mu? İki haftadır sokakta yanı başımızda beraber direniyoruz, beraber hayır diyoruz” şeklinde konuştu. Kayyımla birlikte bütün kadın kurumlarına kilit vurulduğunu, bazı kurumların kiraathanelere dönüştürüldüğünü vurgulayan Akat, “O kurumlarda oturan zihniyet biz kadınların mücadele gerekçesidir. Biz o kurumlarda kadınlar bir araya gelsin, paylaşsın, üretsin, özgürleşsin, örgütlensin, bilinçlensin ve özgür yaşamı inşa etsin istedik. İşte bundan korktular. Jin Jiyan Azadî diyen bir halk gerçekliğiydi. Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez diyen halk gerçekliğiydi. Kadın düşmanı bu politikalarla mücadele edeceğiz, örgütleneceğiz ve özgürleşeceğiz” dedi. 

Kürt kadınları sözünü söyledi, çözümde ısrarcıyız Öcalan çözüm adresidir

Akat aynı zamanda Kürtlerin barış arayışına dikkat çekerek, “Ödediğimiz bedel ortada iken barış meselesini ciddiye almayan, halkın gerçekliğinden uzak bir şekilde ele almak isteyenler var. Bu meydanda sesimiz sözümüz bir. İki haftadır devam eden direniş ve devam eden devlet terörüne rağmen bir aradayız, sözümüzü söylemek için buradayız. Bu politikaya karşı sözümüzü söylüyoruz. TJA olarak bilinsin ki bu halkın en dinamik gücü olarak meydanda, sokakta, cezaevlerinde sözümüzü söyledik. Demokratik çözüm ve barışa giden yol İmralı'dır dedik. Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın açtığı demokratik çözüm yolu Türkiye halklarının el ele vererek yürüyeceği bir yoldur. İktidarın bu yolda yürüme cesareti yoktur” şeklinde konuştu. Akat, “Yanlış yapmaya kimsenin hakkı yok, Kürt halkı burada, temsilcileri burada, en önemlisi Kürt kadınları, Kürt anaları burada. Biz hazırız çözümü konuşmaya, çözüm için bedel ödemeye hazırız. Biliyoruz kolay olmayacak. İmralı’nın kapılarını kapayarak onun adına kimse konuşmasın. Açın o kapıları, bu halk Sayın Öcalan’ın sesini duymak istiyor. Açın o kapıyı, Sayın Öcalan konuşsun. Bu halk çözüm için söz söyleyecek herkesin sesini duymak istiyor” dedi. 

Tülay Hatimoğulları şunları söyledi:

Edip Solmaz’a kurşun yağdıranlarla şimdi belediyelerimize kayyım atayanlar aynıdır

Değerli Batman halkı, değerli halklarımız hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz, baş göz üstüne geldiniz. Bir selamımız Edip Solmaz’a. 79’da o dönemin gerilimine rağmen burada siz Batman halkının iradesini yansıtan ve seçimle gelen Edip Solmaz’ı burada saygıyla anıyorum. Şu bilinsin ki o dönem Edip Solmaz’a kurşun yağdıranlar şimdi belediyelerimize kayyım atayan zihniyetin ta kendisidir. O dönemde o kurşunları yağdıranlar daha sonra asker postallarıyla sokaklara inerek, darbe yapanlarla şimdi belediyelerimize kayyım atayanlar aynıdır, darbecidir. Hakkari’de, Esenyurt'ta, Batman’da, Mardin’de ve Halfeti'de. Halkın iradesine katlanamayanlar, seçim kaybedenler, seçimle belediye yönetimine gelemeyenler, halkın istemediği o saraylı iktidarlar kayyım atayarak bizlerin iradesini yok saymaya çalışıyorlar. Batman burada, halk burada, irade burada. Duy sen Ankara duy!

