Tiryaki: Iğdır Valisi ve Emniyet Müdürünün muhalefete karşı AKP il temsilcisi gibi davranmasını kabul etmiyoruz

Demokratik Yerel Yönetimler Kurulundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Rüştü Tiryaki, Iğdır İl Emniyet Müdürünün provokatif girişimlerine ve belediyelerimize yönelik saldırılara ilişkin Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenledi. Tiryaki, şunları söyledi:

Iğdır Emniyet Müdürü lakayt bir şekilde “Her türlü baskı bertaraf edilecektir” diyor 

Dün sosyal medyada yaygın bir biçimde bir görüntü yayınlandı. Düne ait değildi bu görüntüler. Görüntülerde Iğdır Emniyet Müdürü, Iğdır Belediyesi önünde işten çıkarıldıkları için eylem yapan işçilerin yanına gidiyor. Dağılın uyarısı yapmak için yanlarına gitmiyor. Sıkça kullandıkları ama gerçekten çok saygısız bir ifade olan “süpürün bunları” demek için de işçilerin yanlarına gitmiyor. İşçilere gaz sıkılmıyor, su sıkılmıyor. İşçiler gözaltına alınmıyor. İşçiler yerlerde sürüklenmiyor. Aslında iyi bir görüntü. Ama Emniyet Müdürü bambaşka bir şey için orada, işçilerin yanında. İşçilerin eylemini desteklemek için ziyaret gitmiş. Üzerinde üniforma var. Çok lakayt bir şekilde, ağzında sakız, podyumda yürür gibi işçilerin yanına gidiyor. Bu basın toplantımızın konusu değil. Iğdır İl Emniyet Müdürü işçilerin yanında bir de konuşma yapıyor. “Öncelikle bu kutsal günlerde, Muharrem ayının başında böyle adaletsiz, hukuksuz, haksız bir işlem olmasaydı keşke” diyor. Yani belediyenin, belediye çalışanlarının bir kısmıyla iş akdini feshetmesini haksız, hukuksuz, adaletsiz buluyor. Kendisi hem hakim hem savcı, bütün hukuk kurumlarının da yetkilisi. Böyle bir karar vermiş. “Sizden ricam bu haklı durumunuzu muhafaza etmenizdir, bu şekilde gösterilere devam etmenizdir” diyor. Iğdır Emniyet Müdürü, işçilere Iğdır Belediyesinin karşısında bu şekilde eylem yapmaya devam etmelerini söylüyor. Ardından da “Himmet Bey de burada, size karşı dışarıdan gelen her türlü baskı, emniyet kuvvetleri tarafından bertaraf edilecektir. Biz burada size karşı olur da herhangi bir saldırı olursa güvenliğinizi sağlayacağız” diyor. 

Iğdır Valisi ve Emniyet Müdürünün muhalefete karşı AKP il temsilcisi gibi davranmasını kabul etmiyoruz 


En sonunda da “Eminim adalet en kısa sürede tecelli edecek” diyor. Artık nasıl tecelli edeceğini siz tahmin edebiliyorsunuz. Iğdır Emniyet Müdürü Erden Sarıkaya’nın sözleri bunlar. “Himmet Bey” diye bahsettiği kişi Belediye İş Sendikasının Iğdır Şube Başkanı. Aynı yere, yani işçilerin Iğdır Belediyesi karşısında eylem yaptıkları yere, Iğdır Emniyet Müdüründen önce Iğdır Valisi de gitmiş. 9 Temmuz tarihinde belediye binası önünde toplanan işçilerin yanına gitmiş Ercan Turan. İşçileri ziyaret etmiş, “Haklı davanızda yalnız değilsiniz” demiş. Yani vali de o eylem yapan işçilere, “Davanız haklıdır, Iğdır Belediyesinin sözleşmelerinizi feshetmesi haksızdır, biz de sizin yanınızdayız” demiş. Bir muhalefet belediyesinde, DEM Partili bir belediyede işten çıkarmalar olduğunda valinin, emniyet müdürünün tavrı tam olarak böyle. Vali devletin, kentin valisi değil, AKP’nin il başkanı mübarek! Emniyet Müdürü devletin, kentin emniyet müdürü değil, AKP’nin koruma müdürü mübarek! Valinin, emniyet müdürünün, muhalefete karşı AKP il temsilcisi gibi davranmasını kabul etmiyoruz. Toplumsal kutuplaşmaya hizmet eden, tarafgir kamu yönetimini kabul etmiyoruz. İkiyüzlü davranışları ve politikaları kabul etmeyeceğiz. 

