Saadet Partisi ziyaretinde ortak tutum: Kürt meselesinin barışçıl çözümüne katkı sunmak, elimizi taşın altına koymak isteriz

Eş Genel Başkanlarımız Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, STK ve Siyasi Partilerle İlişkiler Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Özlem Gündüz ve Şırnak Milletvekilimiz Mehmet Zeki İrmez’den oluşan heyetimiz Saadet Partisi’ni ziyaret etti. 

Heyetimiz, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan ve Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Beytiye Ekinci’den oluşan heyetle bir araya geldi. Görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada, Hatimoğulları ve Arıkan şunları söyledi: 

Hatimoğulları: 1 Ekim’den bu yana başlayan tartışmaları istişare ettik

Bugün Saadet Partisi’ni ziyaret ettik. Sıcak karşılamalarından ve güzel ev sahipliklerinden dolayı Sayın Mahmut Arıkan ve heyetine teşekkürlerimizi sunuyorum. Sizlerin de bildiği üzere, DEM Parti olarak bir süredir hem parlamentoda grubu bulunan ve bulunmayan siyasi partileri hem de Türkiye’deki farklı emek-meslek örgütlerini ve sendikaları ziyaret etmeye devam ediyoruz. Bugün de Saadet Partisi’ni ziyaret ettik. Belli başlı gündemleri burada bugün istişare ettik. Türkiye’nin ve bölgenin içinden geçtiği iktisadi ve siyasal koşullar, Suriye’deki yeni gelişmeler. Bütün bunları birlikte değerlendirdik. Elbette 1 Ekim’den bu yana Sayın Devlet Bahçeli’nin başlattığı bazı tartışmaları da hep birlikte istişare ettik. 

Barış çizgisini daha güçlü hale getirmek için sorumluluklarımızın olduğu bir dönemden geçiyoruz

Bahsettiğimiz bütün görüşmelerde, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözümünü partilerle ve emek-meslek örgütleriyle istişare ettik. Çünkü Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Bölgenin içinde olduğu bu durumda, bütün dünya ölçeğinde savaş ve çatışmaların boy verdiği bir dönemde, Türkiye’nin iç barışını tesis etmesinin ne kadar acil ve elzem olduğunu, Suriye’deki gelişmelere baktığımızda bir kez daha görmüş olduk. Bu sorunun demokratik yöntemlerle ve barışçıl bir zeminde çözülmesi için Türkiye’deki herkesin; siyasi partilerin ve bütün toplumsal dinamiklerin bu çorbada tuzu olmalıdır. Hepimizin barış çizgisini daha güçlü hale getirmek gibi büyük görev ve sorumluluğunun olduğu bir dönemden geçiyoruz. 

10 partinin sesi dinlenmeli, OHAL artığı olan kayyım yasası yürürlükten kaldırılmalıdır

Bizler iç barıştan, Kürt sorununun çözümünden bahsederken, toplumda bir diyalog olacakmış gibi bir algı oluşuyor. Ancak kayyım atamalarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bugün yaptığımız görüşmede de bütün çevrelerle yaptığımız görüşmelerde de kayyım temel gündemlerimizden biriydi. Bizler, kayyımın siyasi bir darbe olduğunun, yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden aldığının, demokrasiye vurulan en büyük darbe olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Aralarında Saadet Partisi’nin de bulunduğu muhalefetteki 10 parti, çok kıymetli bir işe imza attı. OHAL’in devamı olan, o dönemde kararı alınmış olan kayyım yasasının ortadan kaldırılmasıyla ilgili parlamentoda bir ortaklık sağlanmıştır. Buradan bir kez daha Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’a sesleniyoruz: 10 partinin sesi dinlenmeli ve OHAL’in artığı olan bu yasa yürürlükten kaldırılmalıdır.

