Kadın Meclisimizin çağrısıyla kadınlar Dersim’de irade gaspına karşı bir araya geldi. Sanat Sokağı'nda toplanan kadınlar, belediye önüne yürüyerek açıklama yaptı. Burada konuşan Kadın Meclisi Sözcümüz Halide Türkoğlu, şunları söyledi:
Hepinizi DEM Parti Kadın Meclisi adına selamlıyorum. İktidarın kayyım politikasına karşı sesimizi yükseltmek için bugün Dersim’deyiz. Biz biliyoruz ki kayyım politikaları hem kadın düşmanı hem de Kürt düşmanı politikalardır. 8 yıl boyunca Kürdistan’da uygulamaya çalıştıkları bu politikaları halk hiçbir şekilde kabul etmedi. Kadınlar da her gün kayyım politikalarını teşhir etmeye devam ediyor. Biz, bu kayyım politikasının faşist bir yönetim biçimi olduğunu söylüyoruz. Bu kayyım politikalarının faşist, erkek egemen, cinsiyetçi, milliyetçi, ırkçı ve ayrımcı olduğunu teşhir etmeye devam edeceğiz.
Kayyım rejimine karşı en büyük mücadeleyi kadınlar olarak vermeye devam edeceğiz
Bizler kadın dayanışmamızla ve mücadele ruhumuzla geçmişte faşist iktidarları, diktatörleri nasıl devirdiysek; bugün de kayyım rejimine en büyük mücadeleyi kadınlar olarak vermeye devam edeceğiz. Bu iktidar kadın düşmanı bir iktidardır; Kürt düşmanı, Alevi düşmanı bir iktidardır. O yüzden farklılıklara, kimliklere, özgürlüklere karşı düşmanlık hukukunu her türlü yol ve yöntemle hayata geçiriyorlar. Kayyım senaryosu da yargının siyasallaşmasının bir senaryosu olarak hayata geçiriliyor. Bu senaryonun ne anlama geldiğini biz Kürtler, kadınlar, Aleviler, sosyalistler ve feministler günbegün ortaya koyuyoruz. Bu bir düşmanlık hukukudur. Bu aynı zamanda özgür ve eşit yaşamak isteyenlere karşı bir savaş hukukudur. Bir yandan Kürtlerle savaşıyor bu iktidar, bir yandan da kadınlarla savaşıyor. Bu toplumun güç olmasını engellemek isteyerek, karar mekanizmalarını ortadan kaldırmak isteyerek faşist tek adam rejimlerinin kayyımlar eliyle başta Kürdistan olmak üzere Türkiye’nin her yerinde hayat bulmasını istiyorlar. Onlar bir yandan inkar ederken, bir yandan halkın ve kadınların iradesini çalıyor. Bir yandan da emeğimizi, bütçemizi, yaşam ve yönetim hakkımızı da çalmak için bu politikaları hayata geçiriyorlar. Yolsuzluktan ranta, inkar ve savaş politikalarına kadar işte bunlar iktidarın kendini var etme biçimidir.
Dersimli kadınlar kayyımları kabul etmiyor
22 Kasım’dan beri Dersim kayyımlara karşı isyan ediyor, kayyımları kabul etmiyor, iradesinin gasp edilmesini kabul etmiyor. Dersimli kadınlar buna isyan ediyor. İradesinin çalınmasını kabul etmiyor. Amed’den Ankara’ya, Adana’dan Mersin’e yüreği ve gönlü bizimle olan kadınların dayanışma gücüyle, kadın dayanışmasıyla hırsız ve kadın düşmanı kayyımlara karış mücadelemizi daha da yükselteceğimizin sözünü veriyoruz. Mücadele etmek zorundayız, çünkü kazanımlarımız gasp ediliyor. Çünkü eşit ve özgür yaşamdaki ısrarımızın modeli gasp ediliyor. Çünkü biz kadınlar eşit ve özgür yaşamak istiyoruz. Çünkü kayyımlar şiddeti ve inkarı besliyor. Nasıl ki 22 yıldır AKP iktidarı, kadın ve Kürt düşmanı politikalarıyla kazanımlarımızı hedef haline getiriyorsa; kayyım rejimi de gelir gelmez eş başkanlık sistemimize, kadın kazanımlarına ve kadın merkezlerine saldırıyor. Kadınların yaşamsal olarak gördüğü bütün kazanımlarını gasp etmeye çalışıyor. Dünyada mücadele eden kadınlar kazanımlarını koruyup savunma hakkını kendilerine nasıl meşru görüyorsa, burada da Kürdistan'dan Türkiye’ye kadın mücadelesinin kazanımlarını savunmak bizim temel hakkımızdır.