AKP’li belediyeler işçi çıkardıklarında vali, emniyet müdürü gidip destek ziyaretinde bulunamaz


Bu basın toplantısının konusu Iğdır Belediyesinde işten çıkarılan işçiler değil. Konunun muhatabı olan Iğdır Belediye Eş Başkanlarımız gerekli açıklamaları yapıyorlar, yapacaklar. Ve yapacakları açıklamalarla ilgili takdir Iğdır halkınındır. Siyasi olarak doğru bir karar olup olmadığını hep birlikte göreceğiz. Halk ya destekleyecek ya da karşı çıkacak. Ayrıca işçiler eylem yapmaya devam ediyorlar. Kesinlikle demokratik ve barışçıl olduğu sürece hiç kimsenin bu eyleme müdahale etmesini doğru bulmuyoruz. İşçiler, buna karşı hukuksal mücadelede de bulunacaklar. Bu basın toplantısını yapmak istememizin amacı devletin bir parti devleti haline dönüşmesine ve kamu yöneticilerinin AKP’nin il başkanı, AKP’nin koruma müdürü gibi davranmasına dikkat çekmek. İktidar partili belediyeler işçi çıkardıklarında vali, emniyet müdürü gidip destek ziyaretinde bulunabilir mi? Mümkün değil. Fakat muhalefet partilerine mensup bir belediye işten çıkardığında, vali ve emniyet müdürü çok rahat işçileri ziyaret edebiliyor. “Bu haksızdır, hukuksuzdur. Haklı davanızda yanınızdayız” diyebiliyor. AKP’nin kayyımları, belediye başkanları on binlerce kişiyi sorgusuz sualsiz çıkardığında Türkiye’de hiçbir valinin, hiçbir emniyet müdürünün, hiçbir kamu yöneticisinin o haksızlıklara uğrayan on binlerce kişinin yanında olduğunu gördünüz mü? Göremezsiniz. Onların lehine bir açıklama yaptıklarını gördünüz mü? Göremezsiniz. On binlerce kişiyi AKP’nin valileri ve kayyımları işten çıkarabilir, AKP’li belediyeler işten çıkarabilir; emniyet müdürleri, valiler sadece bunu izler, hatta destekler. Dolayısıyla bu durum nasıl bir tarafgirlik içinde olduklarını gösteriyor. Emniyet müdürleri, valiler muhalefete karşı böyle bir tavır içerisinde oldukça, polis müdürleri üniformalarıyla muhalefetin karşısında iktidarın yanında yer aldıkça, Doğu Perinçek gibi bazı siyasi parti liderleri de çıkıp CHP’nin iktidar olamayacağını, yüzde 90 oy alsa dahi askerin ve polisin buna izin vermeyeceğini söyleyebiliyor. Mesele bu kadar ciddidir. Bir emniyet müdürü, bir vali muhalefet belediyelerine karşı bu tavrı sergiledikçe; bir kayyım, askeri operasyonlara çıkar gibi belediyeleri işgal ettikçe, Doğu Perinçek gibiler de “Siz yüzde 90 oy alsanız bile iktidar olamazsınız” diyebiliyor. 