Suriye’nin istikrara kavuşması Türkiye’nin güvenliği açısından çok önemlidir

Bugün yine istişare ettiğimiz noktalardan birisi de sorunlar yumağı içerisinde Suriye’de yaşanan yeni gelişmeler. Evet, Suriye’de hükümet lağvedilmiş oldu ve şu anda orada devasa büyüklükte bir kaosa tanıklık ediyoruz. Geleceği belirsiz kanlı bir sürecin yaşandığına da tanıklık ediyoruz. İki noktada buna tanıklık ediyoruz. Birincisi, özellikle farklı halklara ve inançlara yönelik gerçekleştirilen katliamlar. Özellikle o bölgede yaşayan Alevi toplumuna yönelik bir katliam zinciri için düğmeye basılmış. Ayrıca, Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürt halkına yönelik saldırılar da devam ediyor. Bütün bunların bir an önce bitmesini istiyoruz. Suriye’nin istikrara kavuşması, Türkiye’nin güvenliği açısından çok önemlidir. Aleviler ve Hıristiyanlar başta olmak üzere, farklı halklardan ve inançlardan insanları düşman parantezine alarak bir katliam zinciri için düğmeye basılmasını asla doğru bulmuyoruz. Demokratik bir Suriye inşa edilmesi, oradaki bütün halklar ve inançların bu inşa sürecinde yer alması, demokratik bir anayasanın kabul edilmesi çok acil ve elzemdir. Buradan da bu çağrıyı yapıyoruz. 

Kürtler bölge için güvenlik tehdidi değil, tam tersine güvencedir 

Kürtler bölge için güvenlik tehdidi değil, tam tersine güvencedir. Türkiye’nin de siyasetini belirlerken bu çizgide hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Elbette Türkiye’nin iktisadi krizden geçtiği ve bütçe görüşmelerinin devam ettiği günlerde bu görüşmeyi gerçekleştirdik. Bunlara dair de kimi değerlendirmelerimiz oldu. Ne yazık ki bu bütçe yoksulun değil zenginin bütçesidir. Asgari ücretin belirlenmesi ile ilgili görüşmeler de devam ediyor. İşsizlik ve yoksulluğun bu kadar derinleştiği, 50 milyon yurttaşımızın açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşadığı bir dönemde, asgari ücret insanca bir yaşamı idame ettirecek düzeye çekilmelidir. Bütçenin yoksullardan yana bir bütçe olması gerekiyor. Tekrar Saadet Partisi ailesine ve Sayın Genel Başkana ev sahipliklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Siz değerli basın mensuplarına da teşekkür ediyorum. 

Arıkan: Kürt meselesinin çözümüne katkı sunmak isteriz

24 Kasım 2024’te 9’uncu Olağan Kongremizi icra ettik. DEM Parti’nin çok değerli eş genel başkanları ve heyeti hayırlı olsun ziyaretine geldi. Ben nazik ziyaretlerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Hem dünyada hem de bölgemizde ve ülkemizde yaşanan gelişmeleri istişare etme imkanı bulduk. Bu istişareleri, siyasi partilerin birbirlerine gelip gitmelerini çok kıymetli buluyorum. Birçok problem var, çözülmesi gereken onlarca sıkıntı var. Bunların çözümü bu kanalların açık olmasından geçiyor. Gönlümüz ister ki iktidar ortakları da muhalefet partileri arasındaki nezaket çerçevesinde yapılan bu görüşmelere katkıda bulunsun, gereken bilgilendirmeleri yapabilsin. Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Cumhuriyet tarihimizin 101’inci yılındayız. Gerek yakın coğrafyamızda gerekse dünyada çok hayati gelişmeler var. Ama bunlarla alakalı bilgilendirme konusunda ciddi eksiklikler olduğunu belirtmek isterim. Biz ısrarla iktidar partisinin ve devlet yetkililerinin bu gelişmelerle ilgili bizleri bilgilendirmesini talep ediyoruz, arzu ediyoruz. Mutlaka bizlerin de bu problemlerle ilgili katkıları olacaktır. 55 yıllık Milli Görüş geleneğinin, Sayın Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları’nın da ifade ettiği Kürt meselesiyle ve diğer problemlerle alakalı çok kıymetli çalışmaları olmuştu. O dönemde bu meselelerin çözülmesiyle alakalı ciddi mesafeler alınmıştı. Eğer yetkililer bizim tecrübelerimizden istifade etmek isterse, kapımızın sonuna kadar açık olduğunu tekrar ifade etmek isterim. 