Sen kayyımsın, hırsızsın, sen polis kalkanlarıyla belediyeye zorla yerleştin

Bunlar kayyım atayarak başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye’deki yurttaşların seçme ve seçilme hakkını elinden aldılar. Seçimleri ortadan kaldırmak istiyorlar. Bu yönetimlerin adı demokrasi olamaz. Bu yönetimin adı olsa olsa faşizm olur. Bizler faşizme karşı omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz. Batman’ın kayyımı twit atıyor ve diyor ki Türkler ve Kürtler aynı kaderi paylaşıyor, aynı umutları yaşıyor. Yalanın daniskası! Batman halkı burada, Batman halkının umudu, kardeşlik anlayışı senin temsiliyetinde zuhur edemez. Sen kayyımsın, sen hırsızsın, sen polis kalkanlarıyla belediyeye zorla yerleştin. Halk her seferinde belediyelerimize kayyım atandığı halde oyunu katlayarak, belediye sayısını artırarak bugüne kadar geldi. Bu da siz değerli Kürt halkının ve diğer halkların ortak mücadelesiyle gerçekleşti. Son seçimlerde kayyıma ve kayyım seçmenlere rağmen belediyelerimizi ve oylarımızı artırarak kazandık. Bu sizlerin başarısıdır değerli halkımız, size sonsuz teşekkürler. Bu mücadeleyi büyüttüğünüz için sonsuz teşekkürler. 

Kürt sorununun çözümü konusunda ciddiyseniz  İmralı kapılarını açın, Sayın Öcalan dışarı çıksın, mesajını bütün Ortadoğu’ya versin

Bugünlerde Kürt sorunu onların akıllarına yeni geldi bir kez daha. Acaba Kürt sorununda çözüm olur mu diye bir soru atıldı ortaya. Şu an bütün Türkiye bu soruyu konuşuyor ve tartışıyor. Bir tokalaşma ile başlayan ve tam olarak ne istediklerini bilmediğimiz çeşitli gelişmeler var. Biz DEM Parti olarak, Kürt halkı olarak, Türkiye halkları olarak elbette onurlu barışın yanındayız. Bizler 40 yılı aşkındır mücadelemizi barış için veriyoruz. Bizler bu ülkeye adalet ve demokrasi gelsin diye, halklar arasında gerçekten bir kardeşlik ve eşitlik olsun diye mücadele ettik. Onlar ne yaptılar, her seferinde Kürdün başını ezmeye kalktılar. Kürt halkıyla dayanışan Türkiye’deki devrimcilerin başını ezmeye kalkıştılar. Ama başaramadılar. Başaramadıklarını bu alanda, bu meydanda siz değerli halkımız onlara gösterdiniz. Buradan Ankara’ya sesleniyoruz. Bizler onurlu bir barışa, demokratik zeminde bir çözüme hazır olduğumuzu her fırsatta, her yerde ifade ettik. Bunun için de dedik ki şayet bu konuda oyun oynamıyorsanız, bu konuda insanların umutlarıyla alay etmiyorsanız, ciddiyseniz, bir devlet ciddiyeti ile davranacaksanız öncelikle İmralı kapılarını açın, Sayın Öcalan dışarı çıksın, mesajını bütün Ortadoğu’ya versin. iktidarın küçük ortağının kamuoyuna verdiği mesajlarda eğer ciddiyse öncelikle bakanlıklarını devreye koysun ve İmralı kapıları sonuna kadar açılsın, Sayın Öcalan çıksın, Kürt halkına ve tüm Ortadoğu halklarına barışla ilgili mesajlarını versin diyoruz. 

Varlığını, dilini, kimliğini inkar edeceksin sonra da biz kardeşiz diyeceksin, böyle kardeşlik olmaz

Erdoğan konuşmuyor. Oysa iktidar makamı olan onlardır. Küçük ortağın açıklamasına Erdoğan’ın nasıl yaklaştığını bilmiyoruz, akıllarında bir çözüm var mı konusunda mesajını vermiş değildir. Konuşmuş değildir. Bugün küçük ortağın genel başkanı icra makamında değildir. İcra makamında olan AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanının kendisidir. Bu konuda çözüm önerileri varsa çıkıp konuşacaklar, bir program açıklayacak. Kendisi bugüne kadar ağzını açmadı. Kim konuşuyor onun yerine? Danışmanları konuşuyor, sözcüleri konuşuyor. Diyorlar ki kayyım terörle mücadeleymiş, hadi ordan! Asıl terörü siz yapıyorsunuz. Gülistan Sönük Batman halkının yüzde 65 gibi Türkiye’deki en yüksek oy oranı ile seçilmiş ama siz kalkmış kayyım atıyorsunuz buna da terörle mücadele diyorsunuz ve sonra da Kürtler kardeşimizdir diyorsunuz. Böyle kardeşlik olmaz, böyle kardeşlik olamaz, böyle bir haksızlığı hiçbir kardeş asla kabul etmez. Biz Kürtlerle kardeşiz diyorlar ama kırmızı çizgiler sayıyorlar. Bu kırmızı çizginin içinde Kürt yok, farklı halklar ve inançlar yok. Bu kırmızı çizginin içinde yüzyılık inkar ve imha, tekçilik anlayışı var. Diyorlar ki "bizler kardeşiz ama senin adın olmasın, Kürtlüğün olmasın, Kürtçe konuşma, anadilinde eğitim talep etme. O zaman gel kardeş olalım". Böyle kardeşlik olur mu, Batman halkı size soruyorum. Bu yanıtı bizler değil alanlardan değerli halkımız veriyor. Bunu saray duysun, Ankara duysun, iktidarın ortakları duysun. 