Kayyım Özel Kalem görevlilerinin yerine polis atadı


Şimdi ben bir karşılaştırma yapmak isterim. 31 Mart 2019’da Iğdır’da belediye seçimlerini kazanmıştı HDP. 16 Mayıs 2020’de de kayyım atanmıştı Iğdır Belediyesine. O dönem Iğdır Milletvekili Habip Eksik ve Antalya Milletvekilimiz Kemal Bülbül ile Iğdır’a destek için gitmiştik. Iğdır Belediye Eş Başkanlarımız gözaltına alınmıştı, belediyeye kayyım atanmıştı. Iğdır Valisi ve Iğdır Emniyet Müdürü adliyeyi kuşatma altına almıştır, tamamen kapatmıştı. Adliyede Belediye Eş Başkanlarımızı görmemize izin vermediler. Belediyeyi de kuşattılar. Belediyenin yanına bile yaklaşılmasına izin vermedi Iğdır Valisi ve Emniyet Müdürü. O dönemki tavırları böyleydi. Kayyımın göreve geldikten sonra ilk bir hafta içinde yaptığı icraatlar nelerdi? Fen İşleri Müdürünü, Muhasebe Müdürünü görevden almak ve yerlerine başka kurumlardan görevli getirmekti. İmar Müdürünü görevden almak ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığından görevli getirmekti. Belediye Eş Başkanlarının Özel Kalem görevlilerini görevden uzaklaştırdı kayyım ve yerlerine iki polis görevlendirdi. 

Iğdır kayyımı 200’e yakın kişiyi KPSS ve kura olmadan işe aldı

Şu an görevde olan Iğdır Valisi kayyım olarak göreve başladıktan sonra 200’e yakın kişiyi KPSS sınavı olmadan, noter huzurunda kura olmadan işe aldı. 200’e yakın kişiyi işe aldı hem de seçimlerden kısa bir süre önce. Neden? Seçim yatırımı amacıyla. Bugün iş akitleri feshedilenler, işte Ağustos 2023’ten sonra göreve başlayan kayyımın siyasi yatırım olarak işe aldığı kişilerdi. Bunların davranışları böyle. Kayyımlar göreve geldiğinde kamu yöneticilerini görevden uzaklaştırıp kendilerine yakın kişileri alıyorlar, siyasi yatırım olarak yüzlerce kişiyi göreve başlatıyorlar. Bizim belediyeye yaklaşmamıza izin vermiyorlar ama bugün aynı kentin valisi, emniyet müdürü pervasız bir biçimde gidip işten çıkarılanlara destek eyleminde bulunabiliyor. Bir başka karşılaştırma yapmak istiyorum. AKP’nin önünde herhangi bir muhalif grup, protesto etkinliği yapabilir mi? Yapamaz. Emin olun yapmak isteseniz yaka paça gözaltına alınır, yerlerde sürüklenir, tutuklanırsınız. Ama bir muhalefet partisinin il binası önünde aylarca, yıllarca eylem yapabilirsiniz. Karşısına çadır kurabilirsiniz. Emniyet müdürleri, emniyet görevlileri, polis, kamu otoriteleri onları pamuklara sararak besleyip size karşı durmalarını sağlarlar. Valiler, bakanlar, milletvekilleri gidip onları ziyaret edebilirler. Fakat siz AKP’nin il binası önüne gittiğinizde yaka paça gözaltına alınırsınız. İşten çıkarılanlar AKP’li belediyenin önünde bu kadar rahat protesto etkinliği yapabilirler mi? Yapamazlar. Yaptıklarında yaka paça gözaltına alınırlar. Ama bir muhalefet partisinin, DEM Parti’nin önünde bu kadar rahat eylem ve etkinlik yapabilirler.