Suriye’ye zafer-hezimet penceresinden değil, sis perdesini aralayarak bakın

Suriye meselesi bugün gündemde olan bir mesele. Hepimizi, ülkemizi yakından ilgilendiren bir mesele. Bazı arkadaşlarımızın bir zafer nidasıyla olaya yaklaştıklarına üzülerek şahitlik ediyoruz. Ne bir zafer ne de bir hezimet penceresinden bakmalıyız; yaşanmışlardan ziyade bundan sonra yaşanacakları masaya yatırmalıyız. Suriye’nin demokratik bir çerçevede ve ülke bütünlüğünü muhafaza edecek şekilde nasıl yönetileceğini, ülkenin ve coğrafyanın daha sağlıklı olması için ne yapılacağını konuşmamız gerekiyor. Biraz daha sis bulutu dağıldığında gerçekleri görmeye de yetkilileri davet ediyoruz. 

Elimizi taşın altına koymaya hazırız

Gazze, 7 Ekim 2023’ten bu yana kan ve gözyaşına boğulmuş durumda, insanlık tarihinin en büyük katliamına sahne olmuş vaziyette. Suriye’de bütün bunlar tartışılırken, İsrail ordusu sessiz sedasız Şam’a girmek üzere. 20 km’ye kadar yaklaşmış vaziyette. Bugün bunların ülkemizde konuşulamadığına üzülerek şahitlik ediyoruz. Saadet Partisi Kürt meselesi ve kayyım meselesiyle alakalı, İsrail’in bu pervasız davranışlarıyla alakalı, bundan sonraki dönemde çözümle alakalı üzerine düşeni yapmaktan bir dakika bile geri durmayacaktır. Çözüme odaklanabilmek için, neticeye odaklanabilmek için katkı sağlayacağımız birçok husus var. İnşallah önümüzdeki dönemde, DEM Parti’nin kıymetli Eş Genel Başkanlarının da ifade ettiği gibi, çözüm odaklı bütün görüşmelere açığız. Elimizi taşın altına koymaya hazırız. Teşekkürler. 
 

Soru: İmralı için bir başvurunuz vardı. Buna bir yanıt gelmedi. “Makul süre” demişti Adalet Bakanı. Bu makul süre nedir? Ayrıca bugün Ömer Öcalan’ın bir açıklaması oldu. “Türkiye devleti buna gelecek mi, gelmeyecek mi?” dedi. Öcalan, İmralı’da yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, “Önerileri, en makul önerilerdir. Bu zemin hazırlanacak mı?” diye sordu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?  

Hatimoğulları: Kürt sorununu çözeceklerse, nasıl bir yol izleyecekler?

Bakan için makul süre nedir bilmiyoruz. Bizim için makul olan süre çoktan geçti. Bu başvuru, yaptığımız ilk anda olumlu yönde yanıtlanması gereken bir başvuruydu. O nedenle bu makul süre için biz bir şey söyleyemeyeceğiz. Sayın Bakanın yanıtlaması gerekiyor. Milletvekilimiz Ömer Öcalan’ın yapmış olduğu açıklama da aslında şu anlama geliyor. Bu görüşme sağlanacak mı, sağlanmayacak mı? Bu görüşmenin sağlanması zaten yol alındığının göstergelerinden biri olur. Bu yol alınacak mı, alınmayacak mı? Bir plan, bir program var mı Kürt sorununun çözümüne dair? Bunlar hepimizin sorduğu sorular. Milletvekilimiz bir kez daha güncellemiş oldu. Bu meseleye ilişkin sözümüz şudur. Evet, bir gelişme var. Bu gelişmelerin hangi anlama geldiğine, bunların nereye varacağına dair bizler, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, bu ülkeyi yöneten yetkililerden açıklama beklemekteyiz. Kürt sorununu çözmek istiyorlar mı? Çözeceklerse nasıl bir yol ve yöntem izleyecekler? Bu konuda sadece DEM Parti merakta değil. Türkiye’de yaşayan bütün yurttaşlarımız merakla bu açıklamaları beklemektedir. Teşekkürler. 

12 Aralık 2024