Uzatılan el barış eliyse o eli tutmaya hazırız, tunç eliyse en güçlü mücadeleyi yürüteceğiz

Yine aynı sözcüler diyorlar ki "DEM Parti barış sürecini elinin tersiyle itiyor". Küliyen yalan! Elimize her mikrofonu aldığımızda partimiz adına kim konuşursa konuşsun onurlu bir barış için hazırız dedik. Demokratik zeminde bir çözüme hep birlikte hazırız dedik. İktidar şuna karar vermeli, devlet şuna karar vermeli; uzatılan el tunç eli mi barış eli mi? Uzatılan el barış eliyse bizler o eli tutmaya hazırız. Ama uzatılan el tunç eliyse biz o ele karşı halklarımızla beraber bugüne kadar olduğu gibi onurlu bir mücadeleyi vermeye hazırız. Uzatılan el tunç eliyse, tunç yasalarını devreye koyacaklarsa bilsinler ki onlara karşı en güçlü mücadeleyi bizler yürüteceğiz. 

Kürt halkı müzakere ve diyalog sürecinin demokratik zeminde gelişmesini istiyor

Bugün bir yandan Kürtler kardeşimizdir diyenler iki yasa hazırlıyor. Daha doğrusu iki gündemli yasa hazırlıyorlar. Birisi milletvekili seçimleri diğeri belediye seçimleriyle ilgili. Diyorlar ki bu yaklaşımı biz 1980 darbesinde gördük. Ne yapmak istiyorlar? Bir gözaltınız varsa, herhangi bir cezanız olmamasına rağmen baştan yasaklı kılmak istiyorlar. İşte bu elin adı tunç elidir, bu barış eli olmaz, olamaz. Buradan Batman’dan değerli halklarımızla beraber devlet aklı ve iktidara bir kez daha çağrı yapıyoruz. Onurlu barış istiyoruz. Kürt halkı anadilinde eğitim hakkını istiyor. Kürt halkı müzakere ve diyalog sürecinin demokratik zeminde gelişmesini istiyor. Sizler devlet aklı ve iktidar olarak buna hazır mısınız? Başta Batman halkı olmak üzere Kürdistan halkları, Türkiye halkları hep beraber bu sorununun yanıtını bekliyor.

