Demokratik Yerel Yönetimler Kurulumuzun açıklaması:
31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri, iktidar ortaklarının her türlü kirli yönteme başvurmaktan imtina etmediği bir seçim olmuştur. Seçmen taşıma ve oy çalma gibi yöntemlerle halkın iradesine ipotek koyma amacını taşıyan iktidarın bu saldırılarına rağmen halk, iradesini sandıklara yansıtmaktan geri durmamıştır. Bu iradenin en güçlü ortaya konulduğu yerlerden biri de şüphesiz ki Van olmuştur. Van halkı, 13 ilçenin tamamında DEM Parti’ye olan güvenini ve inancını sandıkta beyan etmiş ve 13 ilçe belediyesinin yanı sıra Van Büyükşehir Belediyesinde de tercihini DEM Parti’den yana kullandığını büyük bir kararlılıkla göstermiştir.
Partimizin Van’da yakaladığı bu tarihi başarıyı hazmedemeyen iktidar ortakları, seçimlerin üzerinden henüz 24 saat geçmemişken kumpas arayışlarına girmiştir. Çözümü kumpasta arayan bu akıl, halkın en sert direnişiyle karşılaşmıştır. Halkın direnişi ve iradesine sahip çıkma kararlılığıyla, başvurulmak istenen hukuksuzluktan geri adım atılmış ve o yanlış yoldan dönülmüştür.
Bugün geldiğimiz noktada ise kimi çevrelerin bir kez daha aynı senaryoları hayata geçirme uğraşında olduğunu görüyoruz. Kürt düşmanlığıyla ülkede demokrasiyi yok eden bu akla bir kez daha hatırlatıyoruz: Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan, 31 Mart seçimlerinden önce kendisinin seçilme yeterliliğine sahip olduğunu belirten tüm evrakları ilgili kurumlardan temin etmiştir. Zeydan hakkında verilen memnu hakların iadesi kararı da yine bu ülkenin bir yargı kurumu olan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiştir. Geldiğimiz nokta itibariyle Yargıtay Dairesinin kendi yerleşik içtihatlarına aykırı yeni bir karar alması, bu kararın hangi saikler doğrultusunda alındığının göstergesidir.
İlk derece mahkemenin verdiği karar doğrultusunda seçimlere girilmiş ve kazanılmıştır. Yeni kararlar ile daha önce alınan bu kararı yok saymaya çalışmak komplocu siyasi aklın yansımasıdır. Bizler için esas olan seçilmişlerin ve halkın seçme ve seçilme hakkının korunmasıdır. Seçilmişlerin ve halkın kazanılmış haklarını hedef alacak kararlara başvurmak siyaset-yargı kurnazlığının ve ayak oyunların bir tezahürüdür.
Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu ve kimsenin suç işleme özgürlüğü olmadığını ifade edenlere aynı sözleri tekrar ediyoruz. Hiç kimse veya kurum, hukuk eliyle suç işleme ve özgürlükleri yok etme hakkına ve özgürlüğüne sahip değildir. Toplumun çıkarını gözetmeyip iktidarın çıkarını gözeten kararlar, halk nezdinde meşru ve kabul edilir değildir. Toplumsal kırılmalara ve gerilimlere neden olacak her türlü karardan uzak durması iktidarın öncelikli sorumluluğu ve mecburiyetidir.
DEM Parti olarak durduğumuz yer çok nettir. Bizler demokrasiyi, eşitliği ve hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Demokrasinin tanımı ve uygulanma biçimi bir çevreye ve onun çıkarlarına göre tarif edilemez, şekillenemez. Kendilerine göre demokrasiyi şekillendirmek isteyenlere, halk bundan önce olduğu gibi bundan sonra da gereken cevabı vermekten geri durmayacaktır. 31 Mart seçimlerinde de Van Büyükşehir Belediyesinin yönetimi için halk cevabını verdi ve iradelerinin Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal olduğunu yüzde 55,5 gibi yüksek bir oranla ortaya koydu. Bundan sonra yapılacak tek şey Van halkının ortaya koyduğu bu irade beyanına saygı duymaktır.
DEM Parti Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu
5 Aralık 2024