Mücadelemize hiç kimse ne barikat olabilir ne de ket vurabilir
Kazanımlarını, Kürt kazanımlarını savunan eş başkanlarımızı rehine haline getirmeye çalışıyorlar, kelepçelemek istiyorlar. Ev hapsiyle bu iradeyi kırmak istiyorlar. Belediyeyi gasp ettikleri yetmiyormuş gibi, buna itiraz eden kadınlara kelepçe takarak kadınların sözünü de bastırmak istiyorlar. Biz açık ve net söylüyoruz: Yıllarca verdiğimiz mücadelenin bedeli ne olursa olsun, mücadeleden bir adım dahi geri adım atmadık. Evet, kelepçe vurabilirsiniz ama biz özgür olmakta ısrarlıyız. Kelepçe vurarak bizi ev hapsine gönderebilirsiniz ama düşüncelerimiz, kalbimiz, dayanışma ruhumuz, kadınların mücadele ruhu sokaklarda, meydanlardır. Bu mücadelenin önünde hiç kimse ne barikat olabilir ne de ket vurabilir. Buradan Birsen Orhan’a da selamlarımızı yolluyoruz. Onun direnişi, kadınların direnişidir; mücadelesi, kadınların mücadelesidir.
Rojava'ya yönelik saldırı Kürtlerin kazanımlarına ve kadın devrimine yöneliktir
Bu iktidarın hem içeride hem de dışarıda Kürtlere ve kadınlara yönelik savaşı birbirinden bağımsız değil. Kayyım politikalarıyla kazanımlarımıza ve modelimize saldıran bu iktidar, Suriye'de çeteler eliyle işlenen birçok suçtan sorumludur. Rojava'ya yönelik saldırı aynı zamanda Kürtlerin kazanımlarına, kadın devrimine yönelik bir saldırıdır. Kadın dayanışma ruhu bu mücadeleyi nasıl yükselttiyse ve bugün bir kazanım, statü haline gelmişse, bunda bedel ödeyen kadınların, Kürtlerin, sosyalistlerin ve feministlerin emeği vardır. Tıpkı Rojava’yı savunduğumuz gibi, bu topraklarda da kayyım rejimine geçit vermeyeceğiz. Asla razı olmayacağız, asla itaat etmeyeceğiz. Biz kadınlar ne olursa olsun mücadelemizi yükselteceğiz. İster zindana göndersinler, ister her türlü yasakla belediyeleri bizden almaya çalışsınlar, isterlerse hukuku sopa olarak kullansınlar bu belediyeler bizimdir, bu irade bizimdir. Bunu her yerde savunmaya devam edeceğiz. İtaat etmeyeceğimiz gibi, onların istediği sınırları da kabul etmeyeceğiz. Siyasetimizi, kadın odaklı siyasetimizi, eşitlik ve özgürlük mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Biz kadınlar bu mücadelede kararlıyız, ısrarlıyız. Vazgeçmeyeceğiz, itaat etmeyeceğiz, korkmayacağız. Direneceğiz ve hep birlikte kazanımlarımızı daha fazla büyüteceğiz.
7 Aralık 2024