Kürt halkını yalnız bıraktık diye Esenyurt’a kayyım atandı

Değerli arkadaşlar şu bilinmeli ki; bizler her fırsatta mesajımızı verdik, bizler müzakereye de mücadeleye de hazırız. Şu bilinsin ki bugün Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmediği için Türkiye halklarının ekmeği küçülmüştür. İHA ve SİHA’lara yaptıkları yatırımlarla Türkiye’deki emekçiler, işçiler, Türkler, Kürtler, Araplar, Lazlar, Çerkesler, Ermeniler yani bu ülkede yaşayan 72 milletten insan aç. Daha geçtiğimiz günlerde 5 çocuk yanarak yaşamını yitirdi. Bunun sorumlusu bu iktidardır. Ama onlar savaşa, İHA’ya, SİHA’ya, özel harp politikalarına para ayırdıkları için, Kürtleri kardeş olarak görmedikleri için, Rojava'daki Kürt kardeşlerimize sınırötesi operasyonu mubah gördükleri için Türkiye halkları mutsuz, aç ve demokratik olmayan bir ortamda yaşıyor. Direnişin merkezinde kayyımlara karşı büyük bir direniş verilen, gece gündüz demeden kayyıma karşı direnen Batman'dan bütün Türkiye halklarına seslenmek istiyorum. Buraya atadıkları kayyımların benzerini Esenyurt’a da atayarak bunun Kürdistan'la sınırlı kalmayacağını gösterdiler. "Şayet benden değilsen hangi siyasi partiye oy vermiş olursan ol ben senin iradeni tanımıyorum" diyorlar. Bugün Ahmet Özer hapishaneye konuldu. Ahmet Özer belediye başkanı olmadan önce Erdoğan imzalı teşekkür mektubu gönderilmiş kendisine. Çünkü kendisi Kürt sorunuyla hemhal olmuş, çözüm önerileri sunmuş bir akademisyen. Ama o akademisyen, o Kürt bilim insanı başka siyasi partide siyaset yaptığı için onu hapishaneye koydular ve yerine kayyım atadılar. O nedenle Türkiye’deki bütün halklara sesleniyoruz, Kürt halkını yalnız bırakmayın. Bizler Kürt halkını yalnız bıraktık diye bugün Esenyurt'ta kayyım atandı. Birbirimizi yalnız bırakırsak Türkiye’deki halklar olarak, demokrasi güçleri olarak yan yana durmazsak her şeye kayyım atarlar ve bizim yaşayacağımız bir ülke, bir toprak bırakmazlar geriye. Direniş kenti Batman'dan bütün herkese sesleniyoruz. Gelin dayanışmayı büyütelim, gelin haksızlıklara karşı çıkalım. Gelin Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesine hep birlikte öncülük edelim. Gelin Türkiye halkları için, demokratik cumhuriyet için barış diyelim. 

Bunlar kadınların siyasette aktif rol oynamasını kabul etmiyorlar

Bu iktidar en fazla zulmü kadınlara uyguluyor. Kadınların siyasette var olmasına, kamusal alana çıkmasına tahammülleri yok. Bizler bunun deneyimlerini, hizbulkontranın bu konudaki etkilerini bizzat Batman'da bu seçim sürecinde deneyimledik. Buna rağmen Batman halkı büyük bir onurla partisini sahiplendi ve partimizin adayını seçti. Buraya kayyım atanması başta olmak üzere bu anti-demokratik uygulamalar biz kadınların her yerde temsil edilmesine karşı yapılan bir duruştur aynı zamanda. Bizlerin mor çizgisi olan eş başkanlık ve eşit temsiliyet çizgisini bunlar kabul etmediler. Bunlar kadınların siyasette aktif rol oynamasını kabul etmiyorlar. "Elinin hamuruyla siyasette ne işin var, hadi evine git" diyorlar. Oysa biz kadınlar Kadın Yaşam Özgürlük, Jin Jiyan Azadî diyenleriz. 

Gelin İmralı kapılarını açın, Türkiye’de Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle hep birlikte çözelim

Sizler seçim sürecinde her şeye rağmen, burada yaşanan bütün provokasyonlara rağmen dayanışma içinde oldunuz partimizi yücelttiniz. Kayyım atamalarından sonra da gece gündüz demeden siz değerli halklarımız sahip çıktınız partinize. Bundan dolayı partimiz adına hepinize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum. Şu bilinsin ki Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu’ya barışın gelmesi için bizler gece gündüz demeden emek vermeye devam edeceğiz. Kızıl denizde, bütün dünyanın savaş gemilerinin demirlediği bir yerde, ortada bu kadar sert bir sürecin yaşandığı bir dönemde, üçüncü dünya savaşından bahsedildiği bir dönemde Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü hayatidir. Biz buradan birkez daha çağrımızı yineliyoruz. Gelin Türkiye’de Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle hep birlikte çözelim. Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye, Ortadoğu barışına daha güçlü bir şekilde öncülük edebilir. Buna yürekten inanıyoruz. İşte bu nedenle bir kez daha değerli gençlerle, sevgili kadınlarla hep beraber diyoruz ki İmralı kapıları açılsın, Sayın Öcalan dışarı çıksın. Yapacağı çağrıların sadece Türkiye halklarına değil, tüm Ortadoğu halklarına sunacağı katkıları bilerek bunları söylüyoruz. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum, sağolun, var olun. 

17 Kasım 2024