Seçim güvenliğini ihlal eden, adil ve demokratik bir seçim yapılmasına engel oluşturan usulsüzlükler

Grup Başkanvekillerimiz Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli; seçime gölge düşüren, seçim güvenliğini ihlal eden, adil ve demokratik bir seçimin yapılmasına engel oluşturan şaibe ve usulsüzlüklerin araştırılması ve alınacak önlemlerin tespiti amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi. Önergede şu ifadeler yer aldı:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

31 Mart 2024 Pazar günü yapılan yerel seçimlerde başta partimiz olmak üzere sivil toplum kuruluşları ve gözlemci heyetleri birçok il ve ilçede usulsüz seçmen kaydırma, birden fazla sandıkta oy kullandırtma, kolluk gücü eliyle oy kullandırtmama, oy pusulalarının yakılması, olağanüstü sayıda geçersiz sayılan oyların tekrar sayılmasına ilişkin yapılan itirazların reddedilmesi, oy torbalarının YSK’ya ulaştırılmasının engellenmesi gibi çok sayıda usulsüzlük tespit etmiştir. Seçime gölge düşüren, seçim güvenliğini ihlal eden, adil ve demokratik bir seçimin yapılmasına engel oluşturan bu ve benzeri şaibe ve usulsüzlüklerin araştırılması ve alınacak önlemlerin tespiti amacıyla Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.

GEREKÇE

Demokratik bir yönetimin temel unsuru olan seçimlerin halk iradesini tam anlamıyla yansıtılabilmesi için güvenli, şeffaf ve adil bir biçimde gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunun ön koşulu da seçimlerin şeffaf bir ortamda farklı görüşleri temsil eden siyasi partilerin her türlü baskıdan uzak, serbestçe örgütlenebildikleri, basın, yayın ve propaganda faaliyetlerini özgürce gerçekleştirebildikleri ve her türlü hak ve kamu kaynaklarından eşit biçimde faydalanabildikleri özgürlükçü bir ortamın sağlanması gerekmektedir. Seçimlere meşruluk kazandıran, halk iradesini engelsiz biçimde sandıklara taşıyan bu demokratik, eşit ve adil yarış zeminidir.  Fakat ülkemizde her seçim döneminde olduğu gibi 31 Mart yerel seçimlerinde de açığa çıkan ihlal ve usulsüzlükler seçim güvenliğine ciddi biçimde müdahale olduğu gibi halk iradesinin tam anlamıyla tecelli etmesine de ciddi biçimde engel oluşturmuştur.

31 Mart yerel seçimlerinde iktidar partisi bütün kamu kurum ve kaynaklarını kendi seçim çalışmaları için seferber ederek seçimlerin adil ve eşit bir ortamda gerçekleşmesini baştan engellemiştir. Yine seçim dönemi boyunca iktidar eliyle açığa çıkan sayısız hak ihlali ve usulsüzlük de seçimlerin meşruiyet zeminini sorgular hale getirmiştir.

Bunun en belirgin örneği, partimizin seçim sürecinde tespit ettiği, kamuoyuyla paylaştığı ve TBMM gündemine taşıdığı seçim arifesinde yapılan ve doğrudan sandık sonuçlarını değiştirebilecek nitelikte olan usulsüz seçmen kaydırma müdahalesi 31 Mart yerel seçimlerine büyük bir gölge düşürmüştür. Kars Merkez’e 4030, Şırnak Merkez’e 8287, Siirt Merkez’e 6643, Hakkâri Çukurca’ya 3602, Ağrı Merkez’e 4607 usulsüz seçmen kaydırılmıştır. Sandık sonuçlarını doğrudan değiştirebilecek bu rakamlar partimizin tespit ettiği ve ilgili kurumlara itiraz gerçekleştirdiği sadece birkaç örnektir. Zira Partimiz 32 seçim bölgesinde toplam 54.060 usulsüz seçmen kaydını tespit etmiş ve bunlara itiraz etmiştir. Ancak 54.060 usulsüz seçmene yapılan itirazlarımızın sadece 222 seçmene ilişkin olanı ilçe seçim kurullarında kabul edilmiştir. 53.182 usulsüz seçmen kaydı için YSK'ya yaptığımız başvuruların tümü ret edilmiştir. Kabul edilen itirazlarımızın tamamına yakını sivil seçmenler oluştururken birçok il ve ilçede esas olarak sandık sonuçlarını değiştirebilecek nitelikte olan, hatta birçok seçim bölgesinde doğrudan değiştiren kolluk güçlerine ilişkin itirazlarımız kabul edilmemiştir. Örneğin Şırnak Tümgeneral Ömer Keçecigil İlkokulunda 5950 seçmen arasında tek bir sivil seçmen yoktur. Bu veri bile tek başına sandık sonuçlarına doğrudan müdahalenin göstergesidir. 

Yasada da net biçimde vurgulandığı gibi herhangi bir yerde görevlendirilmek ile hele ki seçim veya tatbikat gibi sebeplerle görevlendirilmekle oranın seçmeni olmak aynı şey olamaz. Normalde büyükşehir olmayan illerde köyde oturan biri bağlı olduğu ilçenin belediye başkanlığına dahi oy kullanamazken farklı il/ilçe/köyde ikamet eden güvenlik güçleri geçici olarak görevlendirildiği yerlerin muhtarını, belediye başkanını, meclis üyelerini seçebilecek şekilde seçmen olarak kaydedilmiştir. Bu durum hukuka olduğu gibi bir bütün olarak Yerel Seçim mantığına, demokrasiye aykırı ve halk iradesine doğrudan müdahaledir.

31 Mart seçimlerinde tespit ettiğimiz en az 32 seçim bölgesinde 54 bini aşkın usulsüz seçmen kaydırılması halk iradesine büyük bir müdahale ve dünyada örneği olmayan bir hukuksuzlukla sonuçlanmıştır. TBMM’nin bu müdahale ve hukuksuzluğu acilen gündemine alması gerekmektedir. Bu nedenle usulsüz seçmen kaydırılması başta olmak üzere seçim güvenliğini ihlal eden, adil ve demokratik bir seçimin yapılmasına engel oluşturan ihlal ve usulsüzlüklerin araştırılması ve alınacak önlemlerin tespiti amacıyla Meclis tarafından bir araştırma komisyonu kurulması elzemdir.

16 Nisan 2024