AKP’li belediyelerin işten çıkardığı işçilere yönelik polis tavrı

Ben size birkaç örnek vereceğim: Burada belediyede işten çıkarılan bir kişinin, hakkını arayan kişinin nasıl yerde sürüklendiği görülüyor. AKP’nin işçilere karşı genel tavrı böyledir. Bakın, burada da doğrudan işçilere nasıl gaz sıkıldığını görebilirsiniz. Bunlar belediyede işten çıkarılan kişiler. Polisler doğrudan işçilerin yüzünü gözeterek gaz sıkıyorlar. Bakın, yine işten çıkarılan işçiler ve yaka paça gözaltına alınıyorlar. Bir başka resim. Yine işten çıkarılan bir işçi ama muhalefet belediyesinde değil ve bu kadar rahat yaka paça gözaltına alınıyor. İşten çıkarılan işçiler bunlar, açıklama yapmak istiyorlar. Polisin nasıl kuşattığını görebilirsiniz. Burada polisin nasıl işçilere saldırdığını, nasıl gaz sıktığını görebilirsiniz. Yüzlerce resim gösterebilirim. Burada işçiler nefes alamaz hale getirilmiş. Iğdır’da bizim belediyemizde işten çıkarılanlar pamuklar içinde korunurken ve vali, emniyet müdürü gidip onlara destek açıklaması yapıyorken; başka belediyelerde işten çıkarılanlar eylem yaptıklarında polis tarafından böyle davranışlara maruz kalıyorlar. 

Bu ikiyüzlülüğü kabul etmeyeceğiz

Temmuz 2024, kısa bir süre önce, bakın nasıl müdahale ediyorlar. Polis AKP’nin işten çıkardığı işçilerin eylem yapmasına nasıl izin vermiyor görün. Bu yakın tarihte olmuş. Bakın bir işçi yine yaka paça gözaltına alınıyor. Bunlar MHP’li, AKP’li ve belki de BBP’li belediyeler. Eğer iktidar ortaklarına mensup bir belediye işten çıkarırsa işte karşılığı bunlar. Bu ciddi bir sorun. Polisin ve valinin bu ikiyüzlü tutumunu, altını çizerek belirtmek isterim, kabul etmiyoruz. Bu, toplumsal kutuplaşmaya hizmet eden bir davranıştır. Biz valilik ve emniyet görevlilerinin, bir bütün olarak haklarını arayan bütün işçilere karşı saygılı bir davranış içinde olmasını isteriz. Hak arayan hiçbir işçiye gaz sıkılmasını doğru bulmayız. Ama muhalefet partisinin önündeki işçileri destekleyip iktidar belediyelerinin önünde eylem yapanları yaka paça gözaltına alıyorsanız, bunun adı ikiyüzlülüktür. Bunu hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz. 

Türkiye bir parti devleti haline getirilmiştir

Türkiye’de kamu yönetimi uzunca bir süredir iktidarın arka bahçesi haline getirilmiş durumda. Yüksek yargı mensuplarının çay toplamaya Cumhurbaşkanı ile gittiklerine, yerlere kadar eğildiklerine tanıklık ettik. Kısa bir süre önce de üst düzey bir emniyet görevlisinin, Özel Harekat Daire Başkanının iktidarın küçük ortağı karşısında yerlere kadar eğildiğine tanıklık ettik. Bugün de Iğdır Belediyesi önünde bir valinin, emniyet müdürünün bize karşı davranışlar içinde olduklarına, muhalefetin karşısında iktidarın memuru gibi nasıl davrandıklarına tanıklık ettik. Bütün bunlar tek bir şeyi gösteriyor: Türkiye artık demokrasinin d’sinden bile bahsedilmeyecek bir parti devleti haline getirilmiştir. Buna karşı mücadele etmek, aynı zamanda parti devleti uygulamasına karşı mücadele etmek anlamına geleceğinden, biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Hak arama mücadelesine duyduğumuz saygı nedeniyle hiçbir şekilde o işçilerin aleyhine bir söz kullanmayacağız. Ama siyasi iktidarın nasıl politikalar geliştirdiğini, siyasi yatırım olarak binlerce kişiyi nasıl işe aldığını, haksız bir biçimde hem OHAL KHK’larıyla hem de kayyım eliyle nasıl on binlerce kişiyi kovduğunu da söylemeye devam edeceğiz.  

22 Temmuz 2024